Bir hafta sonu  Pazar günü sabah namazını kıldıktan sonra çay içmek için camiye yakın olan bir çay ocağına çay içmek için içeri girmiştim. Çay ocağında Erzincan’ın ileri gelen büyükleri oturmuş çay içerken memleketin manzara – i umumiye ’sini  adaba uygun olarak konuşuyorlardı. Ortam o kadar güzel o kadar güzel hoş sohbet ki  ben ayrı bir masada oturduğum halde sabahın erken saatlerinde ki sessizliğin verdiği huzur ile ister istemez sohbete kulak misafiri oluverdim. Yani bir anda kendimi büyüklerimizin sohbeti içine girdim.  Sohbetin esasında herkesin Erzincan’ın geleceği ile ilgili endişeleri vardı. Ancak sohbette bulunan bir büyüğümüzün söylediği aklımı çok karıştırdı. Olayı şöyle anlatıyordu. Erzincan topraklarının zamanın da Medine’nin vakfı olduğundan o kutsal topraklara hizmet sunduğu için bununla birlikte  Erzincan coğrafyasının kendi bünyesinde Pir–i Sami hazretleri, Dede Paşa hazretleri, Terzi baba hazretleri, Abdurrahman Reyhan hazretleri ve daha nice ismini bilemediğimiz veya bilmediğimiz Allah dostlarını barındığı manevi anlamda değeri tartışılmaz bir coğrafya olduğunu bu coğrafyanın hileye edepsizliğe ve ahlaksızlığa tahammül edemeyeceğini özelikle vurgulayarak sohbette en çok dikkatimi çeken bir kısa olay o kadar çok çarpıcı ki bu toprakların bırakın sahipsiz olmasını hatta kainatın bile sahipsiz olmadığı apaçık bir gerçektir. Öyle ki sohbet sırasın da MHP Erzincan il Başkanı İlhan Gülırmak sohbet sırasında 1983 depreminden bir gün sonra ismini unuttuğu dönemin sıkı yönetim komutanının Aşağı çarsı civarında bir kahvede yaptığı konuşmada o dönemin gençlerine hitaben ‘’ sevgili gençler bu toprakların ahlaksızlığa ve edepsizliğe tahammülü olmadığını bizzat yaşayarak şahit oldum bu toprakların kıymetini bilin ve sahip çıkın’’ dedi. Diyor ve sonra da Erzincan eskilerinin genellikle yüzde doksanının dönemin sıkı yönetim komutanın bu ifadesini bildiğini ve bunu anlatan kişi şu anda Erzincan MHP il Başkanı İlhan Gülırmak ve Başkan anlatmaya kaldığı yerden devam ediyor. Bana hitaben diyor ki sevgili yeğenim bu gün geldiğimiz noktada evliyalar diyarı bu şehirde Mahalle aralarında bulunan uygunsuz evler açılmış birahaneler ve içkili eğlence yerleri bu şehre yakışmıyor. Erzincan’da yaşayan insanlarımız bu konuda son derece mustariptir. halkımızın bu rahatsızlığını bu şehri idare eden sorumlu insanların acilen bu sorunları görüp bu konuda gerekli tedbirleri almaları lazım. Aksi takdir de tarihi ile tezatlar oluşturan bozuk bir yapının Erzincan’a hükmetmesi güzelim Erzincan’ı yaşanabilir şehir olmaktan çıkarır ise hepimiz kahroluruz. Dedi. Bu anlatımlardan fazlasıyla etkilenmiş olmalıyım ki MHP il başkanın anlattığı önemli dönemin sıkı yönetim komutanının sözlerini duydum sordum ve yazdım dönemin sıkı yönetim komutanının talimatı ile 1983 depreminden bir gün önce akşamı şehrin sıkıyönetim komutanı, valisi ve birçok yetkilinin bilgisi dahilinde Terzi baba ve Pir-i Sami hazretlerinin  türbelerinin bulunduğu mekana çok yakın bir yerde hayat kadınlarının yer aldığı bir faaliyet kolu devreye giriyor. Aynı gece sabaha yakın Erzincan’da orta şiddetli bir deprem yaşanıyor. Bu iki olayı birleştiren asıl püf nokta bu zaten o gün dönemin sıkıyönetim komutanı bunun bir manevi uyarı ile olduğunu erkenden anlayarak pişman olduğunu ve halkı bilgilendirmek için kendisinin de bilgi anlamında içinde bulunduğu bu durumu aşağı çarşıda toplanan kalabalığa olayı bu şekilde anlatıyor. MHP il başkanı ilhan Gülırmak’ın da zaten  endişeleri ile o günkü komutanın anlattığı hadiseye paralel olarak ele aldığımızda gerçekten eskilerin dediği meşhur bir söz işte tam da buna en güzel örnek ‘’ tarih tekerrürden ibarettir’’ ve birleştirdiğimiz zaman harbiden benim de endişelerim ortaya çıkıyor  o zaman buradan sesleniyorum şehri yöneten sorumluların aynı zamanda bu şehrin imparatorluk döneminde yaklaşık 400 yıldan fazla kutsal topraklara hizmet etmiş bir vakıf müessesi gibi çalışmış hatta Medine’nin vakfı unvanı hakkına sahip bu şirin Erzincan’ın ve mümtaz insanlarının ahlaki açıdan sosyal dokusunu bozacak manevi değerlerini incitecek bu tür ahlakdışı ve etik olmayan müstehcen faaliyetlerin önüne geçmeleri gerekir. Bu sorumlulukta Erzincan’ın temiz mazisini sizlerin omuzuna yüklediği büyük bir görevdir diye düşünüyorum. Artık her mahallede bırakın bir fuhuş evi her sokakta en az iki tana fuhuş evi var. Peki ne olacak nasıl olacak diye düşüne düşüne sayıları her geçen gün bir bulaşıcı virüs gibi artmakta. Hemen çok acil harekete geçilerek anında hızlı tespit çalışmalarından sonra uzaklaştırmak için hukuki mücadele başlatılmalıdır. Elimizi çabuk tutmalıyız beyler…ben zaten nerdeyse bir aydan fazla hep bunu diyordum bak şu Allah’ın işine demek ki memleketin hali Allah’ın diğer kullarına ’da ayan olmuş. yakında kötüye doğru giden ahlaki erozyon ayan beyan gözle görülmeyi bırakın tee 3 yaşında ki çocuklara bile sirayet edecek demedi demeyin. Benden söylemesi.…