Ne demek? “Dünya 5’ten büyüktür” Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 Daimi üyesinin, Genel Kurul Kararlarını veto etmesini Sorgulayan bir cümle. 2013 yılı Ekim ayında yapılan BM Genel Kuruluna katılan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı izleyen 193 Ülkenin Temsilcileri ve Dünya basını; “Dünya 5’ten büyüktür” sözünü belki de ilk defa; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından duydu.
Daha önce, Venezüella’nın başını çektiği, Brezilya, Arjantin, Almanya, İran, Japonya olmak üzere, BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve İslam konferansı Örgütü; BM genel Kurulu ve çeşitli platformlarda, BM Güvenlik Konseyinin çalışmalarında ve kararlarında ki adaletsizliği dile getirmişler. Veto hakkının Uluslar arası Hukuka uygun olmadığını dile getirmişler. Ancak, Kofi Annan’ın Afrika Ülkelerinin BM Güvenlik Konseyinde daimi üye olarak temsil edilmesi isteği kabul görmemiş. İslam Konferansı Örgütü, Müslüman Ülkelerin BM Güvenlik Konseyinde, bir daimi üyesinin bulunması gerektiğini dile getirmiş, bu istekte veto edilmiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bu eleştirilere Yeni bir boyut kazandırmış, meseleye daha farklı bir üslup ile yaklaşmıştır.
BM Güvenlik Konseyinin çalışma İlkelerinin, Değişen dünya koşullarında yetersiz kaldığını, 1945’de Savaş şartlarında kurulmuş bu örgütün, bugün tarafsızlığını kaybettiğini, Uluslararası barış ve güvenliğe gölge düşürdüğünü dile getirmiştir.
Bu güne kadar BM genel Kurulunda, Hiç sorgulanmayan, gündeme gelmeyen konulardan bahsetti. Az gelişmiş Ülkelere ve Müslüman Ülkelere yapılan haksızlıkları dile getirdi. Onların duygularına tercüman oldu. Kimsenin konuşmaya cesaret edemediği konuları, Genel kurul Kürsüsünden, tüm Dünya’ya seslendi. Alışılmışın dışında, ezber bozan bir konuşma gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o konuşmasından sonra, Bazı sivil toplum kuruluşları “Dünya 5’ ten büyüktür” kampanyaları başlattı.
29 Eylül 2014. Tarihinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, WORLD ECONOMIC FORUM (Dünya Ekonomik Forumu) İstanbul Zirvesinde yaptığı konuşmada, “Dünya 5’ten büyüktür” sözünü tekrarladı, ne demek istediğini daha detaylı bir şekilde katılımcılara anlattı. Dünyanın kaderi, BM Güvenlik Konseyinin beş daimi ülkesinin iki dudağı arasında olmamalıdır dedi. Bu bir haksızlıktır. Müslüman ve fakir Ülkelerde yaşanan karışıklık, iç savaş, zulüm ve akan kanlara BM Genel Kurulunun ses çıkarmadığını, ayırım yaptığını, çifte standart uyguladığını, BM Topluluğunun, BM Güvenlik Konseyinin, 5 daimi üyenin kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları veto hakkının, sorgulanması gerektiğini, “Dünya 5’ten büyüktür” sözleri ile tüm Dünya Ülkelerine anlatmaya çalıştı
Yapılan ikiyüzlülüğü daha iyi anlamamız için, BM topluluğunun görevi nedir, ne zaman kurulmuştur, Nasıl çalışır, Kararları nasıl alırlar, Beş daimi ülke hangi ülkelerdir, veto hakkını bu ülkelere kim vermiş, hatırlamaya çalışalım.
BM ilk kuruluşu, 1942 yılında 2. Dünya savaşının galibi olan, Müttefik kuvvetler (Özgürlükler cephesi) İngiltere, ABD, Rusya, Çin ve Fransa tarafından, savaşın karşı tarafı, Mihver cephesi diye adlandırılan, Almanya, İtalya ve Japonya’ya karşı Kurulmuştur.
Müttefik kuvvetleri, Avrupa’yı işgal eden Hitleri durdurmak, Almanya, İtalya, Japonya gibi ülkeleri mağlup etmek, maksadıyla savaş devam ederken, kendilerine katılan 21 ülke ile beraber Milletler Cemiyeti adı altında bir örgüt kurmuşlardı.
Atom bombası da dâhil olmak üzere Üstün silah gücüne sahip olan Müttefik devletleri, 6 Ağustos 1945’te ABD’nin Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentine attığı Atom bombası sonucu Japonları teslim aldılar. İtalya Müttefik devletlerin tarafından işgal edilince iyice Yalnız kalan Almanya 1945 yılında koşulsuz teslim oldu.
Böylece 40–50 milyon insanın hayatını kaybettiği 2. Dünya savaşı sona ermiş oldu. Savaşın galibi Ülkeler olan, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin; ellerindeki Üstün Silah ve Askerin verdiği güçle, Milletler Cemiyeti adında ki kuruluşu, daha da genişleterek, BM Teşkilatı olarak Hazırladıkları Sözleşmeyi katılan 51 Ülke ile beraber imzalayarak, 24 Ekim 1945’de BM Teşkilatının Temelini atmış oldular.
Kuruluş amacı, Uluslararası barışı, Teminat altına almak. Yeni bir Dünya savaşı Çıkarsa üye Ülkelerin çıkarlarını korumak. Uluslararası müdahalede bulunmak, karşı tarafa ekonomik Ambargo uygulamak, Barış Gücü tesis etmek vs.
Aslında bu 5 Ülke Dünyayı İstediği şekilde yöneteceği bir teşkilat kurmuştu. Bu 5 ülkenin ortak özelliği: en çok askeri güce sahip olmak, en çok askeri harcamaya ve en çok silah üreten teknolojiye sahip olmaktı. Buna atom bombası da dâhil. O günün şartlarında, Dünyadaki bütün silah ve askeri gücün % 65’i bu 5 ülkeye ait idi. ABD bu gücün, % 40’ına sahiptir.
2. Dünya savaşının galibi bu 5 ülke, hazırladıkları BM ana sözleşmesinde ki BM teşkilatının organları Şöyledir. 1- Üye Ülkelerden oluşan BM Genel Kurulu. 2- BM Güvenlik Konseyi. 3- BM genel sekreterliği. 4- Lahey Uluslar arası adalet Divanı ( Yüksek Mahkeme). 5 – BM Ekonomik Sosyal Konsey. 6- BM İnsan hakları Komisyonu gibi Birimlere sahiptir.
BM Genel Kurulu, Başlangıçta 51 üye, şimdi 193 üyedir. Genel Kurulun Yıllık Bütçeyi onaylamaktan başka hukuki bir işlevi yok gibidir, Bütün kararları 15 üyeli BM Güvenlik konseyi almaktadır. Yönetim Kurulu da diyebileceğimiz bu Güvenlik Konseyi, 5 daimi, 10 da geçici üye olmak üzere toplam 15 üyeden oluşur. Savaşın galibi bu 5 ülke daimi üyedir. Diğer geçici 10 üye, 2 yıllığına genel kurul üyeleri arasından oy çoğunluğu ile seçmektedir.
BM Güvenlik Konseyinde kararlar oy çokluğu ile alınır. Ancak 5 daimi Üyenin Kararları veto etme hakkı vardır. Daimi üyelerden herhangi birisi bir kararı veto etti mi, o karar uygulanamaz, geçerli olmaz. Diğer Üyeler Bu emri vakiye uymak zorundadır.
BM Teşkilatının görevi; Uluslararası barış ve güvenliği sağlamak, üyeleri arasında ki savaşa engel olmak. Barışçı yollardan çözüm üretmek. Tüm üyelerinin, Din, dil, ırk, renk, mezhep, etnik köken ayırımı yapmadan sorunlarını çözmek. Gerektiği zaman savaşan Ülkelere veya iç savaş halindeyseler savaşan tarafların arasını bulmak, barıştırmak, huzuru ve güvenliği sağlamaktır. Bunun için Barışçı yolları denemek, Barışçı yollar tıkanırsa, o zaman Caydırıcı amaçlarla, BM Barış Gücü askerlerini devreye sokarak sivil halkın can ve mal güvenliğini sağlamak, İnsani yardım koridoru oluşturarak tarafların gıda, İlaç, gibi acil ihtiyaçlarının ulaşmasını temin etmektir.
Bu görevler BM Teşkilatının, ana sözleşmesinde yer alan ve uygulanması zorunlu olan görevleridir.
Fakat kuruluşundan Bu güne kadar, BM Güvenlik Konseyinde veto hakkı Bulunan 5 daimi Üyesi, Ana Sözleşmeye göre değil de, hep Ülkelerinin, başta ticari olmak üzere, ekonomik, askeri ve siyasi çıkarları doğrultusunda hareket etmişler. İşlerine gelmeyen kararları veto ederek sistemin çalışmasını kilitlemişlerdir. BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyinin diğer üyeleri de Bu Ülkelerin veto kararlarına Kuzu, Kuzu uymak zorunda kalmışlardır.
BM Genel Kurulu Ve Güvenlik Konseyinde; Filistin söz konusu olunca İsrail‘in, çıkarlarını korumak için ABD, Suriye söz konusu olunca Rusya ve Çin, Ukrayna’ da Rusya, Mısır, Cezayir, Libya, Bosna Hersek, Kosova, Nijerya ve daha Yüzlerce gelişmekte olan, İç ve dış Savaş yaşayan Ülkelerden hangisi gündeme gelse, 5 daimi üyenin, çıkarına zarar gelecekse veto edilmektedir. Bu beşli çete 1945 ten Bugüne kadar toplam 300 den fazla kararı veto etmişlerdir. Çünkü Bugün de Dünyaya en çok silahı Bu beş ülke satmaktadır. Eğer barış olursa kime silah satacaklar, herkes kendi menfaatini düşünmektedir.
Neden, 1945 Yılından Bu güne kadar BM Teşkilatının Kuruluşu ve çalışma şekli hiç sorgulanmamış? Çünkü 2. Dünya savaşı şartlarında kurulmuş, kurulmasına savaşın galibi devletler öncülük etmiş, teşkilatın omurgası en fazla askeri ve silah gücüne sahip ülkelerden meydana gelmiştir.
Diğer üye ülkeler o günün şartlarında, yeni bir dünya savaşı çıkarsa; Ülkelerini emniyete almak, savaştan zarar görmemek, kendilerine güçlü müttefikler oluşturmak, Düşmanlarının tehdidinden kurtulmak için böyle bir oluşuma ihtiyaç duymuşlardır. Ondan dolayı 5 daimi üyenin olmasını, veto haklarının Bulunmasını çok önemli görmemişler. Diğer tehlikeler daha önemli olduğundan bu durumu göz ardı etmişlerdir.
Avrupa’nın sömürgeleştirdiği Ülkeler, 1940’lardan sonra bağımsızlıklarını kazanmaları neticesi, meşru bir Devlet statüsüne kavuşmak istemeleri, Dünya Ülkeleri tarafından tanınmak için, şartlara bakmadan BM Topluluğuna girmek istemeleri. İç savaş veya ihtilallerle Bölünen Devletlerden meydana gelen Küçük, Devletler de BM Teşkilatına katılmak ve meşru Devlet olmak adına Şartlara bakmadan BM Teşkilatına katılmak istemeleri neticesi bu gün BM teşkilatının sayısı 193 çıkmıştır. Dünya üzerindeki devlet sayısı da 195 civarındadır.
“Dünya 5’ten büyüktür” Diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer Ülkeler ne istemektedir. Hepsinin Savunduğu tez; BMGK Günümüz Dünyasının Şartlarına Uymadığı, Yeni Dünya Düzeninde Güç dengelerinin değiştiği, 2. Dünya savaşı şartlarının değişmesi gerektiği, 1 Milyar 700 Milyon İslam Dünyasının, Asya Ülkelerinin, Güney Amerika, Afrika Ülkelerinin ve Tüm dünya Ülkelerinin adil bir şekilde, BMGK’ de temsil edilmeleridir. Haksız bir şekilde elde edilmiş daimi üyeliğin kaldırılmasıdır. BMGK üyeleri BM Genel Kurulunda Oy çokluğu ile seçilmeli veya ülkeler sıra ile Güvenlik Konseyinde Görev almalıdır. Güvenlik Konseyi, ana sözleşmeye uygun olarak hareket ederek bütün ülkelere eşit davranmalıdır. BM Teşkilatı adil olmalıdır. Uluslararası Hukuk kurallarına bağlı kalmalıdır. Tarafsız olmalıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine uygun hareket etmelidir. Lahey Adalet Yüksek mahkemesi de, Dünya Ülkeleri arasında Adaletle Karar vermelidir. İnsan hak ve Özgürlüklerine, Ülkelerin Toprak bütünlüğüne sahip çıkmalıdır. Demokratik ve Hukuk Devleti ilkeleri doğrultusunda kararlar vererek, halkına zulmeden ihtilalcı ve diktatör idarecileri, Yüksek Mahkemede yargılayıp cezalandırmalıdır.
Bütün bu erdemli davranışlar, insanların özlem duyduğu bir dünyanın resmidir. Gerçekten Dünyada böyle bir düzen kurulabilir mi? Çok zor. Bence böyle bir dünya, ancak masallarda olur. Dünyada, bütün, kanun ve kuralların adil bir şekilde uygulandığı tek bir devlet dahi yok iken, BM Teşkilatının Dünya Ülkeleri arasında, adaletle davranmasını beklemek, hayalcilikten başka bir şey olamaz.
BMGK’ de (Güvenlik Konseyinde) değişiklik yapmak için, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 3’te 2 oy almak gerekiyor. Önemli kararları ve tüzük değişiklikleri 3’te 2 oy çoğunluğu ile almaktadır. Kuruldan bu oranda oy almak çok zor. Hadi diyelim zor da olsa aldığımızı varsayalım, Bu kararı 5 daimi üyeden birisi veto ederse yine kabul görmüyor. Sizin anlayacağınız, BMGK Değişiklik yapmak İmkânsız. BMGK’nin 5 daimi Üyesi kendi arasında anlaşıp bu haklarından feragat ederlerse bu değişiklik o zaman olur. 1945’den bu güne kadar böyle bir yaklaşım, olmadığına göre, bundan sonrada olacağını zannetmiyorum.
Son zamanlarda BM Teşkilatının kararlarını eleştiren, sorgulayan Ülkeler giderek çoğalıyor. Bu Ülkeler Çoğunluğu sağlar, Hepsi, BM Teşkilatından istifa eder, yeni bir Dünya Düzeni ve yeni bir BM topluluğu oluşturursa, eski Teşkilatı Bay-pass ederse, o zaman yeni BM teşkilatı belki biraz Adaletli davranır.
O da çok zor, zira Dünya’nın en büyük ekonomisi, askeri gücü, silah ve nükleer güç yine bu ülkelerde. Az gelişmiş Ülkeleri, Ekonomik ambargo ile anlamayanı, başka türlü Tehdit ile yeni BM düzenine katılmaktan caydıracaklardır. Türkiye Cumhuriyeti’ne 1945’te BM Teşkilatına almak için, Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etmesi için baskı yapmışlar, Türkiye de Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etmek mecburiyetinde kalmıştı. Ayrıca, 1952’ de Türkiye Cumhuriyeti NATO’ya katılabilmek için de, Kore’ye asker göndermek zorunda kalmıştı. Sonuç; 721 şehit, 175 kayıp, 234 esir “Dünya 5’ten büyük mü, yoksa küçük mü siz karar verin.
Ben; Müslümanların bölük, pörçük olduğu müddetçe, Birbirlerine düşman, gavura dost oldukları müddetçe, kendi içlerinde birbirlerinin kuyusunu kazdıkları müddetçe, İslam Dininden uzaklaşıp, Hıristiyan örf ve adetleri ile yaşadığı müddetçe, “Dünya 5’ten Küçüktür diyorum.
İnşallah yeni Türkiye’nin lider kadrosu ve destekleyenlerin başlattığı bu hayırlı kampanya sonuçlanır. Yeni bir Dünya düzeni kurulur, o zaman belki; Dünya 5’ten büyük olur.
Selam olsun, Allah’a ve Resulüne inananlara, selam olsun, Allah ve resulünün yolunda çalışanlara, Selam olsun onların arkasında eğilmeden, dik duran cesur ve imanlı yüreklere. 25.02.2015
Emin AYAYDIN
Kaynak: BM Teşkilatı Ana Sözleşmesi