Bundan yıllar öncesiydi. Bahsi geçen yıllar da tahminen 1930 lu yıllar. Bir akşam aile sohbetimizde rahmetlik kayınpederim çocukluğunda yaşadığı ilginç bir anısını şöyle anlatmıştı.
-Ben henüz 6, 7 yaşlarındaydım. Biz çocuklar köyümüzün sokaklarında oynarken şehirden köyümüze bir gâvurun geldiğini öğrendik
Acaba gâvur nasıl bir şeydi, neye benziyordu şekli nasıl diye çok merak ediyorduk ve bir an önce gidip görmek istiyorduk.
Köyün çocuklarıyla toplandık, biraz korkarak, birazda heyecanlanarak söylenen yere doğru birlikte koşarak gittik.
Söylenen yere geldiğimizde tahmin ettiğimiz gibi etrafta değişik şekilde böyle bir kimse yoktu, sadece biraz uzakta bir ağaç gölgesinde ayakta bekleyen temiz giyimli bir adam vardı. Biz etrafta o değişik yapıda sandığımız adamı ararken bir amcaya sorduk, ‘’Amca, amca hani gâvur nerede.’’ diye sorduğumuzda, adam gülerek, karşıdaki adamı işaret ederek cevap verdi.
-Çocuklar aradığınız aradığınız gâvur işte karşınızdaki’’ diyince daha çok şaşırdık, çünkü başka insanlardan hiç farkı yoktu, inanmak istemiyorduk, bizden hiç farkı olmayan o adamı korkarak ve süzerek oradan ayrıldık.
Gâvurun kelimesinin sözlük anlamı, dinsiz kimse veya evvelce İslam olmayanlara verilen bir isim.
Bu misalden bir gerçeklik ortaya çıkıyor, kim hain kim nankör, kim gâvur kim dost belli değil. Zira baktığınız zaman aynı insan, aynı kisvede aynı şekilde, ama ayrı zihniyette, imanlımı imansız mı, vatanperver mi, vatan haini mi, belli değil. Konuştukları zaman veya fırsatını bulunca içindeki gavurluğu ortaya çıkıyor. Gavurlar da bir araya gelince fitne çıkar, masumları da safına alır, onları da gavur eder. Sonra pirincin taşını da ayıklamak zor olur. Elin gavurunu dost bilip birlik olanlar, ailesine, vatanına düşman olur silah çeker.
Her zaman tetikte ve temkinli olmaz zorundasınız, yoksa bir gün kucak açtığınız, güvendiğiniz dağlara kar yağar, çığ olur üzerinize düşer.
Kendi öz vatanları içinde huzurlu bir şekilde yaşarken, kendi vatanlarını kurmak isteyenler elin gâvurlarına maşa olur, bir gün vatansız kalır. Kendi vatanlarını beğenmeyenler bir gün başka vatanların bataklıklarında yok olurlar. Tarihte koca imparatorluklar bu yüzden yok olmadı mı?
Öz vatanınızı öz çocuğunuzdan, servetinizden, daha çok sevmezseniz, sahip çıkamazsanız, bir gün ortada kalırsınız, dağılıp yok olursunuz. Hani bir atasözü vardır ‘’Vatan olmazsa millet olmaz.’’
Birlikten kuvvet doğar, güçlü birlikteliklerde güçlü devletler doğar.