Metin Tombul Ağabey’le tanışıklığımız Doç. Dr. Erol Kaya Hocamızın “Şehre Tanıklık Edenler” çalışması sırasında olmuştu.
Çocukluğundan başlayarak Erzincan’ı anlatıyordu.
Programdan sonra bekledim. Tanışmak istiyordum. İşyerime davet ettim.
O günden sonra oğluydum artık.
Bana da şiir yazarak onurlandırmış, mutlu etmişti.
Kararan ruhlarda yanan çırasın
İmbikten süzülmüş nefis şırasın
Korkarsın incitip gönül kırasın
Merhamet ruhunda yanan köz olsun…
İnsani olarak çok kibar, nazik, sevecen bir Erzincan Beyefendisiydi Metin Ağabey.
Dostlarını unutmamakta, her gelişinde ziyaret etmeye çalışarak, sohbet ortamları oluşturmaktaydı.
Görüşme ve konuşmalarımızda gördüm ki Metin Ağabey sosyal meselelere duyarlı, gerçek bir Erzincan sevdalısı...
Erzincan denilince kollarıma kuvvet, ayağıma takat, gözüme fer geliyor derdi.
Bana ne ellerin gülizarından
Benim gonca gülüm Erzincan kokar.
Gönlüm cayır cayır yansa narından
Ocağımda külüm Erzincan kokar…
Son zamanlarını büyük acılar içinde geçirdi.
Gitgide sağlığı bozuldu, güçsüz, zayıf kaldı.
Öncesinde baypas ameliyatı, safra kesesi ve en son bağırsak ameliyatı oldu.
Ölümünün yaklaştığını hissediyordu.
Şu dizeler çok sevdiği dünyaya veda edişinin hazin ifadesi değil mi?
Babamın öldüğü yaşa yaklaştım
Sonu hissettikçe başa yaklaştım
Kimliğim yazılı taşa yaklaştım
Silik bir isimden başka nem kaldı?
Dünya bir uğraktır bilen insana
Ne vezire kaldı, ne de sultana
Boşunaymış meğer onca tantana
Şu beyaz süsümden başka nem kaldı.
Fakat her sıkıntıya rağmen yaşama sevincini ve umudunu yitirmedi Metin Ağabey.
Bunda en büyük pay şüphesiz Vala Hanımefendi’ye aitti.
Çok büyük fedakârlıklar da bulundu Vala Hanım.
Ne hastalık, nede yaşanan sıkıntılar sevgilerini bitirmedi.
Bir sevginin karşılıksız ve yalın halini ilk defa onlarda görebildim diyebilirim.
Ellerini ver bana
Sımsıcak bir yaz sabahı gibi
Hayat dolu olsun.
Umutlarını koy avuçlarımın içine
Bereketli topraklarda
Filizlenip ağaç olsun… “Ya Sen Ya Hiç” şiirinde sevgisini böyle anlatıyordu Vala Hanım’a.
Metin Tombul şiir dünyamızın gerçekten büyük bir ismiydi.
Erzincan sadece yazarını, öğretmenini, şehrin kültürel kimliğini ortaya çıkaran bir emektarını değil, birçok şeyini kaybetti.
Onsuz şehrin bir tarafı daima eksik kalacaktır.
73 yıllık yaşamında geride şiir kitapları, deyimler, atasözleri, dil sözlüğü ve tamamlanmamış onlarca eser bırakarak ayrıldı.
Tam tamına 40 yılına mal olan “Erzincan Dil Sözlüğü” bu şehrin dil zenginliğini ortaya çıkaran bir kitaptır.
Uzatmayalım, biz onu anlatmakla bitiremeyiz.
Fakat kendisinin ve eserlerinin unutulmaması için “Metin Tombul Şiir Yarışması” veya her yıl geleneksel “Metin Tombul Şiir Günleri” düzenleyebiliriz?
Kendisine Allah’tan rahmet, Eşi Vala Hanımefendi’ye, kardeşi Murat Bey’e, çocukları Tunç, Cenk, Mert ve tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum.