Öncelikle amacım yobazlık ve bağnazlık yapmak değil. siz bir pazara, çarşıya veya alış veriş için markete gittiğinizde sebze ve meyve reyonlarında veya tezgahlarında hiç soyulmuş meyve gördünüz mü veya alıyor musunuz. Tabi ki hayır yani reyon veya tezgah görevlisine bana bir kilo kadar soyulmuş portakal veya elma ver deseniz kesinlikle size mutlaka bön bön bakarak acaba müşteri akıl ve ruh hastalıklarından mı kaçtı bu da neyin nesi der. Elbette ki akıllı bir kimse soyulmuş meyve alamayacağı gibi hijyene ne kadar da dikkat ediyoruz değil mi?
Peki mahremiyet konusunda bir benzerlik veya söz gelimi aradaki yedi farkı görebilen var mı? Derdim röntgencilik yapmak değil. kimsenin açığını yazmak da değil veya kötülemekte değil. Kusura bakmayın. Biranda paldır küldür konuya girdiğimin farkındayım. Oysa okulda şöyle öğretmişlerdi bir yazı için önce giriş, sonra gelişme ve nihayet sonuç bölümü diye öğrendim. Aman neyse o halde baştan alalım. En çok Facefook ve twitter gibi sosyal paylaşım site kullanıcılarından biri olarak özellikle Erzincan’da ki sosyal paylaşım katılımcılarında sürekli dikkat ettiğim nedense mahremiyet konusunda pek de dikkat edilmediği apaçık ortadadır. Şimdi ne alaka diyeceksiniz fakat nedense hep ne alaka diyenlerde sık rastlanılan bir özellik en çokta ne alaka diyenlerde gördüm. Geçenlerde bir sosyal paylaşımı en çok kullanan bir arkadaşım yani kendisi de her defasında ne alaka şimdi diyenlerin başında gelen arkadaşımız nedense mahremiyet konusunda o kadar rahat o kadar serbest ki az kalsın serbest ticareti mesleği ile karıştırmışken kendisinin facefook ve twitter gibi birçok buna benzer sosyal paylaşım sitelerinde çıl çıplak resimleri beğendiğini ve paylaştığını söylerken şaşırmıştım. Üstelik iki veya beş yıllık arkadaşım değil. tam aksine mahalleden çok küçüklük arkadaşım olması hasebiyle kendisinden böyle bir soru ile karşılaşınca epeyce bu konu üzerinde çok tartıştık hatta nerdeyse beyin fırtınası bile desem abartmış olmam. Sonra bir türlü kendisini ne kadar da ikna ettiysem de arkadaşım dediğim dediklerden çaldığı düdük rahatsızlık misali. Yine de toplumsal değerlerimizin ne kadar ucuza gittiğini ne kadar edepsizce pazarlandığını fark ettim. Önemli olan en küçük detaylara dikkat etmektir. Böyle sosyal paylaşım sitelerinde çılçıplak resimleri veya fotoğrafları arzu eden nevi şahsına münhasır zekaya sahip arkadaşımın anahtar deliğinden gözetleyenden ne farkı var. Tabi ki farkı yok. Öyle Müslümanlık kolay olsa o zaman dünya da ki tüm nüfusun hepsi Müslüman. Hem namaz kılacaksın cumadan cumaya hem de nefsi dizginlemeyerek şerefini 5 dakikalık bir reklam misali beş para edeceksin oh ne ala Müslümanlık değil mi yani hayata hem anahtar deliğinden hem de teşbih deliğinden bakmak acaba ne kadar etiktir. Yani bir elde iki karpuz götürmek ne kadar imkansızsa o kadar imkansızdır. Böyle tür yaşam tarzı. Biraz daha sert olursa su testisi su yolunda kırılır desek taşı gediğine oturtmuş oluruz. Her neyse mesele şu anlamışsınızdır. Kişinin mahremiyetini koruması ve daha önemlisi, korumayı gerçekten istemesi olmalı bu çok doğal bir haktır. Özellikle mahremiyetini korumak isteyen kişi, her yaptığını sosyal paylaşım sitelerinde duyurur mu? Sosyal paylaşım siteleri derken… bu iki sözcük birlikte yardımseverliği ne çok çağrıştırıyor değil mi? Sosyal, paylaşmak… halbuki gayet asil amaçlara hizmet edebilecek bu ağlar, çoğu zaman az bile genellikle kullanıcı kişi tarafından bencilce sergilemek için kullanılıyor. Yani buna egoist sanal müzesi desek hiç yanlış olmaz değil mi? İnsan özlü sözler diyerekten, internet çöplüğünden her çıkardığını, akıl süzgecinden bile geçirmeden hiç yayınlar mı? Bir hatayı sürekli aynısını tekrar etmek ne kadar aptallıksa hangi izzetinefis olan bir Müslüman böyle bir tür hatadan çok aptallık veya ahmaklık yapabilir. Bir Müslümana yakışır türden çok sizce tezat değil mi?. Her lafa sazan gibi atlar mı? Tevazu hak getire. Her kıyafet değiştirdiğinde, profilini yeniler mi? Ne kadar da insanlıktan çıkmış nefsin arzularını yerine getirmeye çalışan şeytanla ortaklık bu kadar da olmaz dedirtecek cinslik mi olur. Kişisel kavgalarını sayfasına taşır mı? Acaba dinde kavga etmenin caiz olmadığını bile bile yapmak ne kadar Müslümanlıkla doğru orantılı olabilir. En yakınlarının özel günlerini, herkesin okuyabileceği şekilde yayınlar mı? Ne diyeyim bende bunu yapanlar gibi çiğ süt emdim emmesine ama süt var süt var. Bunu yapanlar hem sütü bozuk hem de mayası bozuk olduğundan bunun için hormon bozukluğu ilerlemiş akıl ve ruh bozukluğuna yol açtığından nerdeyse yatak odasını bile sosyal paylaşım sitelerinde 3D ( üç boyutlu ) ve HD kalitesinde sanki büyük bir marifet gibi sergilemelerine şaşmamak elde değil. insan bunları yapıyor çünkü ne kadar popüler ve sevilen bir kişi olduğunu dünya aleme göstermek istiyor. Yani ünlü olma sendromunun geldiği son nokta buna denir. bak, yüzlerce arkadaşım var. Bak, seyahat ediyorum. Bak kiminle birlikteyim. Gördün mü, artık yalnızım, bana yazabilirsin, aç göster, soyun bakalım. Nerdeyse artık facefook’ta veya internet adreslerinde nerdeyse nenem yaşımda ki kadınlar bile boy boy çıplak fotoğraf paylaşma rezilliği tam bir rekabete dönüşmüş. Ne kadar vahim bir durum. Ne de olmasa reklamın iyisi kötüsü olmaz zaten reklamın ana kahraman karakteri kadın olunca bak erkekler nasıl da rezil oluyoruz hiç demiyoruz ki erkekliğimiz beş para oluyor haberimiz yok. Ama bak şu sen Allah’ın işine bir haber veren benim ki birileri oluyor. Bir musibet bin nasihatten iyidir. Şimdi Allah belamızı vermesinde ne zaman versin diye düşünmeyin Allah belamızı ne zaman ve nasıl vereceğini öyle biliyor ki kul yaptı sanıyoruz. Asıl yaptırana bakmıyoruz sadece zahiren görebildiğimiz kadarını görerek yetiniyoruz. E Allah işini biliyor. Görebildiğimiz kadarı ile gösteriyor yine de ders almıyoruz. Zaten işin püf tarafı bu bunu en iyi bilmektense aptallığa durmak yok diyerek halen aynı hataya maruz kalarak şeytanın maskarası oluyorlar. Ne diyeyim diyecek başka bir şey bulamıyorum milenyum çağı diye diye çağdaşlık diye diye geldiğimiz son nokta buysa eğer başka şey demek istemiyorum. Sadece tek diyeceğim sonun sonundayız. Artık başka son diyenler varsa toplumun ne hale geldiğine bir baksınlar kendilerini de sonda göreceksiniz bu sizin elinizde olan bir imkan değil şartlar bu hale imkan vermiş’’ hakkım da konuşsunlar da, ne konuşurlarsa konuşsunlar dedikleri önemli değil benim için’’ mantığının meali yani açıklaması isterse belden aşağı sinkaflı sözler bile etseler yeter ki konuşulsun rezilliği tam anlamıyla hat safhada yazık değil mi hem de çok yazık bu durumda Avrupa devenin yanında kulak misali kalmış desem genel tablo da ki değerlerini doğru vermiş olacağım. artık zararın neresinden dönersek dönelim. Lütfen herkes biraz dini değerleri öncül müdahale ile engelleyebiliriz. Az biraz insan olalım. Sonun sonundayız. Artık bu rezilliğin devamı olmamalı adam gibi kullanmayı ne zaman öğreneceğiz.