Ramazana girilirken, ilgili kurum ya da kişilerin yaptığı açıklamalarda, Ramazanın ve oruçun faziletlerinden söz edildi. Ramazan ayının; barış, insan sevgisi, hoşgörü ve yardımlaşma, kaynaşma, dayanışma duygularının çok daha yoğunlaştığı ay olduğu vurgulandı.Bireylerin ilişkilerinde sakin, başkalarının hakkına, hukukuna saygılı olması gerektiği ifade edildi.
Ne var ki; akşam saatlerinde şehir içi trafiğine bakıldığında, tam tersine bir sabırsızlığın, telaşın, var olduğu gözleniyor. Oysa Emniyet Müdür Yardımcısı Akbaş ve trafik yetkilileri de bu konuya değinmiş, insanları sabırlı ve hoşgörülü olmaya, aşırı hızdan kaçınmaya davet etmişti.
İftar saatine yakın saatlerde, herkesin işinden evine gitmek üzere arabasıyla trafiğe çıkıyor olması sebebiyle, trafiğin yoğunlaştığı doğrudur… Ama, bu kadar acele, aşırı hız, kurallara uymamak..Başkalarının yol hakkına saygı göstermemek niye?…
Bu olay, geçtiğimiz Ramazan aylarında da böyleydi, bu Ramazan ayında da böyle.. Oysa, dikkatsizliğide beraberinde getiren aceleçilik yüzünden, kazaların meydana geldiği biliniyor.. Tartışmalar oluyor..Hoşgörünün yerini, insanların birbirini kırmasına yol açan tepkiler oluşuyor.
Akşam saatlerinde, trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda, Trafik ekipleri, düzenin korunmasi için çaba harcıyor.. Buna rağmen, kırmızı ışıkta duran ve Yeşilin yanmasını bekliyen bir aracın arkasındaki bir başka araç, ışık daha sarıdayken, arkadan korna çalmaya başlıyor..Ya da önünüz herhangi bir sebeble kapalı, o yüzden bekliyorsunuz…Arkadan yine sürekli kornaya basılıyor.. Bu kez öndeki bozulup, arkadakine kendi kendinede olsa, veryansın ediyor…
Bizim gibi, zamanı hiçte verimli kullanmıyan, zamana fazla önem vermiyen bir toplumun fertlerinin, araç kullarken bu kadar aceleci olmaları.. Gidecekleri yere biran önce gitmek istemelerini anlamak zordur.. Çünkü bu olay sadece Ramazanla sınırlı değildir. Hemen her zaman aynıdır… 
Telafisi mümkün olmıyan kazalara, kayıplara yol açan.. İnsanların birbirini kırmasına, gerginliğe sebep olan, gereksiz acelecilikten, telaştan, kaçınmamız lazımdır.. Hele hele, Ramazanın ruhuna hiçte uymıyan hoşgörüsüz tutum ve davranışlardan, kendimizi korumamız gerekmektedir.. O takdirde kimsenin kaybedeceği birşey yoktur. Ama kazanılacak çok şeyin olduğu kuşkusuzdur..
Ramazanın çok sıcak günlere rastlamış olması, mevsimin insanlar üzerinde olumsuz etkisinin bulunması, yinede sabırsızlığa, hoşgörüsüzlüğe gerekçe olmamalıdır.