Yıllar önce, Hacca gitmek için yola çıkan bir karı-koca, kaderin onlara sunduğu bir fırsatı değerlendirdi. Erzincan-Tunceli arasındaki dağların eteklerinde konakladıkları köy, güzelliğiyle biliniyordu ancak içme suyu kaynağını oldukça uzaklardan getiriyorlardı. Zorlu yolculuk ve suyun taşınması, köylülerin yaşamını zorlaştırıyordu.

Bir gün, hacı adayı karı-koca köyün bu zorlu durumunu düşündü ve şu karara vardılar: "Eğer Hicaz'a gidersek sevabımız ikimize olur. Fakat, bu suyu köyümüze getirirsek tüm köyün hayır duasını alırız." Bu düşünceyle Hac’dan vazgeçip, köye hayat verecek bir projeye başladılar. Ustalar ve işçiler tutuldu, dağlar delindi, taşlar yerinden oynatıldı ve suyu taşıyan kanal açıldı.

Ancak projede beklenmeyen bir engel ortaya çıktı: para ve kaynaklar tükenmeye başlamıştı. İşte tam bu noktada kadının boynundaki mercan kolyeler akla geldi. "Benim boynumda mercanlarım var," dedi kadın, "Eğer bunları satarsak, suyu köyümüze kadar getirebiliriz." Kocası bu fedakarlık teklifini memnuniyetle kabul etti.

Erzincan’da Kar Keyfi ve Doğal Güzellikleri Kare Kare Yaşadılar Erzincan’da Kar Keyfi ve Doğal Güzellikleri Kare Kare Yaşadılar

Mercanlar satıldı, ve nihayetinde su, Kismikör Köyü’ne ulaştı. Köylüler bu büyük hayır işini büyük bir minnettarlıkla karşıladı ve köy, zamanla yeşil ve bereketli bir hale dönüştü. Bu su, yıllar sonra “Mercan Suyu” olarak anılmaya başlandı. O günden sonra bu su, sadece bir içme suyu olmanın ötesinde, bir fedakarlık ve hayırseverliğin simgesi oldu.

Bugün, Kismikör Köyü'nde Mercan Suyu hala tüm köyün su ihtiyacını karşılıyor ve köylüler, her içtiklerinde bu anlamlı fedakarlığı hatırlıyor.

Editör: Merve Kiraz