Miyop (uzağı görememe) salgını, tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde miyop görülme sıklığı yüzde 33'lere dayanmış durumda. Uzmanlar, bu oranın 2050 yılına kadar yüzde 50'lere ulaşabileceği öngörüsünde bulunuyor. Bu da dünya nüfusunun yarısının miyop olabileceği anlamına geliyor.
Çocuklarda göz sağlığının gelişim ve öğrenme ile doğrudan ilişkili olduğunu belirten uzmanlar, göz ve görme sorunlarının erken yaşta tespit ve tedavisinin büyük önem taşıdığını vurguluyor. Bu nedenle, doğumdan itibaren düzenli göz kontrollerinin yapılması gerektiği belirtiliyor.
Günümüzde teknolojik gelişmelerle birlikte çocuklarda dijital ekran kullanımında ciddi bir artış yaşanıyor. Akıllı telefon, tablet ve bilgisayar gibi cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte, bu cihazlar yetişkinlerin olduğu kadar çocukların da hayatının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Uzmanlar, dijital ekran kullanımının artmasının ve başlangıç yaşının çok küçüklere inmesinin beraberinde birtakım olumsuzlukları getirdiğine dikkat çekiyor. Bu olumsuzlukların başında ise artan miyop vakaları geliyor.
Ekrana ayrılan sürenin artmasıyla birlikte çocukların dışarıda geçirdiği zamanın azaldığını belirten uzmanlar, bu durumun çocuklarda miyopinin başlamasına ve ilerlemesine yol açtığını ifade ediyor. Erken yaşta başlayan miyopinin, ilerleyen yaşlarda katarakt, glokom ve retina dekolmanı gibi birçok hastalığın görülme sıklığında artışa neden olabileceği uyarısı yapılıyor.
Uzun süreli ekran kullanımının gözlerin içe doğru yönelmesiyle birlikte akut başlangıçlı içe kaymalara da yol açabildiği belirtiliyor. Uzmanlar, miyop belirtileri olarak şunlara dikkat çekiyor:
- Gözlerini kısarak bakma eğilimi gösterme
- Uzak nesneleri net bir şekilde görmekte zorlanma
- Gözlerini ovuşturma alışkanlığı
- Televizyon veya tahtaya çok yakından bakma
- Sınıfın en önünde oturmayı tercih etme
Özellikle Kovid-19 pandemisi sırasında ve sonrasında dijital ekran kullanımının artmasıyla birlikte miyopinin yanı sıra çocukların gözlerinde içe kayma vakalarının da sıklığının arttığı belirtiliyor. Artan ekran süresiyle göz kuruluğunun da oluşabileceği, bunun da göz kırpma sayısının azalması ve yetersiz kalması sonucunda ortaya çıktığı vurgulanıyor. Göz kuruluğu nedeniyle dijital göz yorgunluğunun ortaya çıkabileceği, ayrıca göz ovalamanın artması nedeniyle astigmat gibi kırma kusurları ve keratokonus şeklinde ilerleyici göz hastalıklarının da ortaya çıkabileceği ifade ediliyor.
Uzmanlar, çocuklarda göz sağlığının korunması için ebeveynlere şu uyarılarda bulunuyor:
- 18 ay ile 2 yaş aralığında ekran kullanımı sınırlandırılmalı.
- 2-5 yaş aralığında günde 1 saat, 6 yaş üstü çocuklarda ise günde 2 saati aşmamalı.
- Çocukların ekrana çok yakın mesafeden bakması engellenmeli.
- Çocukların dışarıda geçirdiği sürenin artmasına dikkat edilmeli.
- Aileler, çocukların ekran kullanım sıklığını yakından takip etmeli ve gözlerde kızarıklık, göz ovalamada artış, bulanık görme, çift görme gibi şikayetler oluşması durumunda mutlaka bir göz hastalıkları uzmanına danışmalı.
- Çocukların göz muayeneleri düzenli olarak yaptırılmalı.
Bu önlemlerle, dijital çağın olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi ve çocukların sağlıklı bir geleceğe sahip olması hedefleniyor.
