Tezgahta olması değilde kilosu şaşırtıyor Tezgahta olması değilde kilosu şaşırtıyor

Evliya Çelebi, ünlü Seyahatnâmesi’nde Kemah Kalesi’ni detaylı bir şekilde tasvir ederken, kalenin sağlam yapısını ve çevresindeki tarihi zenginlikleri de ele alır. Kaleyi tanımlarken, “yalçın kaya üzerine yapılmış” ifadesiyle, binanın ne denli güçlü ve dayanıklı olduğuna dikkat çeker. Çelebi’nin anlatımına göre, kalenin kuzeyinde yer alan Şehitler Kulesi, topçulara ait 32 büyük ve küçük topu barındırır. Ayrıca, kuşatma sırasında su ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için kayadan kesilen su yoluyla aşağıya inen bir su hattı vardır. Çelebi, bu suyun kayalardan sızan "âb-ı hayat" suyu olarak nitelendirilen çok değerli bir su kaynağı olduğunu belirtir. Çelebinin aktardığı bilgilerden önce Kemah Kalesini kıssaca tanıyalım;

Tarihin Derinliklerinden Günümüze Ulaşan Bir Savunma Mirası

Kemah ilçesinin güneydoğusunda, beşgen biçimli doğal kayalıklar üzerinde yükselen Kemah Kalesi, tarihe ışık tutan eşsiz bir yapıdır. Kaleye ait kesin inşa tarihi konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte, yapılan kazılar ve tespit edilen seramik parçaları, kalenin kuruluşunun M.Ö. IV. binyıla kadar uzandığını gösteriyor. Bölgedeki seramikler ve kültürel kalıntılar, özellikle Kalkolitik ve Tunç Çağı’na ait izler sunuyor. Bu, Kemah Kalesi’nin çok eski bir yerleşim alanı olduğunu ortaya koyuyor.

Kemah Kalesi, Hitit, Asur ve Urartu gibi büyük medeniyetlerin etkisi altında kalmış, her dönemde savunma amacıyla kullanılmış bir yapıdır. Bu stratejik kale, Kemah Boğazı'nın güvenliğini sağlamış ve bölgeye hakim olmayı başarmıştır. Tarih boyunca pek çok yenilik ve değişim geçiren kale, Urartu dönemine ait tapınma alanlarıyla da dikkat çeker. Özellikle, kalenin batı yönünde bulunan tapınma alanları, Urartular’ın Van Kalesi’ne benzer düzenlemeler sergilemektedir.

Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda kaleyi anlatırken, Kemah Kalesi’nin taş duvarları, gizli su yolu ve kaleye ait yapıları detaylı bir şekilde aktardığı notlar, kale hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Çelebi, kaledeki taş yapıları, demir kapıları, mescitleri, camileri ve sarnıçları betimlerken, kale içindeki yaşamı da gözler önüne serer. Bu kadim kale, ayrıca Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de onarımlar geçirmiştir.

Kemah Kalesi, sadece askeri bir yapı değil, aynı zamanda doğal koruma alanları ve su sistemleri ile de dikkat çeker. Kaleyi çevreleyen sarp kayalıklar, tüneller ve su sarnıçları, hem savunma hem de günlük yaşam için son derece önemli işlevler görmüştür. Kaleye ait su tünelleri ve basamaklı yollar, özellikle Urartu döneminin su mühendisliğini yansıtan önemli örnekler arasında yer alır.

Bugün hala kemerleri, burçları ve göz alıcı kuleleriyle tarihi mirasını yaşatan Kemah Kalesi, her geçen yıl daha fazla turist ve araştırmacıyı cezbetmektedir. Hem yerel halk hem de tarih meraklıları için Kemah Kalesi, Anadolu'nun binlerce yıl önceki savunma tekniklerini gözler önüne seren bir açık hava müzesi gibi adeta. Geçmişin izlerini taşıyan bu kale, hem bölge halkı hem de tarih meraklıları için keşfedilmesi gereken değerli bir miras olmaya devam ediyor.

Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nde Kemah Kalesi

Kemah Kalesi, yalnızca askeri bir savunma yapısı olmanın ötesinde, tarihi boyunca birçok kez kuşatılmış ve fethedilmeye çalışılmıştır. Çelebi, kaledeki direnişin büyüklüğünü de aktarır: "Nursuz Timur, bu kaleyi yedi ay boyunca kuşatmış, ancak sonuçsuz kalmıştır." Sultan I. Selim Han’ın, Trabzon’daki şehzâdeliği döneminde Kemah’ı fethetmesi de önemli bir dönemeçtir. Ancak bu kalenin fethedilmesi, zorluklar ve büyük savaşlarla mümkün olabilmiştir.

Kemah, yalnızca askeri önemiyle değil, aynı zamanda yerel halkın yaşantısıyla da dikkat çeker. Evliya Çelebi, Kemah’ın yerel halkının beslenme alışkanlıklarını ve özellikle lezzetli tuz ve peynire dair övgülerini dile getirir. Kemah'ın tuzunun ve katmer peynirinin, Türkistan'dan Arap ve Acem bölgelerine kadar ünlü olduğunu belirtir. Ayrıca, burada yetişen İsa kuşlarının etinin oldukça besleyici ve lezzetli olduğu da halk arasında yaygın bir görüş olmuştur.

Çelebi, aynı zamanda şehrin su yollarına, özellikle Fırat Nehri'nin şehre etkilerine de değinir. Fırat Nehri, şehri sulayıp Kemah Kalesi'nin etrafından geçerek başka köylerle birleşir. Şehir halkı için bu su, hayati bir öneme sahiptir.

Kemah Kalesi, askeri yapısının yanı sıra içindeki tarihi yapılarla da dikkat çeker. Kalede bulunan 600 evin büyük kısmı, dar ve susuz alanlardadır. Ancak burada yaşayan halkın kültürel yaşamı, Evliya Çelebi tarafından detaylı bir şekilde aktarılır. Bu kalenin tarihsel ve kültürel önemi, bugüne kadar pek çok gezginin ilgisini çekmiştir.

Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme’si, bu tarihi yerleri anlatırken aynı zamanda döneminin halkını, geleneklerini ve yaşam biçimlerini de yansıtarak, Kemah Kalesi’nin geçmişini anlamamıza yardımcı olur.

Editör: Merve Kiraz