(1861-1923)

HACI HAFIZ MEHMED RÜŞDÎ EFENDİ :

Erzincan eşrafından Battalzâde “Hacı Hafız” adıyla meşhurdur. Alansalı Hoca Efendi’nin oğludur. Evleri Erzincan’ın Şa’bân Ağa Mahallesi Şaban Ağa Camii şerifi karşısındadır. İlk tahsilinden sonra Kur’anı Kerim’i çalışarak Hafızlığını ikmâl etmiştir. Terzi Baba ile çok yakınlıkları olmuş ve o’na yürekten bağlanmıştır. Terzi Baba’ya yazdıkları methiyyelerinin ilk mısra’ı şöyle başlamaktadır;

Hacı Hafız Türbe ve Mezarlığı- Erzincan(Fotoğraf: Deniz Arslan)

Kıluramcânımı kurban

Senin yoluna ey Hayyât

                  İçersin demde bin cür’a

                 Onun aşkı şarabından

İlim tahsili için İstanbul’a gitmiş ve Üsküdar’lımeşhûrFındık Hafız Efendi’den İlm-i Kıraat okuyarak icâzatname almıştır. Daha sonra tekrar Erzincan’a geri dönmüştür.

Hacı Hafız MehmedRüşdî Efendi, Terzi Baba’nın sohbetlerini Kenz’ül Miftah adlı eseri ile nazıma aktarmıştır. Bu veciz eserinde şöyle demektedir;

Meğer günlerde bir gün Hak inayet

                                  Kılıp söyle dedi Vehbi bînihayet

       Coşup akl a gelip bir bir beyana

       Maariften söyledi âşıkane

                                Cevahirler buyurdu kıldı tefhîm

                               Bu asîRüşdî kıldı anı tanzim

Köyden şehre gelirken bir al at’a binip gözleri yumuk öylece istiğrak halinde bulundukları, her pazartesi ve cuma günleri Kurşunlu Camii ’inde Hatm-i hâcegân kıraat ettirdikleri rivayet olunmuştur. Meclislerde ekseriyetle “Yazıcıoğlu Mehmed’in yazdığı “Muhammediyye” kitabını okudukları rivâyet edilmektedir. Erzincan’ın diğer bir nakşı kolu olan Kırtıloğlu dergâhının Postnîşin’iPîr-î Muhammed Sâmî Hazretleri’ne Hocalık ta yapmıştır. Hicrî 1280, (milâdi 1860) senesinde Erzincan’da vefat etmiştir.

Resim13: Hacı Hâfız Mehmet Rüşdî Hz.’nin Türbesindeki sanduka-Erzincan 2016 (Fotoğraf:D.Arslan)

Kabrinin bulunduğu yerde Türbesi inşa ettirilmiştir. Türbesi’nin bulunduğu mezarlık’a bugün  “Hacı Hafız Mezarlığı”denilmektedir. Hacı Hafız Mezarlığı  şehrin ikinci büyük kabristanıdır.

Şems-i Hayâl adıylada bilinmektedir.1806 senesinde Erzincan Zetkiğ köyünde doğmuştur. Terzi Baba’nın hizmetkârlarındandır. Kendisi ümmî olduğu halde âşıkane “manzumeleri (Tuhfet-ulUşşâkDivânı)vardır. Terzi Baba’nın damadı Abdussamed Efendi Leblebici Baba’yı “Bir siyah aba giymiş, başında arakiye, üzerine yeşil sarık sarmış, bir ufak teşbih elinde, daima gözleri yumuk, elindeki tesbihiçarh-ı felek gibi devrettirir” diye tarif eder. 1294-Milâdi 1878 senesinde Erzincan Merkez’deki Gerekgerek Mahallesinde vefat etmiştir. Kabri Terzi Baba kabristanında medfundur. Kabir Taşında; ‘’HüvelHallagul Bâkî, ĞavsılVâsılin Şeyh MuhammedelHayyâti Vehbi ilâ ÜveysiKaddesallahu Teâlâ SırrahulAzîz Efendimizin Bâzı Ahvâli ĞaybiyyelerininTercemânı Leblebici Baba Eş-Şeyh Süleyman Şemsi Hâyâl Hazretlerinin Rûh-i Ervahları içünFâtihâ. 1294(1878)’’ yazılıdır.

Abdulbâki Baba adıyla meşhurdur. Terzi Baba’nın sayılı müritlerindendir. Ümmidir. Bir hastalık neticesinde 1892 Haziran ayında hava değişimi için gittiği Erzurum’dan Ezincan’a geri dönerken Pöske köyünde vefat etmiş, cenâzesi Erzincan‘a getirilip Terzi Baba Kabristanı’ndaki Leblebici Baba’nın yanına defin  olunmuştur.Abdülbâki Baba’nın Kabir taşında ise, ‘’ Hüvel Bâkî, Şeyh HayyâtiVehbîKuddiseSırrahul-âlî Efendimiz Hazretleri’nin HubbuZâtîlerinden Fâni HevâsıMûntesibatındanEşşeyhel-Hâc Muhammed Abdulbâi babamızın Rûh-u PûrFûturlarınaFâtihâ 1311’’ yazısı okunmaktadır.

Aslen Erzurum Oltulu’dur. 1847-48 senelerinde Erzincan alay imamı vazifesindeyken TerziBaba Hazretlerini tanımış, onun vefatından sonra Erzincan’a yerleşmiş ve Hacı Mustafa Fehmi Efendi’nin tavassutuyla Terzi Baba’nın kızı ile evlenmiştir. Aşçı İbrahim Dede hatıratında Abdussamed Efendi’nin Terzi Baba’ya damat olmasından kendisini halifelik makamında görme temayülü içerisinde olduğunu kaydeder.

(BAYBURT)

Terzi Baba’nın Bayburt’ta ki halifeleridir. Tarikat kolu’nu Erzincan’dan Bayburt’a götürmüştür. Kısas-ı Enbiyâ ve Mevlid-i Nebî gibi eserleri mevcuttur. 1877 senesinde Bayburt’ta vefat etmiş, Kabr-i Şerifleri  Sıptoros köyünde medfundur. Dergâhı Ağlar Baba dergâhı olarak günümüzde devam etmektedir.

Af olundu bize ey Vehbi Baba

Azim Kur’an gibi bir mürşidim var.

Allah imdat etti bu kemter kula

Vehbi hayyât gibi bir mürşidim var.

Tarîk-i nakşîye dersi okuram

Sağ tarafta ol pirim buluram.

                             Vehbi Hayyati’den bir fermân geldi

                             Al-yeşil evrakla yazılmış hâtti

                            ‘’Âl-i İmrân’’sırri düzülmüş satri

                            Vahdetin camına yazmışlar bizi.

Terzi Baba’nın sohbet halkasında bulunup sağlığında onunla görüşen  Erzincan dışında ki zatlar ise şunlardır;

Anadolu'nun manevî zenginliği olan velilerdendir. Doğum ve vefat tarihleri bilinmemektedir. Terzi Baba olarak bilinen Muhammed Vehbi HayyatErzincânî Hazretleri'nin talebelerinden olduğu, Malatya-Arapkir'de insanlara irşad hizmetinde bulunması için Terzi Baba Hazretleri tarafından görevlendirildiği rivayet olunmaktadır.  Kövenkli (Harput-Elazığ) Hacı Ömer Hüdayi Baba, onun en meşhur talebesi ve halifesidir.

19.Yüzyılda Anadolu’da yetişen Evliyanın Büyüklerindendir. 1821 yılında Elazığ’ın Mürü Köyünde doğdu. Babası Kaymazzadelerden İbrahim Efendidir. Askerlik görevini 1842 yılnda Erzincan’da Kırkserdarlar Askeri Teşkilatında Komutan olarak yaptı. Rivayet olunur ki, gördüğü bir rüyasında, kendisine “Zahiri vazifen sona erdi. Artık manevi vazifene başla “ denildi. Bu rüyada kendisine görünen üç kişi, zahir hizmetinin artık sona erdiğini, bundan böyle manevi hizmetle görevlendirildiğini, mana yolunda İlâhî feyizlere ereceği gibi birçok insanı da Hakk'a ileteceğini söyleyip kayboluverdiler. Uykudan uyanınca gönlünü yakan bir ateş hissetti ve uykusunda kendisine müjde veren mânevî kişilerin hayalleri gözünün önünde canlandı fakat nasıl hareket edeceğini kestiremiyordu. Olgun bir mürşide teslim olup ondan feyiz almaya karar verdi. Ama böyle kutsal bir zatı nerede bulacaktı? Bunu düşünürken o sırada şöhreti Anadolu’nun dört tarafına yayılmış bulunan büyük üstâd Erzincanlı Terzi Muhammed Vehbi’nin yüzü gözlerinin önünde canlandı ve ansızın kalbine, ona karşı derin bir sevgi aktı bu yüzden memurluk görevinden istifa edip Terzi Baba ile görüşmek üzere [Erzincana doğru]yola düştü. Rüyasını Erzincan’da bulunan Terzi Baba namıyla meşhur, Mevlana Halid-i Bağdadi'nin (ks) hulefasından, Erzincan’lı Terzi Muhammed Vehbi’ye (ks) anlattı.

Terzi Baba’nın huzuruna girdiğinde hemen ondan ders almak istedi, fakat gözünü yumup murakabeye dalan Terzi Baba'nın, birkaç dakika sonra: “Senin nasibin Arapgir’de Halifemiz Ömer Nûrânî Hazretlerine verilmiştir. Oradan feyiz alacaksın. Ona başvur" buyruğu, kendisini (Malatya) Arapgir'e yöneltti. Muhammed Vehbi Terzi Baba (ks) O’nu, Arapgir’de bulunan halifesi Ömer Ruhani ‘ye (ks) gönderdi. Hacı Ömer Hüdayi (ks) , Arapgir’li Ömer Ruhani ‘nin (ks) ilm-i batın halkasına dahil oldu. Halidiyye 'nin bütün merhalelerini tamamlayıp mürşidinden hilafet almakla şerefyab olan Hacı Ömer Hüdayi (ks), önce ev ve yanında mütevazi bir tekke inşa etti. Dergahınahergün yaklaşık ikiyüz-üçyüz civarında ziyaretci ve salikan gelip sohbetlerinden istifade ederlerdi. Herkesin haline göre kelam eder, katı kalbleri yumuşatır, Hakk'a (cc) çekerdi. Hacı Ömer Hüdayi (ks), Arapkirli Ömer Ruhani'den (ks) hilafet aldıktan sonra da ziyaret ve hizmetlerine devam etmişlerdir. Bu durum Ömer Ruhani'nin (ks) irtihallerine kadar devam etmiştir. Türbesi, Elazığ’ın Köğenk [Güntaşı] köyündedir.

Sivas’ın İmranlı kazasının Durucin köyündendir.Babası  ticaret erbabındandır. Duricin şimdi İmranlı’nın bir mahallesi olup adı Durcan’dır. Şakir Efendi iki arkadaşı ile birlikte Erzincan’da tahsilini yapmış ve Sivas’a dönecekleri sırada Terzi Baba’ya ziyarette bulunmuş ve tanışmıştır.

Terzi Baba, Şakir Efendi’ye; -Sana bir şey yazdıracağım. Vakti gelince onu sahibine vereceksin, der. Esmaü’l-Hüsna’dan bazı isimler yazdırır ve bu isimleri vird edinmelerini isteyip onlara çeşitli nasihatlerde bulunur. Şakir Efendi evine döner. Şakir Efendi Zara’ya gittiğinde arkadaşlarından birinin müftü diğerinin vaiz olduğunu öğrenir. Onlar; -Bazı insanlar Zara’ya gelip mal satıyor, diyerek Şakir Efendi’yle kinayeli konuşurlar, onu küçümserler. Bu sözlerden etkilenen Şakir Efendi, oğlunu İmranlı’da bırakıp Zara’ya yerleşir ve merkezi bir yere konak yaptırır. Zara’da bir müddet kaldıktan sonra da Sivas’a taşınır. Ömrünü Sivas’ta tamamlar. Geçimini manifaturacılıktan ve sürekçilikten yani hayvan ticaretinden sağlamıştır. Na’şı Garipler Mezarlığı’na defnedilir. Garipler Mezarlığının yerinde bugün sebze hali bulunmaktadır. Belediye Başkanı 1958’de bu mezarlığın kaldırırken Şakir Efendi’nin torunu Ahmet Efendi’yi çağırır ve dedesinin na’şını kendisinin nakledebileceğini söyler. Ahmet Efendi, dedesinin na’şını alıp Halfelik Mezarlığının girişindeki mezar sırasının en başına defneder.

Şeyh Şâkir Efendi’nin Sivas Halfelik Mezarlığındaki mezar taşı üzerinde şunlar yazılıdır:

Hüve’l-Bâkî

Ârif-i esrâr-ı Hak ol şeyh-i büzrüg-vâr-ı dîn

 Şeyh el-hac Şâkir-i cân-bahş-ı rûh-ı sâlikîn

İçdi vahdet bâdesin Hayyât-ı Erzincânî’den

 Hicret etdişehr-i Sivas’a o pîr-i nâzenîn

Mâh-i iklîm-i hakîkatkenhubân-ı bâtına

Lâubâlilikleçekmişdisehâb-ı âteşîn

 Çok mu târîhinEdîbâ derse şeyh-i ârifân

Marifetden var idi başında bir tâc-ı zerrîn

Âfitâb-ı feyzi tenvîreylemişdi âlemi

Mâtemiyle kanlı yaş akıtdıçarh-ı çârümîn

                                                     Sene 1312 (H1)

Terzi Baba Hazretlerinin Erzincandan Sivas’a Hacı Şakir Efendi vasıtasıyla uzanan silsilesi, Şakir Efendi’den Törnüklü İbrahim Efendi’ye (vefatı 1911) geçmiş, ondan oğlu Salih Efendi (1893-1956) ve AşıkRuhsati (Mustafa) Efendilere ulaşmıştır.

AşıkRuhsati şiirlerinde zaman zaman Erzincanlı Terzi Baba’dan ve Şakir Efendi’den söz etmiştir.

Bir mürşitten destur aldık

Yolun yarısında kaldık

Mudara bir derviş olduk

Kabul eder ise Çalap(312)

Ben de yalvarırım Terzi Baba’ya

Olanca emeğim gitti hebaya (258)

Tarikatim Nakşibendi Terzi Baba sultanım

Şeyh Şakir Efendi gelse tazelenir imanım

Kıbleye teveccüh etsem cesette titrer canım

Kalbimi ruşen eden ol cana aklım yetmedi (117)

Tarikatim Nakşibendi’nin Halidî kolundandır

İnabetim Hacı Şakir Efendi elindendir (59)

 Ayrıca “Uğru ile Kadı Hikâyesi”nde de Ruhsatî, intisap ettiği Şakir Efendi ve Terzi Baba’yı şu şekilde anmıştır;

Şakir Efendi’den aldım edebi

Çalarım başımı taşa duvara (14. beyit)

Ba-husus şeyhimdir Şakir Efendi

İderem ben ana her dem pesendi (296. beyit)

Erzincan’da güzel Terzi Baba’nın

Deyrinesekiyem ben ol hubanın (359. beyit)

Terzi Baba’nın Sivasta mihveri olduğu inanç silsilesi Şâkir Efendi, İbrahim Efendi ile devam etmiş, Salih Efendi ile son bulmuştur. Salih Efendi yerine Halife bırakmamış olup Sivas’taki bu Terzi Baba ocağı onunla son bulmuştur.

                                                                                                                              (***Sürecek)