Çoğu zaman söze nasıl başlanır,kelimeler  yazıya nasıl dönüştürülür  bilemiyorum.Galiba  cümlelerin tükendiği  bir çıkmaz sokak var.Gerçi yaşadığımız her şeyi  anlamlandırmak  gibi bir zorunluluk  yok hayatımızda.Bu bir ihtiyaçsa, bu ihtiyaç  ruhun taşkınlık  derecesine  ulaştığında ortaya  çıkıyor.Anlatmak, yazmak  veya ruhundan alıp ruhuna vermek…Bu döngü  her ruhun  belli dönemlerde  çektiği  sancıların  çare arayışlarıdır.
Cümleler  meydana çıkar,kendini gösterir.Şaha kalkar kelimeler  alabildiğine yol alır.Ad olunur ruhun sancısına.Cümleler gece gündüz  kavuşana kadar susmazlar,bir anlık sancının  tek kelimelik  iki kişilik haline dönüşürler.İşte o an  etraftaki her şey puslanır.Bu ruhun  ruhuna kavuşmasıdır.Cümleler  kelimelerde,kelimeler  gecede, gece gündüzde kaybolur.
Ruh,ruhunun çağırdığı  bir deryaya dalar.Deryadaki mavi ruhun mavisidir.Mavi onun ruhudur.Anlam kendiliğinden ortaya çıkar.Artık söz surettir.Cümle aynadır.Girmek isteyen aynaya  bakar,bakan  aynada ruhunu  görür.Ruh ruhunu  yaşar.Ruh ruhunda ad olur,ruhunda  nefes alır;gerekirse canından vazgeçer,ruhuna hayat verir.Ayrılık diye bir şey yoktur.Zamanların kalktığı  zamanlarda canı can olunmuş bir bahar  yaşanır.Bu bahar bazen hayalin armağanıdır, bazen de  gerçeğin ta  kendisidir.Yani  cümlelerin  sessizliğinde  büyüyen  bir hayatın anlamıdır.
Bir hayattır  hayatın içinde  var olan.Hayatın  içinden  çıkıverir  nice nice hayatlar.Ruhu üflenmiş,ruhu ruhuna üflenmiş, cümlelerin kayboluşuna  şahitlik  etmiş  bir hayattır hayatın anlamını  keşfeden ve sessizliğin  içinde  kendini sürükleyendir  hayatın adını koyan.Son cümlesini  yazdıktan noktası beyaz olandır  hayatının kahramanı.Ruh,ruhunda  cümlelere sığmaz,uhrevi bir alemin  içinde  yeniden doğar,yeniden  yaşar  hayatı.Hayata vedasını ruhuyla yapar.
Ruhu kaybetmek uğruna bir cümle yazılacaksa nokta en başa koyulmalıdır.Son nokta:
 
İşte söz
Yalnız yağan bir yağmurun gecelerinde tükenirdi
Ve ağlayan bir bulutun  gözlerinde  gizlenirdi
Bittiği yerde, hüzün düşerdi üstüne
Kapılası bir rüzgarın gelişini beklerdi.
 
Yazılmak gecenin göç vaktinde bir kervan peşinde
Kaleme düşen sözsüz akşamlar
Hangi kentin  kapısında.
 
Aynaya aksi düşer kayıp kelimelerin
Yazılmadık cümlelerin kendini görmesidir.
Sessizce çekilse gerçek
Bir yansımanın dile düşmesidir.
 
Noktasız vuruşlarda yazılır hatıralar
Bulunmaz  keşiflerde kaybolur  yaşananlar
Bilinmedik  zamanlara ruh bedenden önce koşar
Kalemin rengi kaçsa,kağıdın benzi solar
 
Söz düşmez ;yazmak ruh akdinde
Hayat denilen bilinmez
Terk edilmiş sözlerde.
 
 
Gece sonsuz bir hece gibi düşer
Sonsuz bir heceden kaç cümle güne
Yürek ağarır ruhların güne değdiği yerde
Taşar suret serzenişleri
Güne dert yanmak kaç kelime
Cümleler dökülür gecenin son sözünde
Bir yıldız parlar:kelimeler harf harf
Cümleler okunmaz
Gece söze perde
Ruha sebep bu kayıp söz geceleri
Taşar üstüne zaman
Virgül koyar hayat
 
Öğrenir söz dillenmeyi
Bir yağmurun damladığı yerden başlar
Bulutu siler önce
Kelimeleri içine çeker
Sözün öğrendiği  ilhamlık hece
Gecenin bir yıldızlık ömründen parlar
Ayrılık ,ayrık zamanların içinde
Geceye kaptırsa kendini  ay üstüne doğar
Söze başlasa bir yıldız kayar
 
Son olmak bir beyaz noktadan
Söz haklı;yağmurun sesi dile vurur
Her kim bir  giz saklarsa
Hayatın tükendiği yerden geceye dokunur.