Kapadokya, sadece benzersiz peri bacaları ile değil, aynı zamanda içinde barındırdığı yeraltı şehirleriyle de dikkat çekiyor. Bölgedeki yeraltı yerleşimlerinin sayısının 150-200 civarında olduğu tahmin ediliyor ve bu rakam, bölgenin her köyünde bulunan kaya yerleşimleriyle daha da artabilir. Bu yerleşimler, büyük oranda yumuşak volkanik tüf kayalarının derinlemesine oyulmasıyla yapılmıştır.

Yeraltı şehirlerinin en dikkat çekici özelliği, savunma amaçlı inşa edilmiş olmalarıdır. Kapadokya'nın geçmişteki halkları, sürekli saldırılara maruz kaldıkları için bu yeraltı yapıları, tehlike anlarında güvenli bir sığınak olarak kullanmıştır. Yeraltı şehirleri, ayrıca birbirine gizli geçitlerle bağlı olan evlerle doludur. Bu geçitler, halkın hızlıca yer değiştirmesini veya saldırılardan korunmasını sağlamıştır.

Kapadokya'daki en bilinen yeraltı şehirlerinden Mazı ve Kaymaklı, bölgenin tarihine ışık tutan önemli merkezlerdir. Arkeologlar, bu şehirlerin yapımını Prehistorik Dönem'e kadar tarihlendiriyor, ancak yeraltı şehirlerinin yapımında Hititler, Roma İmparatorluğu ve Bizanslıların da katkıları olduğu düşünülüyor. Özellikle Roma dönemine ait kaya mezarlarının ve nişli klinelerin yeraltı yerleşimlerinin yakınlarında bulunması, bu medeniyetlerin yeraltı yapılarının inşasında rol oynadığını gösteriyor.

Bizans Dönemi'nde ise yeraltı şehirlerinin önemi daha da arttı. Arap ve Sasani akınları sırasında, Hristiyan toplulukları bu yeraltı alanlarını dini amaçlarla kullanarak kendilerini savundu. Bu dönemde, yeraltı şehirlerinin içindeki su kuyuları zehirlenmeye karşı savunma amaçlı korunmaya çalışıldı.

Kapadokya yeraltı şehirlerinin en eski yazılı kaynağı, M.Ö. 4. yüzyıla ait bir metin olan Xenophon'un Anabasis adlı eseridir. Xenophon, Anadolu'nun farklı bölgelerinde yer altına oyulmuş evlerden ve bu evlerin birbirine bağlı dehlizlerden bahseder. Bu anlatı, yeraltı yerleşimlerinin tarihini net bir şekilde M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzatmamızı sağlıyor.

Bölgedeki en kapsamlı kazıları yapan Alman arkeolog Martin Urban, yeraltı yerleşimlerini M.Ö. 7.-8. yüzyıllara tarihlendirmiştir. Ancak, günümüzde yeraltı şehirlerinin en yaygın kullanımı, Bizans Dönemi'ne aittir.

Şanlıurfa'daki Columbariumlar! Ölülerin külleri bu özel mezara konulmuş Şanlıurfa'daki Columbariumlar! Ölülerin külleri bu özel mezara konulmuş

Kapadokya'daki yeraltı şehirleri, farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan tarihi yapılar olarak, bölgeye gelen her ziyaretçiye geçmişin derinliklerinden hikayeler sunuyor. Bu gizemli yapılar, bölgenin tarihine dair ipuçları sunarken, aynı zamanda eski uygarlıkların hayatta kalma ve savunma stratejileri hakkında da bilgiler veriyor.

Editör: Merve Kiraz