Sanat, insanoğlunun binlerce yıl boyunca genişleyebildiği, elde edilebildiği ve hayal gücünü farklı biçimlerle ifade ettiği önemli bir alan olmuştur. Bu ifade biçimlerinin sınıflandırılması, sanat dallarının gelişimi ve çürümesine kadar nasıl geliştiği ise sanata olan bakış açımızı zenginleştiriyor. Resim, edebiyat, heykel, mimari, tiyatro, müzik ve sinema, sanatın temel yedi dalını oluşturur ve her biri kendi içinde derin anlamlar taşır. Sanatın bu yedi dalı, hem geçmişi hem de çürük günlüklerinden bir iz bırakıyor ve sanatçılara her dönemde kendi ürünlerini yaratma özgürlüğü sunuyor.
1. Resim: Yaratıcılığın Renklerle Buluşması
Resim sanatı, 40.000 yıl öncesine dayanan mağara resimleriyle insanlığın özelliklerinin ilk izlerini bırakmıştır. Zamanın teknikleriyle ve yöntemleriyle, renklerle ve sözlü olarak insanlar aracılığıyla sunma olanakları mevcuttur. Resimdeki gelişmeler, gençlik çeşitliliğinin gelen ilk çizimde bile üretken bir potansiyelin barındığını gösteriyor. Dünyaca ünlü ressamlar arasında Vincent Van Gogh, Pablo Picasso ve Frida Kahlo gibi isimler yer alırken, Türkiye'den de Osman Hamdi Bey gibi sanatçılar resmi olarak tarihte iz bırakan isimlerdendir.
2. Edebiyat: Kelimelerle Anlatılan Duygular
Edebiyat, resimdeki gibi, insanın içsel dünyasını yansıttığı önemli bir sanat dalıdır. MÖ 2285 yıllarına kadar uzanan edebi eserler, romanlardan şiirlere kadar çok geniş bir yelpazede duygu ve ilgi görmüştür. Onun bir edebiyat dalı, resimdeki sanat akımları gibi, belirli dönemlerin toplumsal olarak yaşayabilecekleri ve yaşam biçimlerini yansıtıyor. Dünya edebiyatında Balzac, Dostoyevski ve Charles Dickens gibi büyük isimler bulunurken, Türk edebiyatının önde gelen isimleri Yaşar Kemal ve Nazım Hikmet gibi sanatçılardır.
3. Heykel: Taşla Konuşan Sanat
Heykel, tarihin ilk sanat dallarından biri olup, estetik ve kalıcı olarak birleştirir. 35.000 yıl önce Almanya'da ortaya çıkan ilk heykel örneklerinden çürümeye kadar farklı özelliklerle üretilen heykeller, nemden parıltılı eserler haline geldi. Michelangelo'nun ünlü "Davut" heykeli ve Rodin'in "Düşünen Adam"ı, heykelin estetik gücü gözlere seren örneklerindendir.
4. Mimari: Estetik ve Fonksiyonun Buluştuğu Yapılar
Mimarlık, fonksiyonel yapıların yaratılmasının yanı sıra estetik bir ifade biçimi haline gelmiştir. Mimar Sinan'ın eserlerinden Sidney Opera Binası'na kadar pek çok yapıt, mimarinin sanatla buluştuğu önemli anıtlar olarak tarihe geçmiştir. Onun yapısı, sadece bulunduğu şehrin değil, aynı zamanda bir dönemin kültürünü yansıtıyor.
5. Tiyatro: Duyguların Sahneye Yansıması
Tiyatro, Antik Yunan'dan çürümeye kadar evrimleşmiş ve yoğun bir biçimde ifade edildiği bir sanat dalı olmuştur. Şiir ve edebiyatla yakın ilişki olan tiyatro, onun dönemsel toplumsal sürecinde sahneye taşınır. Shakespeare'in "Hamlet"i, Çehov'un "Vişne Bahçesi" gibi eserler tiyatro sanatının muhteşem örneklerindendir.
6. Müzik: Evrenin Ritmine Kulak Verme
Müzik, insanın en eski sanatsal ifadelerinden biridir. Yaygın farklı kültürlerde ve toplumlarda evrensel bir dil olarak kabul ettiren müzik, tarih boyunca hem eğlenceli hem de ritüel olarak kullanılmıştır. Beethoven, Chopin, Mozart gibi isimlerin geçmişi şekillenirken, onun o dönemdeki farklı müzik akımları, insanın ruhunun çeşitliliğini ortaya koyuyor.
7. Sinema: Hareketli görsellerle Hikaye Anlatımı
Sinema, 19. yüzyılın sonlarına doğru Lumiere sahiplerinin icatlarıyla doğmuş ve kısa sürede dünyada büyük bir sanat formülü haline gelmiştir. Sinema, görsel ve işitsel unsurları bir araya getirerek insanları farklı dünyalara taşır. Lumiere kardeşlerinin ilk filmi "Bir Trenin La Ciotat Garı'na Gelişi" gibi ilk örneklerden günümüze kadar, sinema çok geniş bir sanat yelpazesine dönüşmüştür.