Tunceli'de Eren-7 operasyonu çerçevesinde çıkan çatışmada yaralanan ve Erzincan'a gelirken hayatını kaybeden şehidimiz Erzurumlu Uzman Çavuş Burak Tortumlu'yu almak üzere bir ambülans bile bulundurulmaması sebebiyle sosyal medyada topun ağzına konan yönetimde ilk fire, hastanenin başhekimi oldu. Bana göre suçsuz olsa da, soruşturmanın selahiyeti açısından o görevde kalması doğru olmazdı. Hatta başhekim Orhan Çimen'in görevden alınması, ortaya çıkan infialin daha da büyümemesi adına bir "Gazalma" operasyonu olduğuna kanaat getirdiğimi bile söyleyebilirim. İşin aslını öğrenmek için çok çaba sarfettim. Ama Orhan Çimen'e ulaşamayınca sadece dışarıdan edinilen iddialara yer vermeye karar verdim.
1. iddia- Hekikopter'in Erzincan'a gelişi tamamen organizeli bir biçimde başladı. Erzincan Valiliği, İl Jandarma Komutanlığı ve Hastane yönetimi konudan haberdar edildi. Hastane bünyesindeki ambülans biriminin de haberi vardı. Hastanın helikopter ile indirileceği bölge eski asker hastanesi olarak belirlendi. Helikopterde bulunduğu süre içerisinde Uzman çavuş Burak Tortumlu'nun kalbinin durması sebebiyle helikopter pilotu tarafından yapılan risk değerlendirmesi neticesinde Mengücek Gazi Eğitim Hastanesine yaklaşık 450 metre mesafedeki otopark olarak kullaılan alan seçildi. Bu iddiada Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Ambülansı asker hastanesinde beklemede olduğu için kimse Hastane otoparkına inen askeri helikopter ile ilgilenmedi.
2. İddia- Tunceli'den hareket eden helikopter pilotu ile İl Jandarma Komutanlığı arasında yapılan telsiz konuşmasında yaklaşık gelme saati noktasında bir anlaşmazlık yaşandı. Pilot belirttiği saatten 20 dakika önce Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma hastanesi'nin otoparkında olunca Ambülans hazırlanamadı. Hastane aciline 450 metre mesafeye inen helikopterden indirilen şehidimiz karga tulumba taşınmak zorunda kaldı.
Bu iddialar doğrultusunda fikrimi beyan etmek istiyorum. 1. iddianın doğru olduğunu ele alırsak: kalbi duran şehidimizi bir an önce hastaneye yetiştirmek için pilotun aldığı kararın arkasında dururdum. Ambülans noktasında da suçlanacak kimse olmazdı. Burada "ilahi emir'den" başka söyleyeceğim hiç bir cümle yok.
2. iddia'nın doğru olduğunu ele alırsak yaralı olarak helikoptere bindirilmesinden sonra hava şartları gibi bazı değişkenler var. Bu değişkenlere göre helikopterin hızı da etkileniyor. En uygun hava şartlarında 300 km yi bulan hızlara ulaşan skorsky helikopterlerin Erzincan'a erken inme olasılığı yüksek. Sürekli iletişim bulunan helikopter, il jandarma Komutanlığı ve Erzincan Mengücekgazi Eğitim Araştırma hastanesi üçgeninde yaşanan haberleşme sorununun kaynağı nedir. Veya ambülans ın orada bulunamaması problemi acaba neden ?
Acaba bir hastayı Trabzona taşırken Ahmediye köyü civarında yakıtı biten ambülans ile aynı akibete mi uğradı şehidimiz, vurdumduymaz bir Ambülans birimin gazabına mı geldi. Bu soruların tümünün yanıtı açılan soruşturmanın neticelenmesiyle ortaya çıkacaktır.
Umarım adalet yerini bulur. Ve umarım ileri bir saygısızlık boyutundaki bu olayın devamı gelmez.
BİR EKLEME VE BİR SORU. NEDEN ???
Yazımın büyük bir kısmını tamamlamışken bir arkadaşımın uyarısı üzerine tekrar kalemi aldım elime.
Acil durumlarda kullanılmak üzere Türkiye'nin 81 ilini kapsayan bir proje üretildi Aselsan tarafından. "Ortak Role" isimli bu proje ile illerde yaşanabilecek olağanüstü durumlarda, ilgili kurumların kullanımında olan bir haberleşme kanalı var. Bu sistem Erzincan'da halen aktif olarak çalışıyor. Ancak kullanımı yok. Bu proje sadece öylece dursun diye mi üretildi. Bu projeye harcanan paralar neden geri döndürülmüyor. 2014 yılından bu yana sadece 1-2 kez deneme amacıyla kullanılmış olan bu sistem neden kullanılmadı.