Görmenin ilk adımıdır belki bakmak ama her baktığımızı görebiliyor muyuz.Epeyce yaşlı bayan hocamızın ilk dersiydi fakülte de, çocuklar bakın dedi karşıda ne görüyorsunuz, herkes gördüğünü söylemiş ti,hayır dedi bakan herkes önce şu camı görür fakat fark edemez baktığımız çok şey vardır ama sadece bakar geçeriz,fark edemeyiz bakmak la görmek aynı şey değildir.Görmek için dikkatli bakmak gerek……
Bakmak görmeyi,görmek anlamayı,anlamak bilginin kapılarını açar ve bilmek te bilmeyenlerle farkı ortaya koyar. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Bilen öğrenci notunu alır hem kendi yüzü güler hem hocasını memnun eder,artık mükafatı başarı olan bir hayat onu beklemektedir.Gören kul şükreder  Allahtan mükafatını alır.Hem kendi mutludur hem çevresindekiler  çünkü o bak denilen yerden bakmış,görmüş,anlamış kalbini doldurmuş,donanmış,zikretmiş razı olmuş ve razı olunmuştur.Kafa feneri demiş asrın alimi evet kafa fenerini yakmak,bakmak,okumak,bilmek hissetmek,yaşamak ve yaşatmak lazım hakikatleri, yoksa ne gözün ne görmenin ne görünen in nede bilginin hakkını vermiş oluruz.Bütün bunlar bize bu nimetleri sunanın görün dediğini görmek,bilmek anlamak,şükretmek için verilmiş,Gökyüzüne bakmaları buyruluyor evet baktık Ya rab gözümüz sonsuz sanatlarını gördü,aklımız sonsuz kudretini anladı ve yorgun olarak bize döndü…..
 Birde neden görünüyorlar?  böyle bakmalı,böyle düşünmeli….Pencereye konan seyretmekle hayranlığımızı gizleyemediğimiz küçücük sanat eseri serçe neden görünür bize,baharda toprağı delerek başını çıkaran binlerce bitki,çiçek,gökte salınan nurlu ay,harlı güneş acaba neden görünür; Bakın,görün,okuyun,anlayın,bilin,şükredin,zikredin ve görmenin hakkını verin diye…biz görürüz de ya bunlar gösterilmeseydi?...ya bakıp ta gözü gönlü olduğu halde göremeyenler ?Aman Allah ım ne büyük nimet…….
              Verilen nimeti idrak etmeli. Geri alınmadan bu nimetin, görmenin ve görünenlerin hakkını vermeli hem de hemen vakit geçirmeden bakmalı   ama  görerek…..
Bakmak mı…Görmek mi….