doğu gazetemizin vefâkar, sebatkâr Kıymetli okuyucuları, Erzincanımızın sinesinden çıkan meşhur şahsiyetlerin biyografilerini senelerdir çalışan ve araştıran bir hemşehrinizim.. Bu kabil çalışmalarımızın Erzincanımızın İbrâhim Müteferrikası olarak tanıdığım münevver insan Halil İbrahim Özdemir Hocamın gazetesi doğuda günlük olarak tefrika edilmesini daha evvelden de arzu etmekteydim. Bu niyetimin asıl sebebi, doğunun Erzincan Kültür hayatında deruhte etmiş olduğu ‘’Mekteplik’’ vazifesine olan saygı ve hürmetimden kaynaklanmaktadır. Çünkü doğu’nun mihmandarlık yapmış olduğu bu kültür hizmetlerinin boyutu şu bir gerçekki akılötesidir. Araştırma konumuz olan Şeyh Hacı Fevzi efendinin hayatı konulu bu araştırmamız haftada bir gün olarak gazetemiz doğu’da yayınlanacaktır. Bunu da buradan şimdiden müjdelemek istiyorum.

Makaleler haline çevrilip  tanzim edilen bu çalışmamızın hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan niyaz ederim.  ‘’Tarih, tarihçilere bırakılmayacak kadar önemlidir.’’ Ben tarihçi değilim, ama doğup büyüdüğüm, ekmeğini yediğim Erzincan’ın geçmişini merakla araştıran bir Erzincanlıyım. Ne olduğumuz önemli değil, ne yaptığımız önemlidir.

Okuyan, makalemizi kesip biriktirmek suretiyle saklayacak olan okuyucularımıza da şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Makaleleri kesip biriktirmenize asla gerek yoktur, zira, makaleler sayıca biriktikten sonra hepsi birden toparlanıp doğu yayınları’nca kitaplaşacaktır.

Böylelikle Bismillâhdeyip İlk dosyamızı açıyoruz: Mısır’ın gelmiş geçmş en meşhur valisi, Mehmed Ali Paşa...

ısır… Dünya Tarihinin medeniyet merkezlerinden bir mıntıka...  Firavunların Musa’ların mücadelesine tanıklık etmiş Peygamberleremesken olmuş mukaddes ve kadim diyâr..  Dünyanın muhteşem tarih envanterinin saklı olduğu Mısır’ın tarihi hakkında tafsilat vermek bu makalemizin kapsamında değildir.

İlginçtir, tarihe yön veren meşhur Devlet-siyaset adamlarının menşeiileritedkik olunduğunda karşımıza Erzincan çokça çıkmaktadır. Osmanlı Devleti zamanında bir EyâletMerkezi olan Mısır, Osmanlı Hükümetinintâyin ettiği bir vali tarafından idare edilmekteydi. İşte bu valilerden birisi, ileride adına ‘’Kavalalı Hânedanı’’  dedirttirecek olan  vebelkideiçlerindeki en meşhur’u olan Mehmed Ali Paşaidi. Mehmed Ali Paşa mısırın tarihine damgasını vuran bir validir.

Mehmed Ali Paşa Kavala’da doğması hasebiyle ‘’Kavalalı Mehmed Ali Paşa’ olarak şöhret bulmuştur. Hatta bazı Tarihçiler onun Arnavut asıllı biri olarak zikretmişlerdir. Mehmet Ali Paşa bugünkü Yunanistan’ın Kavala şehrinde 1769 yılında doğmuştur. Arnavut olduğu görüşleri olsa da Mehmet Ali yüzlerce yıl önce Arapkir’den Kavala’ ya gidip yerleşmiş bir Türk ailesine mensup olduğu bazı kaynaklarda söylense de,  Mehmed Ali Paşa’nın aile taraf evveliyâtıErzincan’ın İliç kazasına dayanmaktadır. Şu haldeMehmed Ali Paşa Kavalalı değil, aslen Erzincanlıdırve Hemşehrîmizdirdemekte hiçbir beis yoktur.Kaldı ki, ailesi, nesillerinin Erzincan İliçten geldiğini itirazsızbirşekildekabul etmektedir. Mehmed Ali Paşa’nın dedeleri Erzincan-İliç’ten Konya’ya, oradan da bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalmış olan Kavala’ya göç etmişlerdir.Osmanlı’nın Selânik vilayetine bağlı Kavala sancağı iki yönüyle tanınmaktadır. İlki, muhacirlerle gelen Kavala kurabiyeleri; fakat asıl önemlisi, aslen Erzincanın İliçkasabasından çıkan Mehmed Ali Paşa’nın doğum yeri olmasıdır.

Mehmed Ali, babası İbrahim Ağa’nın onyedi çocuğundan hayatta kalan tek oğludur. Kavala’da babası ile tütün ticareti yapmış, babasının vefatından sonra amcası Tosun Paşaın himâyesinde türtün ticaretine devam etmiştir. Amcasının vefatından sonra Leon adındaki bir Fransız tüccar ile tanışmış ve birazsermaye edinmiştir.

BirgünKavala’da kahvehanede otururken, haşlanmış mısır satan bir mısırcı gelir. Mehmed Ali ‘’kaça bu mısır’’ diye sorar. On para der satıcı. Üç dört tane ver der Mehmed Ali. Seneler sonra Mısır’a vali olduktan sonra ‘ Benim Mısır’ı aklıma sokan o mısırcı olmuştur. Ona mısır kaça diye sordum. Elhamdülillah sonradan Mısır’ın kendisini almak nasip oldu. demiştir. 

HemşehrimizMehmed Ali Paşa Kavalalılar Hanedanı'nın kurucusu olup, Mısır ve Sudan'ın ilk hidivi’dir. Osmanlı Devleti'ne karşı başarıyla sonuçlanan bir isyan çıkarmış, her ne kadar Osmanlılara bağlı bir valiymiş gibi görünse de, o dönemde, Sudan, Mısır, Filistin, Lübnan ile Suriye'nin gerçek hükümdarı olarak kabul edilmiş ve 150 yıl boyunca hanedantarafından bu topraklar yönetilmiştir.Derinin siyâsi-içtimâi meselelerini burada zikretmeyeceğiz. Merak eden okuyucularımız Mehmed Ali Paşa’nın hakkındaki kitap ve makaleleri inceleyebilirler.

Mehmed Ali Paşa, 2 Ağustos 1849 tarihinde Kahire'de vefat etmiştir.