Erzincan Müftülüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen ve 3 Ocak 2025 Cuma günü ülke genelinde okunacak olan hutbeyi sosyal medya üzerinden metin olarak yayınladı.

Her hafta Cuma namazı öncesinde cemaate sunulan Cuma hutbeleri, müminleri aynı ruh ve inancın etrafında bir araya getirirken, İslam'ın temel değerlerini hatırlatıyor. Bu haftaki Cuma hutbesinde de müminin hayatında umutsuzluğa yer olmadığı hatırlatılacak. İşte 3 Ocak 2025 tarihli Cuma hutbesinin tam metni;

MÜMİNİN HAYATINDA UMUTSUZLUĞA YER YOKTUR

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimizin fıtratımıza yerleştirdiği duygulardan biri de umuttur. Umut; tam bir teslimiyetle Cenâb-ı Hakk'a sığınmak, O'nun yardımına ve desteğine sonsuz güvenmektir. Tedbiri tevekkülle, sabrı çabayla birleştirerek, geçmişin muhasebesini yapıp geleceğe kararlılıkla yol almaktır. Umut, kişinin hayata tutunmasını sağlayan, azim ve gayretini arttıran ilahi bir rahmettir. Beden ve ruh sağlığını koruyan manevi bir güçtür. Umutsuzluk ise, insanın yaşama sevincini yok eder. Geleceğe dair hayallerini karartır. Kişiyi tembelliğe düşürüp sorumluluktan uzaklaştım. Yüce Rabbimiz bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır: "De ki: Ey haddi aşarak kendilerine yazık eden kullarım! Allah'm rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahlar! affeder. Çünkü o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."

Aziz Müminler!

Cenâb-ı Hakk'ın insanlığa gönderdiği bütün peygamberler, en ağır imtihanlar karşısında dahi ümitlerini asla yitirmemişlerdir. Nitekim Hz. Adem Allah'tan umutla bağışlanma dilemiştir. Hz. Nuh, güzel söz ve tatlı dille evladma nasihat etmiş, "Yavrucuğum! Bizimle beraber sen de gemiye bin, inkârcılarla birlikte olma." diyerek onun hidayete ermesini ümitle beklemiştir. Hz. Eyyüb, ağır hastalığına rağmen iyileşeceğine dair inancını asla kaybetmemiş, Şifa bulmak için bütün tedavi yollarına başvurmuştur. Allah Resulü (s.a.v) ise, meşakkatler karşısında asla umutsuzluğa düşmemiş, "...Allah bana yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben yalnız O'na güvenip dayanırım. O, yüce arşın sahibidir." diyerek Rabbine sığınmıştır.

Kıymetli Müslümanlar!

Bizler de zaman zaman zorluklarla karşılaşabiliriz. Aile, iş ve ticaret hayatımızda, komşuluk ve akrabalık ilişkilerimizde sıkıntılar yaşayabiliriz. Oysaki derdimiz ve sıkıntımız ne kadar büyük olursa olsun, Rabbimizin rahmet ve merhameti her şeyi kuşatmıştır. Yeter ki bizler; Rabbimize, kendimize, ailemize, çevremize ve bütün insanlara karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim. Salih ameller ve güzel ahlakla hayatımızı tezyin edelim.

Değerli Müminler!

Bugün, dünyayı savaş alanına çevirmek isteyen zalimler, insanlığın umudunu yok etmek için her türlü kötülüğe başvurmaktadırlar. Başta Filistin ve Gazze olmak üzere dünyanın pek çok yerinde kadın erkek, büyük küçük demeden insanları katletmektedirler. Sağlık ve gıda ihtiyaçlarını dahi engelleyerek onları dünyanın gözü önünde ölüme terk etmektedirler. Diğer taraftan, aklı, fıtratı, ahlakı ve iffeti yok eden sapkın ideolojileri yaygınlaştırarak ailenin ve insanlığın geleceğini tehdit etmektedirler. Alkol, kumar, fuhuş, uyuşturucu maddeler ve zararlı medya içerikleriyle gençliğin hayallerini karartmak, umutlarını çalmak istemektedirler. Ancak bütün planların üzerinde ilahi bir takdir vardır. Ayette de buyrulduğu üzere, "Onlar tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarını başlarına geçirdi. Zira Allah, tuzakları bozanların en hayırlısıdır.

Erzincan’da dünden bugüne cami kültürü Erzincan’da dünden bugüne cami kültürü

 Aziz Müslümanlar!

Kötülüklerin yaygınlaştırılmak istendiği, iyiliğe dair umutların, ideallerin ve hayallerin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde bize düşen, hayatımızda umutsuzluğa asla yer vermemektir. Elimizden gelen bütün imkânları seferber ettikten sonra Yüce Rabbimizin lütuf ve inayetine sığınmaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğe dair hayallerine ve ideallerine ulaşmaları noktasında onlara her türlü desteği sağlamaktır. Günaha dalmış, harama bulaşmış; alkol, kumar, fuhuş ve madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıkların esiri olmuş kardeşlerimize şefkat ve merhamet elimizi uzatmak, onları bu durumdan kurtarmak için daha fazla gayret göstermektir. Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in şu duasıyla bitiriyorum: "...Allah'ım! Sana yöneldim. İşimi sana havale ettim. Umut ve huşu içinde sana sığındım.

Editör: Merve Kiraz