"Peygamberimizle birlikte her şeyin anlamı değişmiş, ezberler bozulmuştu. Cesaret artık insanı zulme yaklaştıran bir özellik değildi. Asıl cesaret doğruyu savunmak, vicdanın körelmemesi için mücadele etmekti; mazluma el uzatmak, hakkı tutup kaldırmaktı. Vahiyle yetişen sahabeler de cesaret numunesi olarak tarihe silinmez harflerle kazınmışlardır. Hz. Ömer (r.a)’in, Hz. Hamza (r.a)’nın, Hz. Ali (r.a)’nin cesaretleriyle anılır olmaları bizi yanıltmasın. Mevzu Allah (c.c)’ın dini olunca hemen, hemen bütün sahabelerin benzer öyküleri vardır."
Hatta bütün İmanlı müminlerin benzer öyküleri vardır. Malazgirt’te Sultan Alpaslan, Kudüs’te Selahattin Eyyubi, Niğbolu’da Yıldırım Beyazıt, Varna’da Sultan II. Murat Han, Haçlı seferlerine karşı koyan, saymakla bitmeyecek yiğitlerin benzer Öyküleri var.
Söz konusu hakkı Üstün tutmak, Adaleti sağlamak, Mazlumun elinden tutup kaldırmak, yetimin başını okşamak, aç ve açıkta olana yardım etmek kısacası, erdemlilerin safında olmak ise, Ümmetin içinden nice cesaretli yiğitler çıkar. Cesaretleri İmanlarının kuvvetinden gelir. Korkaklar için zafer kazanmak hayaldir. Riske girmeden başarı ve zafer kazanılmaz.
Hakkın rızası varsa orada korkuya yer yoktur.
Ayeti kerimede Rabbimiz “ Gevşemeyin, mahzun olmayın eğer inanıyorsanız mutlaka üstünsünüz.” İnananların korkmasına sebep yoktur, Cesur olun siz zaten üstünsünüz diyerek cesaretli olmamızı söylemektedir.
Tıpkı Hz. Hamza misali gözünün gördüğü hiç bir şeyden korkmazsın... Uhut savaşına giderken öyle sert, öyle sert yürürsün ki; Arkandan Allah'ın Resul’ü seslenir: Yavaş ol ey Hamza hiddetli yürüyüşünle ölümü korkutuyorsun.
Sen ey uzaklarda kalmış ve kendini arayan Müslüman; Eksiklerini tamamla, cesaretini topla ve yola revan ol. Haçlı zihniyetine karşı, bak yeni bir Çanakkale cephesi açılıyor. Yeni bir Çanakkale ruhu yükseliyor, sende bu ruha sahip olan cesaretli yiğitlerin arasına katıl. Milli mücadeleye sende müdahil ol.
Bütün Emperyalist güçler, Haçlı zihniyeti Türkiye'nin üzerine geliyor. Şerde ittifak ediyorlar.
Suriye üzerinden Türkiye’ye saldırıyorlar. Sözde DEAŞ denilen vahşi örgüt ile mücadele etmek için kurulan koalisyon güçleri, PKK ile işbirliği yaparak Türkiye’yi hedef aldılar. NATO, ABD, AB Ülkeleri Rusya ile bizi baş başa bırakarak savaşın eşiğinde yalnız bıraktılar.
Dünya'da ki ayakta durabilen, düşünebilen, Ümmetçilik ruhunu yeniden diriltebilecek, İslam’ın bayraktarlığını yapacak tek ülke olan Türkiye'yi diz çöktürmek istiyorlar.
Türkiye’yi bertaraf ederlerse önlerinde hiç bir engel kalmayacak. Bölük pörçük kalan Müslümanları daha kolay parçalayacaklar. Tarihi geçmiş, miadı dolmuş silahları ve bombaları Müslümanların üzerinde deneyecekler ve paralarını kat, kat onlardan tahsil edecekler.
Sınırlarımızın dışında bu kadar düşman varken, içeride birbirimizle kavga etmek ancak düşmanlarımızı sevindirir. Bir an önce özümüze dönmemiz lazımdır. Dış düşmanlar ve içerideki hain uzantıları ile mücadele etmek için birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Muhalif güçlerin ve içerideki Muhalefetin korku çığırtkanlıkları yapmalarına aldanmayalım. PKK, PYD, İŞİD, SURİYE, RUSYA Tüm zalimler hak ettikleri cezayı göreceklerdir bundan asla şüphemiz yoktur. Önemli olan bu zor günlerde devletimizin yanında birbirimize destek ve dimdik ayakta olmamızdır.
Allah her zaman Hakkı üstün tutanların ve mazluma kucak açanların yanındadır. Bizim Ülkemiz de Milyonlarca mazluma kucak açmış ve onlara yardım etmiş aç ve açıkta bırakmamıştır. O mazlumun duası bizimle beraberdir. Devletimiz doğru olanı yapmıştır. İslam Hukukunda kaidedir; “Mazlumun dini sorulmaz.” Mazlum ve muhtaç olana, aç ve açıkta olana, can, mal ve namusu tehlikede olana yardım etmek farzdır. Devletimiz de bunun gereğini yapmıştır. Bizim adımıza yapmıştır. Allah katında bizi mesuliyetten kurtarmak adına yapmıştır. Bize düşen de Devletimize sonuna kadar destek olmak ve arkasında durmaktır.
Korkunun ecele faydası yoktur. Bu Millet tarihte hep destanlar yazmış bir millettir. Gerekirse yeni destanlar yazacak imanımız, gücümüz ve kudretimiz vardır.
Yavuz Sultan Selim’in dediği gibi “ Cesareti ile yaşamayan, esareti ile ölür” Korkaklar bin kere, cesurlar bir defa ölür.(Hint atasözü)
“Malını kaybeden bir şey, şerefini kaybeden çok şey, cesaretini kaybeden hey şeyini kaybeder”
Türkiye Dünyada ki Müslümanların ve üçüncü dünya ülkelerinin umududur. Sömürüye karşı olması, Dünya ülkeleri ile olan ilişkilerinde, karşılıklı çıkarların korunması, insani yardımlar konusunda Dünya ya örnek olması, Dünya Ülkeleri arasında itibarının artmasına sebep olmuştur. Türkiye İslam ülkeleri arasında yeni bir umut haline gelmiştir.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da Dünya da sevilen ve itibar gören bir liderdir. Cesareti, İmanı ve dik duruşu ile Ülkemiz de ve Dünya’da umut haline gelen bir kurtarıcı olarak görülmektedir. Türkiye’yi ve üçüncü Dünya ülkelerini şaha kaldıracak, kalkınmalarına yön verecek bir liderdir.
Türkiye Cumhuriyeti, SURİYE, IRAK, İŞİD VE PKK sorunlarından yara almadan çok az bir zararla çıkacaktır. Kürt sorununu da yüzünün akıyla hallederse, orta doğuya gelecek olan barış ve istikrarın mimarı olacaktır. O zaman Birleşmiş Milletler Konferanslarında sesi daha gür çıkacak, arkasında ki devletlerin desteği ile çıkacak kararlarda etkili olacaktır.
Şu anda Suudi Arabistan ile beraber 38 İslam Ülkesinin katılımı ile kurdukları İslam ordusu, İslam Birleşmiş Milletler Topluluğunun temelini oluşturmaktadır. Katılan Ülkelerinde ortaya çıkan anarşi ve terör ile mücadele edecektir. Bu katılım ileride daha da büyüyerek hayalimiz olan İslam Birleşmiş milletlerinin çekirdek kadrosunu oluşturacaktır. Türkiye bu Organizasyonun lideri ve öncüsü olacaktır. Lider Ülke olma yolunda karşımıza çıkacak meşakkatleri ve sorunları çözebilmek, çözüm üretmek lazımdır. Bazı riskleri göze almadan başarılı olamazsın.
Başarı ve zafere ulaşabilmek için,
Çile, mücadele, ısrar, fedakârlık, çabalamak ve özverili olmak gerekir.
Bunun içinde; Hedefe odaklanma, sabır, kararlılıkla mücadele etmeliyiz. Risk almalıyız. Sonuç olarak başarılı olmayı veya başaramazsak hayal kırıklığına uğramayı göze almalıyız.
2023 Hedeflerine götürecek yüce Ruha sahip olmalıyız. Lozan’da Ülkemizi hezimete uğratan ve bize 100 yıllık bir anlaşma imzalatan İngilizlerin yeni hedefi olan 2. Bir Lozan’ı bir daha yaşamamalıyız.
Milletimizde Bu mücadeleyi yapacak İman ve cesaret fazlasıyla vardır. Bu mücadele aşkı ve cesareti “Damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur”
Güney Doğu Bölgemizde yaşayan Müslüman Kürt kardeşlerimizde bu cesaret ve asil kan yeniden kaynamaya başlamıştır. PKK yı destekleyen HDP nin toplantıları ve mitinglerine artık kimse destek vermemektedir. Bu milli uyanış ve diriliş ruhu bütün Ülkemizi saracaktır. Ülkemizde ve dünyada Haçlı zihniyetine karşı yeni bir diriliş başlayacaktır.
“Allah’a karşı kulluk vazifemizde emeklilik yoktur.” Yan gelip yatmak da yoktur. İnsanlara yardım etmek, onları zulümden kurtarmak, mazlumun elinden tutmak bizim Müslümanlık görevimizdir. Ülkemizin içinden ve dünyanın en ücra köşesinden de sorumluyuz.
Bu sorumluluğumuzu yerine getirmek hepimizin boynunun borcudur. Allah bu Milli mücadeleye katılan asil insanlara yardımcı olsun. Onların İmanlarını ve cesaretlerini artırsın İnşallah. Amin.
Selam olsun Hak’tan yana olup Batıl ile mücadele eden cesur ve yiğit İnsanlara.
Cesaretinizin kefili imanınızdır. Allahın selamı hepinizin üzerine olsun.
Saygılarımla.
Emin Ayaydın- 05.03.2016