Seni sevmek şandır,şereftir bize
Aşkınla bir garip oldum Erzincan
Anlatayım seni dökeyim söze
Sevdanla sararıp soldum Erzincan
Dağların içinde nazlı bir gelin
Bir yanında Fırat ayağın elin
Çevrende ilçeler konuşan dilin
Bağlarında elma oldum Erzincan
Cimin üzümü onu tek sayarak
Peynirin muhteşem beyazından ak
Leblebisi ayrı,balda tada bak
Nimetie hayran kaldım Erzincan
Hasretinle yanmayanı duymadım
Ekşi sularından içtim doymadım
Yerine bir tane şehir koymadım
Tandırında ateş,küldüm Erzincan
Misafire açık tüm kapıların
Kerpiçten örülmüş köy yapıların
Asırlık dostlukta soy tapuların
Seni selçukluda buldum Erzincan
Sendeki bu toprak depreşse bile
Gazabın şereftir dönse de küle
Bülbül gibi naz edersin tek güle
Bir kere derdine daldım Erzincan
Adamlıkta dünya bilir adını
Yiğitlikte ülkem anar yadını
Güzellikte meşhur yörem kadını
Sert bakar vurursa öldüm erzincan
Yıldırımlar verdin aslı vatana
Yüreği yorulmuş paslı vatana
Umut olup çıktın yaslı vatana
Sensiz yetim öksüz kaldım Erzincan
Dünya için Allah demeyen veli
Pirisami derler divanın eli
Sultan seydi Eren Alperen gülü
Evliyadan feyiz aldım Erzincan
Benim ağız tadım seninle güzel
Yazın çiçeklerin gözünde gazel
Adını kimlikte taşımak özel
Sende bir sır var ki bildim Erzincan