Prof. Dr. M. Abdullah Arslan (EYÜ Eğt. Fk. Öğretim Üyesi)
Sayın Valimiz Doç. Dr. Hamza AYDOĞDU “Edebiyat ve Şiire Dair” adlı kitabını yayınladı. Morena yayınlarından çıkan bu kitap Ekim 2024 1. baskı olarak elimizde. Kitap ön sözden sonra toplam 7 başlıktan oluşmakta ve bu yazıların tamamı şiirle ilgilidir.
İlk başlık “Disiplinlerarası İlişki Bağlamında Edebiyat” şeklinde (daha önce de bir kitap bölümü olarak yayınlanmış). İlk başlıkta alt başlıkları şöyle görmekteyiz: Edebiyat, disiplinlerarasılık, edebiyat ahlak ilişkisi, edebiyat felsefe ilişkisi, edebiyat psikoloji ilişkisi, edebiyat sosyoloji ilişkisi, edebiyat tarih ilişkisi ve sonuç bölümünde de edebiyatın, biyolojiye varıncaya kadar çeşitli bilim dallarıyla ilişkilerine değinilmiştir.
İkinci başlık “Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Çağlarda Adlı Şiirinde Sufiyane Bir Zaman Söylemi” (hakemli dergide daha önce yayınlanmış). Sufiyane bir zaman söylemi irdelenmeye çalışılırken çeşitli eserlerinden hareketle bu inceleme yapılmış. “Çağlarda” şiirinin anlam ve yapı ekseninde çözümlenmesi üzerinde durulmuş, yer yer alıntılar yapılarak bir sonuca bağlanmış. Burada an/zaman, aşk, dostluk, ölüm, yalnızlık, yok oluş, şehir, ev hayatı ve vazgeçme gibi çok geniş bir kavram kadrosunu yaşamın kendi döngüsünde şiirsel bir anlatımla yeni bir ifade bütünlüğüne ulaştırdığından bahsedilmiştir.
Üçüncü yazı “Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Şiirlerinde Resme Ait Unsurlar” (hakemli dergide yayınlanmış). Resme ait unsurlar irdelenmiş ve sözün en ustaca ve en etkili şekilde kullanımı iddiasına dayanan şiir sanatının bu sanat dalı ile ilişkisi kurulmuş ve edebiyatın özellikle şiirin Musiki ve resimle kurduğu ilişki üzerinde durulduktan sonra ressamın şiirlerinde fırça izleri alt başlığıyla şairin çeşitli şiir bölümlerine yer verilerek incelemede bulunulmuş. Hatta Mevlana'nın Anadolu abdalları ile Çin ressamları karşılaştırması da yazı da yer alıyor.
Dördüncü başlık “Edip Cansever Şiirinde Politik Bir Söyleme Gönderme: Ölü mü Denir” (özet bildiri şeklinde bir sempozyumda sunulmuş burada kitap bölümüne çevrilmiş). Şiirden hareketle bir çözümleme yapılmış. İlk önce yazıda Edip Cansever ve şiirine değinilmiş sonra İkinci Yeni’cilerden olan şairin şiirinde “ölüm” temi üzerinde durulmuş, akabinde “Ölüm mü Denir” şiiri verilmiş ve bir sonuca bağlanarak incelenmiştir.
Beşinci başlık da yine özet bildiri olarak bir sempozyumda sunulduktan sonra burada kitap bölümü olarak yayınlanmıştır. “Kendi Benine Sığınan Birey: Sisler Bulvarı” adını taşımakta ve Attila İlhan’la ilgili bir yazı. Şiirden hareketle Attila İlhan sorgulanmaya çalışılmış ve yazıda ilgili şiiri üzerinde durulmuş. Sisler Bulvarı şiiri verildikten sonra da gerekli inceleme ve irdeleme, tahlil bir sonuca bağlanarak yapılmıştır.
Altıncı başlık “Sadi Uluırmak'ın Şiirlerinde Sosyal Meseleler” (hakemli bir dergide yayınlanmış). 1925'te Aksaray'da dünyaya gelen Sadi Uluırmak üzerinde durulmuş. Aksaraylı şairin şiirlerinde sosyal meseleler gündeme getirilmiştir. Uluırmak Aksaray'da 1979'da vefat etmiş, kendisi Belediye Başkanlığı da yaptığı için daha çok şehrin sorunlarına şiirlerinde yer vermiş. Yazar da bu sorunları alt başlıklar halinde gündeme getirmiştir. Birincisi “Şehirleşme Sorunları” altında Aksaray’ın il olamaması meselesi ve imar, altyapı, gecekondu sorunları, sonraki alt başlık “Ekonomik Sorunlar” ile “Toplumsal Yozlaşma ve Eğitim Sorunları”. Şairin 1954-58 yılları arasında Aksaray'da Belediye Başkanlığı yapması hasebiyle bu şehir problemlerine “Sosyal Mekanlar” üzerinden de değindiği kahvehaneler ve şehir kulüpleri gibi konular irdelenmiştir.
Kitaptaki son başlık milli marşlarla ilgili özet bildiri olarak bir sempozyumda sunulduktan sonra burada kitap bölümüne çevrilmiştir. “Kazakistan Milli Marşlarına Genel Bir Bakış” yazısında, Kazakistan, Rusların hakimiyeti altında yaşamışlar. Birinci marşları da bu döneme aittir. Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Milli Marşı olarak ele alınmış, 1944'te bu milli marş gündeme getirilmiş ve kullanılmaya devam edilmiştir. İkinci milli marş Bağımsız Kazakistan Milli Marşı 1992'de kabul edilmiş ve biraz da nakaratlarla birlikte 6 kıtadan oluşmakta, bağımsızlık kazanıldıktan sonraki dönemi anlatmakta ve yer yer İstiklal Marşı'mızla da karşılaştırmalar yapılmaktadır. Üçüncü olarak Bağımsız Kazakistan Milli Marşı 2006'dan sonra “Benim Kazakistan’ım” adıyla kabul edilmiştir. Bu marş diğerlerine göre biraz daha uzun olmakla birlikte kısa mısralarla yazılmıştır. Böylece yazıda 1917 Ekim devriminden sonra Ruslardan sonra 92'deki ve 2006'daki gelişmelerden hareketle üç Kazakistan Milli Marşı üzerinde durulmuş ve sonuca bağlanmıştır.
Eserde her yedi bölümün sonunda ilgili kaynakçası verilmiş, bu kaynakçalar hem ilgili yazılı hem de internet kaynakları şeklinde ayrılmıştır. Edebiyat ve şiire dair sürükleyici güzel bir kitap okuyuculara hayırlı olsun.