Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu döneminin izlerini taşıyan sayısız mimari yapıya sahip. Bu yapıların başında ise çeşmeler yer alıyor. Tophane'den Edirne'ye kadar uzanan pek çok çeşme, geçmişin zarif su yapıları olarak bugün hala göz kamaştırmaya devam ediyor. İşte o çeşmelerden bazıları:
Tophane Çeşmesi – İstanbul
İstanbul Tophane Meydanı’nda yer alan Tophane Çeşmesi, 1732 yılında I. Mahmut tarafından inşa ettirilmiş. Hassa Baş Mimarı Mehmet Ağa tarafından yapılan bu çeşme, barok tarzının etkilerini taşıyan geniş saçağı ve estetik olarak sivri kemerli nişleri ile dikkat çekiyor. Klasik Osmanlı mimarisiyle barok tarzının harmanlandığı bu anıtsal yapının ihtişamı, çevresindeki yapılarla bütünleşerek öne çıkmasını sağlıyor.
Hacı Adil Bey Çeşmesi – Edirne
1904 yılında, Edirne Valisi Hacı Adil Bey tarafından oğlunun anısına yaptırılan bu çeşme, şehrin en iyi korunan yapılarından biri. Barok üslupta inşa edilen çeşme, kare planlı bir kaide üzerinde yer alıyor. Dört köşe cephesi de simetrik bir kompozisyonla tasarlanmış. Yüksekliği 5.20 metre, genişliği ise 4.75 metre.
Hünkâr Çeşmesi – Kocaeli
Sadrazam İbrahim Paşa tarafından 1659 yılında Fatih Sultan Mehmet'in anısına yaptırılan Hünkâr Çeşmesi, halk arasında "Fatih Sebili" olarak da biliniyor. Özellikle Fatih Sultan Mehmet’in İtalya seferi sırasında burada molalar vermesi nedeniyle önemli bir tarihi öneme sahip. Yapı, dönemin zarif mimarisinin bir örneği olarak günümüze kadar korunmuş.
Kaymakam Sait Bey Çeşmesi – Bilecik
Bilecik'te, Çelebi Mehmet Camisi önünde bulunan bu çeşme, neoklasik bir üslupta inşa edilmiş. Osmanlı sanatının son dönemine ait bu çeşme, renkli çiniler ve kabartmalı yıldız motifleriyle oldukça zengin bir görünüme sahip.
Alman Çeşmesi – İstanbul
Sultanahmet Meydanı’ndaki parkta yer alan Alman Çeşmesi, II. Wilhelm'in İstanbul'u ziyaretinin hatırası olarak 1901 yılında inşa edilmiştir. Mimarı M. Spitta olan bu yapı, görkemli tunç levhası ve Almanca yazıtlarıyla tarihi bir anıt niteliği taşıyor.
Hürriyet Çeşmesi – Kütahya
1909 yılında Memlük kulu Hocazade tarafından yaptırılan bu çeşme, özgün mimarisi ve süslemeleriyle dikkat çekiyor. Saltanat arması ve beş kollu yıldız kabartmaları gibi zarif detaylarla bezeli çeşme, Kütahya'nın Zafer Meydanı’nda yer alıyor.
Sinan Ağa Çeşmesi – Edirne
IV. Mehmed döneminde yapılan Sinan Ağa Çeşmesi, piramidal taş çatılı bir meydan çeşmesidir. Üç cepheli ve hazneli yapısı ile bu çeşme, Edirne'nin tarihine tanıklık eden önemli yapılar arasında yer alıyor.
Kadı Ali Çeşmesi – Kırklareli
1568-69 yıllarında inşa edilen Kadı Ali Çeşmesi, Osmanlı'nın erken dönem çeşme örneklerinden biridir. Kemerli nişi ve tek musluğu ile sade ama estetik bir yapıdır.
Abdullah Paşa Çeşmesi – Trabzon
1844 yılında Trabzon Valisi Abdullah Paşa tarafından yaptırılan bu çeşme, ampir üslubunun en güzel örneklerinden biridir. Akantus yaprakları ve Arapça yazıtlarıyla süslü olan çeşme, Trabzon'un tarihsel yapılarından biridir.
Hamidiye Saatli Çeşmesi – Yozgat
II. Abdülhamid tarafından 1900 yılında yaptırılan bu çeşme, Yozgat'taki en büyük süslemeli çeşmelerden biridir. Beyaz kesme taştan yapılan bu çeşme, hem mimari hem de süsleme açısından dikkat çekici.
III. Ahmed Çeşmesi – İstanbul
Osmanlı dönemi çeşme mimarisinin en zarif örneklerinden biri olan III. Ahmed Çeşmesi, 1728-29 yıllarında inşa edilmiştir. Kitâbesinde Seyyid Vehbî'nin manzumesi yer alır. Bu çeşme, XVIII. yüzyılda başlayan süsleme akımının en güzel örneklerinden biridir ve İstanbul'un simgelerindendir.