Güneş'in büyüklüğü bile evrenin devasa boyutları göz önünde bulundurulduğunda şaşırtıcıdır. Ancak, gökyüzündeki bazı nesneler o kadar büyük ki, güneşin kütlesi sadece minik bir nokta gibi kalır. Bu devlerden biri, şu ana kadar gözlemlenen en büyük kara delik olan Phoenix A'dır. Phoenix A, bir galaksi kümesinin merkezinde yer alır ve o kadar büyüktür ki, güneş sistemimizi binlerce kez içine alabilecek kadar devasa bir yapıya sahiptir.
Phoenix A yalnızca bir örnektir; evrende başka devasa kara delikler de bulunmaktadır. Bunlar arasında TON 618, 66 milyar güneş kütlesine sahipken, Holmberg 15A ve S5 0014+81 de yaklaşık 40 milyar güneş kütlesine ulaşan muazzam kütlelere sahiptir. Bu kara delikler, evrenin en büyük yapılarıdır ve milyarlarca yıl boyunca yıldızlar, gazlar ve toz gibi maddelerle beslenerek büyümüş, devasa yerçekimi motorları haline gelmişlerdir.
Ancak, bu devasa ve görünmez cisimlerin boyutlarını gökbilimciler nasıl ölçer? Kara deliklerin gözlemlenmesi, çevresindeki maddelerin hareketine dayanır. Kara delik, bulunduğu galaksinin merkezinde olduğunda, etrafındaki her şeyi güçlü bir yerçekimsel kuvvetle etkiler. Özellikle kara deliğe yakın yıldızlar, çok hızlı hareket ederler. Gökbilimciler, bu yıldızların hızlarını izleyerek kara deliğin kütlesini son derece hassas bir şekilde hesaplayabilirler. Yani, kara deliğin etkisi altındaki yıldızların hızlarını gözlemleyerek, görünmeyen bir objenin kütlesini tespit etmek mümkündür.
Bu devasa kara delikler, evrenin erken dönemlerinde beklediğimizden çok daha hızlı bir şekilde büyümüş ve gelişmişlerdir. Onların bu kadar hızlı büyümelerinin ve devasa boyutlara ulaşmalarının ardında yatan sebepler, galaksi oluşumunu ve evrenin en derin sırlarını anlamamıza yardımcı olabilir. Bu kara deliklerin büyüklüğü, evrenin nasıl evrimleştiği hakkında yeni ve heyecan verici bilgiler sunarak bilim dünyasında büyük bir merak uyandırmaktadır.