Günümüzde izliyorum da müziksiz neredeyse hiçbir şeyimiz kalmadı, her taraftan kulaklarımızı tırmalıyor. Soframızda müzik, kulaklıklarımızda müzik, çarşı pazarda, alışveriş merkezlerinde çevremizi sarmalamışlar. Sokaklarda, kafelerde çoğu gençler, pop müzik ve sevgililerinin fanatikleri olmuşlar sanki tutkuları ve utkuları bundan ibaret.
Evvel bir sofra adabı vardı. Sofraya oturmadan önce eller yıkanır sonra besmele çekilerek o taamlara hürmetle başlarken bir müzik sesi varsa kapatılırdı. Artık bu sofra adaplarına uyanlar yok denecek kadar azaldı. Eskiden müzik sesini kapatmayı bırakınız, ırgatlar, esnaf ve rençperler ezan sesini duyduklarında hemen işlerini bırakırlardı. Şimdilerde ezan sesleri okunurken cadde ve sokaklarda müzik sesleri geçit vermiyor.
Müzik ruhun gıdasıdır cümlesini çocuklarımıza gençlerimize enjekte ederek maneviyattan saygıdan uzaklaştırdılar. Evvelce okullarda ki çocuklarımız derslerine zil sesleriyle derse başlar, teneffüse çıkar ve paydos olurlardı. Ama şimdi oyun ve dans havalarıyla şarkılar eşliğinde çıkıyorlar. Gençlere bakıyorum da her birinde dokunmatik telefonlarının kulaklıkları kulaklarında, dolaşırken, yatarken ve çalışırken boşluğa iten müzik sesleriyle arkadaş sevdalarıyla yoğrulan gençler duyarsız ve kendi dünyalarındalar.
Bu günün en büyük kazanç kapıları, şarkılar, müzikler ve cihazları. Aslında müziğin fazlası ruhun pasıdır, dinledikçe uzaklaştırır, isyankâr hale getirir. Müzik ve eğlence mekânlarının arasından çocuk yaştaki sevgilileri ortaya çıkarmadık mı? Bu şekilde pop müzikle, magazinle ve telefon arkadaşlığıyla aşılanan gençlerden ne bekleyebilirsiniz. İyileri tenzih ederken bu şekilde yetişen gençlerin yetiştirdiği nesillerden ne bekleyebilirsiniz.
Günümüzde Allah (c.c) Muhammet (a.s.) derken dahi hareketli çalgılar eşlik ediyor. Bir kaside, bir ilahi öyle hareketli müzikler eşliğinde terennüm ediliyor ki, insanın kalkıp şakır, şakır oynayası geliyor. Sadece müziğin ulaşmadığı, ezanımız birde namazımız kaldı. Televizyonda dini bir program, ya da Kuran’ı Kerim okunurken dinlemek istemeyen, tepki veren insanlarımız türedi, çünkü manasını bilmekten uzaklaştırıldık.
Eski müziklerle yeni müziklerin bariz bir özelliği var. Zira evvelce okunan müziklerde bir sanat vardı, bir üslup vardı, ama şimdi sanatın ötesinde teşhir var. Günümüzde müzik en büyük kazanç kapısı ve sektörler haline gelmiş. Keşke bu kadar çok faaliyeti ve kazancı olan girişimler gençleri daha çok maneviyata bağlayabilse, daha saygılı yapabilseydi. Muhabbet yok, merhamet yok saygı yok, gönül huzuru yok. Ne o iştiyak var, ne o haz var, ne o maneviyat var, nede o engin ve vakarlı insanlar var.