İlimizde yapılan yatırımlar bir ihtiyaca göre ve şüphesiz iyi niyet temelinde yapılmaktadır. Fakat yeterince sorgulanmadan, rasyonel ve kar zarar hesabı yapılmadan gerçekleştirilen planlamalar o an çözüm olarak görülse de zamanla bir soruna dönüşebilmekte.
Örneğin ilimiz için bir ihtiyaç olan ve yüksek standartlarda yapılan hava alanı, mevsim farkı gözetilmeden tip proje olarak uygulandığı için yazın soğutma, kışın ısıtma giderleriyle bir sorun olabilmekte...
Aynı şekilde gereksiz yere yapılan yüzlerce TOKİ konutları yarınlarda daha iyi yaşam alanları oluşturmak için belki de yıkılması gündeme gelecektir.
Her sorunun çözümü bir maliyet, yerine yenisinin konması ise bir ekonomi gerektirecektir.
80 yıl önce Munzur veya Keşiş Dağları’nın yamaçlarına taşınması planlanan Erzincan’ın ovaya kurulması 1992 depreminde çok büyük dramların yaşanmasına neden olmuştur.
Üniversite; hatalı yer tercihi ve ihtiyaç analizi yapılmadan açılan bölümleriyle sorun yaşamakta.
Aynı şekilde terminal binası...
Örnekler çoğaltılabilir…
Şüphesiz ilimizde çok güzel şeylerde yapılıyor. Amacımız, acımasızca eleştiri yapmak değil, özeleştiri yaparak bu gün yaptığımız şeylerin 50 yıl sonrası için sorun yaratmamasıdır.
Erzincan’da Belediye Başkanlığı yapmış Nedim Muradoğlu ismini bilmeyen ve hayırla anmayan kimse yoktur.
Neden?
50 yıl önce yaptığı şeyler bugün hala güncelliğini koruyor da ondan.
BU AMAÇLA
Vali Sayın Ali Arslantaş’ın Erzincan’a geldikten kısa bir süre sonra “Erzincan’ın Geleceğini Tasarlamak” adına ve tamamen proje bazlı düşünülerek tertiplenen “Erzincan 2023 Vizyonu Arama Konferansı”, iyi bir başlangıçtı.
Sivil toplum, odalar, kanaat önderleri, sanayici, iş adamı, akademisyen, turizmci, üniversite ve yerel yönetim temsilcileriyle beraber yaklaşık 100 kişi katılmıştı.
Bu programların kapsamı daraltılarak devamlılığı sağlanabilirse şüphesiz daha verimli olacaktır.
O gün programda Vali Bey’in ifade ettiği rahat, huzurlu ve kendinizi güvende hissedeceğiniz bir şehirde yaşamanın en önemli şartı “Düzenli Kentleşme”, bunun içinde işbirliğine, ortak akıl oluşturarak şehrin geleceğini birlikte planlamaya, vizyon oluşturmaya ihtiyacımız var cümlelerinin altını çizmiştim.
NAZIM İMAR PLANI
Yukarıda sayılan bütün sorunların kaynağı Erzincan’ın maalesef uzun yıllardır disiplinli bir şehir planından yoksun olması geliyor.
“Düzenli bir kentleşme” ancak doğru ve katı bir disiplinle uygulanacak “Planlama” ile oluyor.
Telefonla görüştüğüm ve mesleğinde liyakat sahibi olarak gördüğüm Erzincan Belediyesi İmar Müdürü Alparslan Zorlu, belde belediyelerinin katılımından sonra çok daha bütünlüklü, kentin tamamını kapsayan ve şehrin uzun vadeli ihtiyaçlarına cevap verecek profesyonelce bir “Nazım İmar Planı” üzerinde çalışacaklarını ifade ettiler.
Bu sevindirici bir haber…
Bugüne kadar önce yapılaşma, arkadan plan ve tadilatlar geldi ve maalesef Erzincan düm düz bir coğrafyada yamalı bohçaya dönüştü.
Keşke nazım imar planı daha önce hazırlanabilseydi bugün ne yol, ne yeşil alan, ne otopark, nede sosyal kültürel alt yapı sorunları olurdu.
Bizler de küçük bir şehirde büyük şehrin imkânlarını kullanan fakat büyük şehrin kaosu ve sıkıntılarıyla uğraşmayan rahat ve huzurlu bir kent de yaşamanın keyfini çıkarıyor olacaktık.
HAMDİ ÜLKER
Sevgili dostumuz eğitimci-yazar Hamdi Ülker, kendi ifadesiyle uzun sürecek bir tedavi süreci yaşayacaktır. Kibar- naif yapısıyla biriktirdiği onlarca dostu varlıklarıyla, sevgileriyle onu Ankara’ya yolcu etti.
Hüseyin Arslan Ağabey; Hamdi Bey’i tanıyorum, mücadele azmi hastalığın direncini çok rahat yenecektir…
Evet, bizde çok rahattık. Onu tanıyanlar güçlü kişiliğini ve sahip olduğu inancın gücünü bilir ve bu işin çok rahat üstesinden geleceğini de…
Zaten amacım bu kısacık yazıda Hamdi Bey’e destek olan ve bu tedavi sürecini kolaylaştıran dostlara teşekkür etmekti.
Bu duygularla; Dr. Bülent Yavuzer’e, Uzm. Dr. Göktürk Kaban’a, Doç. Dr. Orhan Çimen’e, Ankara’da ki tedavi sürecini sağlayan İl Genel Meclis Başkanı Ünal Tuygun’a ve kendinizi Allah’tan sonra çok rahatlıkla emanet edebileceğiniz Prof. Dr. İ. Ethem Geçim hocama ve tüm dostlara sonsuz teşekkürler.