Ersin Türkel Dede akil adamların Erzincan’a gelişleri ile ilgili yayınlan yazımdan sonra ziyarete geldi. Hem tepkili hem de yüzünde tebessüm vardı. Kendileri Cem Vakfı kanaat önderlerinden.
Herşeyin hayırla sonuçlanmasından yana ama sürece itirazları var.
Anlatıyor;
Halkla konuşacak akil adamlar listesi belirlenirken farklı Alevi Federasyonlarıyla, sivil toplum örgütleriyle de görüşülmeli ona göre karar verilmeli idi.
Erzincan’daki toplantı da Alevi kanaat ve inanç önderleriyle de bir araya gelinmeli, fikirleri sorulmalı idi. Aleviler kapının dışında değil evin içinde olmalı.
Başbakan, Kürt, Çerkez, Laz derken Alevi Vatandaşları unutmamalı, ötekileştirmemeli.
Kur’an’a bağlıyız, Kur’an ’sız Alevilik olmaz. Cemde okunan “mersiyeler”, “düvazimam” ve “tevhidler” ...
İnanç özgürlüğü istiyoruz, Cemevleri artık ibadethane olarak görülmelidir.
Kan akmasından yana değiliz tarihsel genlerimizde barış, hoşgörü ve sevgi var.
Yani Erzincan özelinde uzun yılların biriktirdiği sorunlardan da bahsetti Ersin Dede.
CEMEVLERİ
Cemevinde bir cemi izlemeyi çok isterdim. Giden arkadaşlarım anlattı. Sadece semah yapılmadığını Fatihalar, Yasinler, Kur’an dan farklı süreler okunduğunu, zikirler çekildiğini yani her an Allah’ın adının anıldığı ...
Cenazeler de Cemevi’nden kaldırıldığına göre bir ibadethaneden başka ne beklenebilir ki?
Toplumsal bir sıkıntımız da kendimize aykırı gördüğümüz şeylerde yasakçı olmamız.
Prof. Dr. Sayın İzzettin Doğan’ın Cemevlerinin tanınması için AİHM açtığı davalar var. Muhtemelen kabul edilecektir.
Ülkemizde şehirleşme ve eğitim her geçen gün artıyor. İnsanlar bilinçleniyor ve daha özgürlükçü düşünüyor.
Bu problemlerin hepsi çözülecektir.
Kaybedilen zamana yazık. Her bir sorun bu ülkenin sırtına kambur oluyor.
Dileğimiz; Bu ülkede demokrasi bir an önce otursun, insanca yaşamanın şartları ortaya konsun ve insanlar dilediği gibi yaşasın. Bu kadarcık…