Erzincan basın camiasından arkadaşımız Semih Peker, sosyal medya hesabından kentin işgalden kurtuluşunun yıl dönümü etkinliklerinin ilk kez bu kadar kapsamlı bir şekilde kutlandığını yazdı. Kış fotoğraf maratonu, kitap fuarı, tiyatrolar, halk oyunları gösterileri, mehter takımı, âşıklar programı, Erzincanlı ve ulusal sanatçıların konserleri…
Son yıllarda yaşanan, savaş, doğal afet, hastalık ve son olarak yaşadığımız ekonomik kriz insanların moral seviyesini düşürdü, mücadele azmini kırdı.
İlimizde yapılan bu tarz etkinlikler küçükte olsa görüş açımızı değiştirmeye olumlu katkı sağlıyor.
Yaşama sevinci veriyor.
İnsanlar siyasi kavga yapmıyor. Halk oyunlarında ritim tutuyor, dans ediyor, sanatçılarla şarkı söylüyor ve kitap fuarında aydın insanlarla muhabbet ediyor…
Rahmetle andığımız Turgut Özal, bir TV kanalına konuşurken mealen şunları söylemişti: Yollar, köprüler ve birçok yatırımlar yaptım, fakat bunlardan daha önemlisi insanlara moral verdim, şevk verdim ve her şeyden önemlisi iş yapma heyecanı verdim demiştir.
Oluşturulan yanlış bir algı ile terörle ve geri kalmışlıkla anılan Erzincan için de Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu bir şans olmuştur. Farklı iletişim kanallarını da kullanarak terörün Erzincan’ın bir gerçeği olmadığını, modern bir şehir olduğunu gösterme çabaları da aynı düşüncenin bir ürünü değil mi?
KOORDİNASYONUN ÖNEMİ
Bir ilin gelişimi için kurumlar arası koordinasyon çok önemlidir.
Erzincan, geçmişinde kibir ve partizanca kaygılarla hareket eden yöneticiler nedeniyle ortak akılla yakalayabileceğimiz birçok fırsatı kaybetmiştir.
Koordinasyonsuzluğun kötü sonuçlarını yaşamıştır.
Vali Sayın Mehmet Makas, bugüne kadar uyguladığı yönetim anlayışı ve çoğulcu bakış açısıyla iyi bir örneklik oluşturuyor. Halkla duygudaşlık kurmaya çalışıyor ve kurumlar arası diyaloga önem veriyor.
Aynı Şekilde Belediye Başkanı, milletvekilleri, rektör ve diğer kurum yöneticileri…
13 Şubat Erzincan’ın kurtuluşu kapsamında yapılan etkinliklerdeki birliktelik bunun güzel bir örneği.
Bu uyumun devamı şüphesiz Erzincan’a büyük hizmetler getirecektir.
BİRLİK BERABERLİK DEYİNCE ŞEFİK ARAS…
Rahmetle ve saygıyla andığımız gazetecilik mesleğinin duayeni Merhum Şefik ARAS, Erzincan’da birliktelik oluşturulamaz, insanlar bir araya gelemez ve ortak hiçbir şey yapılamaz diyenlere çok sitem ederdi.
Yeter ki kişisel menfaat olmasın, Erzincan ortaklıkların, birlikteliklerin en güzel örneklerini vermiş bir şehir derdi. Karınca Tuğla Fabrikası, Ersantaş, Ersan Et Ürünleri A.Ş, Unsan, Urartu ve Doğusan A.Ş gibi yatırımlar birlikteliklerle kurulmuştur. Sayın Refik Aras’ın kurduğu ERSAN’ın 800 ortaklı olduğunu ve insanların hisselerini 25 kat karla sattığını anlatırdı.
Şefik Ağabey’i hayattayken tanıyanlar yazılarını takip edenler bilir, yazılarında hiçbir zaman tahrik edici, ayırıcı değil her zaman birleştirici ve uyumlu olmuştur.
İnsanların kalemini kılıç gibi kullandığı günümüzde Aras’ın bu vasfının değerini daha iyi anlıyoruz.
Gazeteye bir yazı yazarken aklıma gelmediği ve hüzünlenmediğim an yok gibidir.
Bizlere her zaman Erzincan dertli bir şehir ve sürekli beyin göçü veriyor. İnsanlar yazılarımızı okuduğu zaman moral bulmalı ve bu şehirde ümit var olmalı derdi.
Uzun süre bakanlık yapmış olan Sayın Vecdi Gönül vefatından sonra oluşturulan anı kitabında Şefik Ağabey’le ilgili şunları yazmıştır: “Kardeşi Refik Bey belediye başkanı, milletvekili olunca hiçbir zaman onun gölgesinde kalmadı. Başta akrabası başbakan Yıldırım Akbulut olmak üzere bütün siyasilere yakın ve itibarlı olmasına rağmen “iş takipçiliği” yaptığını gören olmamıştır. Bu itibarını daima Erzincan’a hizmet için, gariplerin sesi olmak için kullanmıştır”.
Şefik Bey’le yakın ve en uzun süre dostluğu olan Sayın Tuncer Kırtıloğlu: “Şefik Aras yazmışsa doğrudur, algısı oluşmuştu Erzincan’da der”.
Yaşadığımız şehir, ülkemiz veya insanlık adına mücadele eden herkes bugün sevgi ve saygıyla andığımız Şefik Ağabey gibi gelecek kuşaklara iyi bir isim bırakacaktır.