İlimizde geniş bir mekâna sahip, ana cadde güzergâhı üzerinde inşa edilmiş olan Terzi Baba Camimiz var. Değişik mimarisiyle, ses ve yalıtım sistemleriyle bütün ihtişamıyla şehrimizde ayrı bir manevi rüzgâr estirmektedir. O geniş ibadet alanı içerisine girdiğinizde adeta kaybolursunuz, içerinize manevi ferahlık gelir, sanki orada ibadet yaparken ayrı bir dünyanın içerisinde kendinizi bulusunuz. Sebep olanlara ve tüm emeği geçenlere duacıyız.
 Bilhassa mübarek gecelerde, bayram sabahlarında şehrin dört bir yanından gelen binlerce insan bu manevi alana doğru koşarlar. Sanki bir vuslat bir özlem alanı içerisinde kendinizi bulursunuz. Cami çıkışında ayrı bir bayram havası eser, çünkü büyük bir buluşma ve görüşme anı başlar. Ama her zaman halk arasında, cami yerinin öteden yerinin iyi seçilmediği söylentisi devam etmektedir. Çünkü sair günlerin vakit namazlarında cemaatin azlığıyla dikkat çekmektedir.
Her şehirde, o şehri temsil eden bir külliyesi olmalıdır. Bizler bu büyük şaheser yapılırken, artık şehrimizde bir külliyeye kavuşacak sevinç ve özlemini yaşıyorduk. Maalesef bu umutlarımız boşa çıktı. Ortaya sadece geniş ve ferah bir ibadet alanı ve şirketlere verilen ticarethaneler ortaya çıktı.
Ülkeler arasında beynelmilel lisanlar vardır, beynelmilel kelimeler vardır, asla değişmez. Camilerinde tarih boyu ve günümüze kadar bütün ülkelere şamil minare sitili ve üzerindeki şerefeleri vardır, yerli yabancı herkes, o minareyi görünce oranın bir cami olduğunu hemen anlar. Maalesef bu camimizde her nedense bu minare tarzını bozdular. Siz yabancı bir ülkede olsanız buranın bir cami olduğuna sormadan karar verebilirmisiniz? Çözemedim gitti, bu minare şekli ne anlama geliyor.
Bir türlü anlayamadım, bu geniş mekân neden her şehrin zaruri ihtiyacı olan bir külliye şekline getirilmedi? Bir kıraat hanesi olmalıydı, çocukları heveslendiren bir çocuk parkı olmalıydı. Mübarek gecelerde ve cuma günleri insanlar otolarına park yeri bulma sıkıntıları yaşarlar. Öyle ki bazen arabanızı cadde kenarlarına, mahalle aralarına park etmek zorunda kalırsınız. Küçükte olsa bir otoparkı olmalıydı. Keza bir dinlenme ve konaklama alanı gibi sosyal faaliyetleri olmalıydı.
Dahada önemlisi, Peygamber Efendimizin s.a.v.’’Cuma günleri yıkanınız ve temiz elbiselerinizle Cuma namazına iştirak ediniz.’’ Hadisi şerifleri vardır. Çünkü İslam inancına göre cuma günleri yeni bir haftaya daha kavuşmanın sevinç bayramıdır. Bu cümleden olmak üzere duş kabinleri olmalıydı. Zira cüzi bir ücretle, belki de çoğu insan bu hizmetten faydalanmak için gelecek, dolayısıyla ayrı bir cazipliği olacaktı. Keza bir genç buraya kadar gelmişken, bu manevi havada bir övün namazını da eda edip öyle gidecektir. Hali hazırda hiç değilse boş bulunan alanlara duş kabinleri yapılarak hizmete sunulabilir.
Camide, ilk girişte göze çarpan bir aksaklık göze çarpmaktadır. Zira mihrap cemaat safına doğru öne doğru alınmış, dahada garibi arkasındaki boşluk küçük ambar olarak kullanılmaktadır. İzdihamlı günlerde imam cemaatin gerisinde kalmamak için mihrabın yan tarafına geçmektedir. Neden cami derneği bu mihrap konusunda duyarsız kalıyor ve mihrabı asıl yerine aldırarak saf alanını genişlettirmiyor.
Bu ihtişamlı camiden içeriye girdiğinizde bir aksaklık gözünüze çarpar. Siz hiç ayakkabılıklara dikkat ettiniz mi? Bazı rafları yerlerinde çıkmış ve kırık vaziyettedir. Bu güzel camide diğer illerde olduğu gibi numaralı bir ayakkabılık sistemi olmalıydı.   
         Yetkililerin ve dernek yönetiminin takdirlerine sunarım.