Feridüddin Attar, Mantıku’t-Tayr isimli eserinde kuşların dilinden hayat serencamını anlatır.

Kuşlar ölümsüzlük padişahı Simurg’u aramaya giderken, onunla birlikte ölümsüzlüğü tatmak üzere yola çıkarlar.
Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlarlar. 
İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülürler. 
Yorulanlar ve düşenler olur. 
Önce ‘Aşk Denizi’nden geçtikten sonra ‘Ayrılık Vadisi’nden uçarlar. ‘Hırs Ovası’nı aşıp, ‘Kıskançlık Gölü’ne saparlar.
Kuşların kimisi ‘Aşk Denizi’ne dalıp orada kalır; kimisi ‘Ayrılık Vadisi’nde kopar sürüden; kimi hırslanıp düşer ovaya; kimi kıskanıp göle batar.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen altıncı vadi ‘Şaşkınlık’ ve sonuncusu olan ‘Yok oluş Vadisi’nde bütün kuşlar umutlarını yitirir.
Kaf Dağı’na vardıklarında geriye sadece otuz kuş kalmıştır. Otuz kuş Simurg’u gördüklerinde hayretler içinde kalırlar, çünkü aynada gördükleri kendileridir.
Otuz kuş anlar ki aradıkları kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.
Hedef ne kadar uzak ve sancılı olsa da azim ve kararlılıkla yakınlaşır. Eskilerin deyimiyle dağ ne kadar yüksek olursa olsun yol onun üstündedir.
Bu gerçekten hareketle içsel ve dışsal tebdil-i mekân yapmakta ferahlık olduğu anlaşılmaktadır.
 “Vakti geldikçe insana kâinatın uçsuz bucaksız ufuklarında ve bizzat kendi iç dünyasında ayetlerimizi göstereceğiz.” (Fussilet-53) buyuran Allah Teâla, insanoğluna makro kozmos olan evrene ve mikro kozmos olan kendi iç dünyasına yolculuk yapmasını teşvik eder.
“Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan! Simurg’u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağı’na varamasan da evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam dünyanın kendisini hiç görebilir mi?” der İhsan Oktay Anar.
Bu uzun ve maceralı yolculukta mesafe almak ve olgunlaşmak da vardır; yorulup yollarda kalmak da.
Şairin dediği gibi; “Kimi dosta varır, dosta bend olur/ Kimi nefse uyar, kahrolur gider/ Kimi tevbe eder, esfıya olur/ Kimi inad eder, eşkiya gider”
Lakin bu yolculukta pes etmek ve umutsuzluğa yer yoktur. 
“De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer-53)
Ne dersiniz, Rabbimizin bütün çağlara hitap eden genel affından yararlanmaya var mısınız?
30.12.2024
İHSAN ÜNLÜ