NÜFUS OLARAK da, EKONOMİK OLARAK da
GİTTİKÇE KÜÇÜLÜYORUZ
Bir baba, oğlunu Cumartesi günü sinemaya götüreceğine söz verir. Cumartesi günü baba gazetesini okuyup, kahvesini içerken çocuk sabırsızlanır ve “Hadi baba sinemaya gidelim” diye tutturur. Babası okuduğu gazetenin ekinde bulunan, insanın kafası üzerine resmedilmiş dünya haritasını yırtar, parçalara ayırır ve oğluna: “Bu dünya haritasının parçalarını tam ve doğru olarak yerlerine yerleştir gel. Eğere doğru olarak yerleştirirsen hemen kalkar gideriz” der. Baba, çocuk o haritayı yerleştirene kadar, rahatça gazetesini okuyacağını ve kahvesini içeceğini düşünür. Çocuk on dakika sonra haritayı yerine yerleştirerek, babasının önüne koyar. Baba bakar, gerçekten de tam ve doğru olarak yerleştirmiştir. Baba şaşırır ve nasıl böyle kısa zamanda, tam ve doğru olarak yerleştirdiğini sorar. Çocuk: “Altındaki insanı tam ve doğru olarak yapınca; dünya da tam ve doğru hale geldi” der.
Çocuğun dediği gibi; bizler insana hak ettiği değeri verirsek, insanı tam ve doğru hale getirirsek; dünyamız da, Erzincan’ımız da tam ve doğu hale gelir. Daha güzel yaşanabilir bir yer olur.
Her şey insan unsuruyla değer kazanır. Önemli olan insanı değerli kılmak, insanı en öne koymak ve ona yaşanılır ortam sunabilmektir.
Öncelikle Erzincan’ı dert edinenlerin; Erzincan’a önem verip hizmet eden ve edebilecek, yatırım yapabilecek olanlara sahip çıkılması, onlara hak ettikleri değerin verilmesi ve Erzincan’ dan göç etmelerinin önlenmesi için elden gelenin yapılması gerekir.
Amaa! Bu gün durum Erzincan da böylemi? Hak getire! Hizmet edenlerden çok; meyve toplamak için ağaçları taşlayanlara, yağ çekip mağdur numarası yapanlara, siyasilere ve makam sahiplerine takla atmakta ilk sırada olanlara, bugün olup yarın olmayacaklara değer veriliyor, baş tacı ediliyor. “İşini yürüten kaptan yapılıyor.”
Erzincan’ımızın en büyük sorunu, kendine hizmet eden insanına sahip çıkmamasıdır.
Köylerimiz boşalmakta, o güzelim verimli araziler boş yatmaktadır. En büyük milli servetimiz olan topraklarımız değerlendirilmemektedir.
Beldelerimiz boşalmakta, beldelerimizin belediyelik statüsü elinden alınmaktadır.
İlçelerimizin nüfusu gittikçe azalmakta ve gittikçe fakirleşmektedir.
Erzincan’ın genel nüfusunun azalmasından dolayı Milletvekili sayısı korkarım ki 2 den 1’ e indirilecektir.
Erzincan merkez nüfusu azaldığı için İller Bankasından Belediyemize ayrılan pay çok aza inecektir.
Diğer bir etken de; Erzincan ekonomisine katkıda bulunan ve nüfusun Erzincan da kalmasına faydası olan kuruluşların kapatılmasıdır. ( Örneğin: İplik Fabrikası, Tercan Ayakkabı Fabrikası, Erzincan Makine Fabrikası, yakında Erzincan Şeker Fabrikası… gibi) Ve yerlerine aynı nüfusu şehrimizde tutabilecek iş kapılarının açılamamsı, tarım ve hayvancılığa yapılan teknik ve ekonomik desteklerin köylümüzü yerinde tutmaya yeterli olamaması, yatırım yapabilecek akıl ve sermaye gücüne sahip olan hemşerilerimizin büyük şehirleri seçmesidir.
İnsanın olduğu köyler, beldeler, kasaba ve şehirler değer kazanır, ilerler ve büyürler.
Erzincan’ımızın gittikçe küçülmemesi için; Erzincan’ın dertlerini kendisine dert edinen tüm hemşerilerimizin, Erzincan’ ın ve Erzincanlı’ nın bir yerlere gelmesini, sosyal, kültürel ve ekonomik yönden kalkınmasını sağlamak amacıyla bir araya gelmeleri, politikalar belirlemeleri, projeler hazırlamaları, yatırım yapmaları ve yatırım yapacaklara destek ve önerilerinde bulunmaları şarttır.
Erzincanlı vefalıdır, kendisine hizmet edenleri hiçbir zaman unutmayacaktır ve onları her zaman takdirle anacaktır.