.

Şehrimize serinlik ve şirinlik veren, İnönü, Belediye, Barış Manço, Atatürk ve mahalle parklarımız var. Her yıl olduğu gibi park, bahçeler belleniyor çiçek toprakları çekiliyor, çimenler, rengârenk çiçek fideleri dikiliyor, yeniden zümrüdî bir mevsimin sevincini yaşıyoruz. Ne yazık ki, belli bir süre sonra ayaklar altında çiğnenerek bozuluyorlar. Ama siz korumak için etraflarına bir şerit, bir ip dahi çekseniz genelde insanlar saygı duyup, çiğnemiyorlar.

Ayak izleri ayak izlerini takip ederek yok eder. ‘’Çimenleri çiğnemeyin, çiçeklere dokunmayın’’ levhalarına artık kimse aldırmıyor, çünkü muhafaza eden, çiğnetmeyen, koruyan görselliği olan, alçakta olsa plastik renkli zincirleri dahi yok. Bir yenilik yapmanız halinde parklarımızı daha görsel bir hale getirecektir.

Şehrimizin en merkezi yerinde bulunan Barış Manço parkımızda hizmet veren havuzlu kafesiyle ve diğer kafeleriyle ayrı bir ahenk katmaktadır. Diğer taraftan gökyüzüne kapılarını açan, huzur ve serinlik veren ulu çam ağaçları var. Yerli yabancı her kesimin uğrak yeri huzur veren dinlenme parkımızdır.

Ancak ana cadde üzerinde ve en güzel merkezi yerdeki Barış Manço parkınızın noksanlıkları göze çarpmaktadır. Öncelikle bir giriş takı olmalıydı keza bir bekçi kulübesi, kolluklu bir görevli bekçisi olmalıydı. Diğer taraftan eskimeye yüz tutmuş kenarda köşede otuma bantları var, yolak haline gelmiş çimenleri var. Oysa bu şirin dinlenme parkından öncelikle ailelerin dinlenme kameriyeleri olmalıydı, bir çocuk oyun parkı olmalıydı, görsellik veren mazıları ve ayrı bir gül köşesi olmalıydı.

Diğer taraftan şehir merkezimizde çok geniş bir piknik alanına sahip Atatürk parkımız var. Yine burada da bir görevli kulübesi ve kolluklu görevlisi yoktur. Yeterli sayıda kameriyeleri, oturma bantları da yeterli değildir. Yıllar önce görsellik, huzur veren bir suni şelalesi vardı, söküldü, ne yazık ki yenine daha düzelisi, yenisi yapılmadı. Hani çocuklar saklanıp koşuşurlardı.  

Özellikle, Atatürk ve Barış Manço parklarımızda, insana huzur veren ağaçların, çimenlerin, çiçeklerin arasından bir ney eşliğinde monoton bir şekilde insanın ruhuna hitap eden nostalji bir sanat müziği ne kadar hoş olurdu. O tılsımlı hava içindeki o engin ses insanları sessizliğin kollarına atarak, size huzur verecektir.

Çimenlere, çiçeklere kıymayın efendiler, çiğnemeyin, çiğnetmeyin koruyun efendiler, onları güzel çitlerle süsleyin efendiler. Onlar bizim gönül meyvelerimiz.