.
Hatay’ı medeniyetler şehri yapan vasıflardan biri de çoğulcu yapısıdır.
Yani farklı inançlara, farklı etnik köken ve yapılara rağmen barış içinde birlikte yaşayabilmeleridir.
Evet, burada Alevisi, Sünnisi, Yahudisi, Hıristiyanı, Ermenisi, Süryanisi, Türk’ü, Arap’ı herkesi bir arada çok rahat iletişim halinde görebilirsiniz.
Tarihi Uzun Çarşısına gittik gördük. Bir Kilise Papazı ile Müslüman bir kardeşimiz can ciğer dost olmuşlar. Birbirlerine ‘bacanak’ diye hitap ediyorlar.
Alışveriş yapan insanlar gittikleri esnafa ‘bizden mi acaba’ gözüyle bakmadan rastgele gidip alışverişini yapabiliyor.
Bir Ermeni köyüne gittik. O kadar güzel ağırladılar ki ne ikram edeceklerini ne yapacaklarını şaşırdılar adeta.
O güzel insanların sıcaklığı ve misafirperverliği çok mutlu etti bizi.
Bu güzel beldeyi ve kardeşliği kıskanan karanlık güçler daha önce birkaç defa provokasyon girişiminde bulunmuşlar ama başaramamışlar.
Bunun en büyük sebebinin mayanın sağlam olmasından kaynaklı olduğunu daha iyi anladık.
Asrın depremi malı, mülkü, dünyalık adına ne varsa her şeyi söküp almış ama maneviyatı ve kardeşliği daha çok perçinlemiş.
Bu felaket karşısında kimse kimsenin mezhebine meşrebine bakmaksızın birbirinin imdadına koşmuş.
Aynı kaderi ve coğrafyayı yaşayan insanlar birbirine daha çok sarılmış; beraber ağlamışlar, ağıtları birbirine karışmış.
Nazım Hikmet’in “Bir ağaç gibi tek ve hür; bir orman gibi kardeşçesine” deyimiyle, kendi içlerinde inançlarını, örf ve adetlerini yaşarken, şehri ve vatanı ilgilendiren kolektif konularda birlikte hareket edebilme potansiyeli taşıyorlar.
Bu manada saygıdeğer Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın davetine Alevi kanaat önderlerinin yanısıra farklı inançlardan liderlerin katılması da çok önemli ve anlamlıydı.
Sayın Vali bu toplantıda birlik-beraberliğimiz adına çok önemli sözler sarf ediyordu: “Farklı inanç ve kültürlere sahip Medeniyetler Şehri Hatay’ımızda; din, dil, ırk farkı gözetmeksizin tüm renklerimizle birlikte, karşılıklı sevgi ve kardeşlik ikliminde yüzlerce yıldır olduğu gibi bu seferde hep birlikte ayağa kalkacağız.”
Aynı şekilde söz alan dini liderler ve kanaat önderleri de birlik-beraberlik adına güzel sözler sarf ediyorlar; devletimizin bekası, vatanımızın ve milletimizin sonsuza dek payidar olması için dua ediyorlardı.
Biz de aynı dilek ve temennilere katılarak çok mutlu ve gururlu bir şekilde Hatay’dan dönüyorduk.