Sayın Bakanım;
Bilindiği üzere, ülkemiz doğal güzellikler, görülür konumdaki tarihsel varlıklar yanı sıra arkeolojik açıdan henüz gün yüzüne çıkarılmamış çok sayıda kadim yerleşim alanlarına sahiptir. Ne var ki, nice zamandır insanlığın da ortak mirası olan ve milli değerlerimizin omurgasını oluşturan bu arkeolojik öneme haiz alanlar “kaçak kazı” yapan, toplum içinde bir biçimde duyarsız, ahlaksız ve insan olma yolunda evrimini tamamlayamamış insansı yaratıklar tarafından yok edilmeye devam edilmektedir. Yüz yıllardır toprağın kısmen muhafaza ettiği bu değerlerin tahribatı ve sonsuza kadar yok edilişinin önüne geçmenin etkin bir yolu, nitelikli ve risk altında olanlardan başlanarak; bilimsel kazılarının tamamlanması, çıkan buluntuların taşınabilir olanlarının yöre müzesine, yapıların ise yöre toplumunun ilgisine, koruması altına ve kurumların sorumluluğuna verilmesidir. Bakanlığınızın “bunu zaten böyle yapıyor” olmasının reel gerçeklik karşısındaki anlamı 1000’de 1’dir.
Sayın Bakanım;
Yalnızca bir örnek üzerinden hareketle size durumu, yani “Bakanlığınız ile kazı yapılmasının elzem bir alan arasında ne tür bir süreç yaşandığını ve nasıl da sonuca erişilemediğini” vurgulamak istiyorum:
- Cengerli: Erzincan/Refahiye ilçesine bağlı bir köy.
- Cengerli Kalesi ve yöresinde yer alan antik kent ( Strabon gibi antik yazarların da kaydettiği ünlü bir metrapol)
- Ön inceleme ve yüzey raporunun Kültür ve Turizm Bakanlığı’na –kurucu müze müdürü olarak- tarafımızdan ilk gönderiliği tarih: 1986.
- Ve yıl 2011..Yine ön rapor, yine ilgili kurumlarla yazışmalar…
- T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı / Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün Sayı: B.16.0. KVM.12.01.00. 16099(24)- 124592 sayı ve 13 Haziran 2011 tarihli yazısı. Söz konusu yazıda kazının uygun olacağına binaen “Bu kapsamda anılan alana ilişkin olarak üniversitelerin ilgili bölümlerinden başvurular Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilecektir” deniliyor (Bakan adına : M. Ayaz- imza).
- Bu 25 yıl sonra gelen umut verici bir gelişmeydi..Ne ki aradan geçen bu süre zarfında , ilgili üniversitelerin ilgili bölümlerine resmi yazı gittiği halde, bir çok üniversite bölümüyle birey olarak tarafımızdan görüşüldüğü halde…hâlâ kazı için ihtiyaç duyulan “kazı bilim adamı ve ekibi” olamadı. Gerekçe, az sayıda Prof. Ve Doçent oluşu, bunların zaten kazılarda olduğu, bir kısmının sahil kıyılarını tercih ettiği vs.. Daha önemlisi, Yardımcı Doçent olan bilim adamlarına kazı yaptırılmaması..Bakar mısınız!!!...Doktora yaparak kendini kanıtlamış insanımıza kazı yaptırmaktansa, kazısı elzem yerler yok olup gidebilir. !!!
Sayın Bakanım; size kısaca ve düşündüklerimizin ancak cüz’i bir bölümünü arz etmek isteriz :
1. Otuz yıla yakındır kazısı yapılarak daha kapsamlı bir projenin parçası hâline gelerek yöre insanları için büyük yararlar sağlayacak olan CENGERLİ KÖYÜ- KALE VE ANTİK KENTİNİN KAZISI İÇİN LÜTFEN İLGİNİZİ ESİRGEMEYİNİZ.
2. Yardımcı Doçentlere “kazı yapabilir” in önünün açılması, hiç değilse o yörede kazı yapan Profesör ya da Doçentlerin denetimi kaydıyla bu ihtiyacın karşılanması için tavassutta bulununuz.
3. Bir önceki Sayın Bakan Ertuğrul Günay’ın ilgisi üzere Bakanlığınıza kapsamlı bir proje taslağı (ÜÇLER VADİSİ adıyla) sunmuş idik. Söz konusu proje kapsamı içinde İPEK YOLU- ATEŞ KULELERİ bulunmaktadır. Adı geçen proje dosyası Bakanlığınız danışmanı Sayın İbrahim SARITAŞ’a tarafımızdan (bakana sunulmak üzere) verilmiştir. Bu projenin ülkemiz kültürü ve turizmi adına heyecan verici ve yapılabilirliği mümkün bir etkinlik olacağı kanaatindeyiz.
Ayrıca; gerek Üçler Vadisi, gerekse bu projenin içeriği konusunda Sayın Bakanımız Binali YILDIRIM ‘ın ilgi, alaka ve duyarlılığının bilgisine sahibiz. Kendilerinin Bakanlık olarak gereken desteği göstereceklerine inancımız büyüktür.
Bizler de yöremizde her türlü fahri çalışmayı yapma gayretini her zaman göstermekten imtina etmeyeceğimize inanabilirsiniz.Yeter ki Bakanlığınız Cengerli Kale ve Antik Kentinin Bilimsel – Arkeolojik Kazısı ve İpek Yolu – Ateş Kuleleri konusunda gerekli süreci esirgemesin.
Sevgi, saygı ve slamlarımızla…
Bilindiği üzere, ülkemiz doğal güzellikler, görülür konumdaki tarihsel varlıklar yanı sıra arkeolojik açıdan henüz gün yüzüne çıkarılmamış çok sayıda kadim yerleşim alanlarına sahiptir. Ne var ki, nice zamandır insanlığın da ortak mirası olan ve milli değerlerimizin omurgasını oluşturan bu arkeolojik öneme haiz alanlar “kaçak kazı” yapan, toplum içinde bir biçimde duyarsız, ahlaksız ve insan olma yolunda evrimini tamamlayamamış insansı yaratıklar tarafından yok edilmeye devam edilmektedir. Yüz yıllardır toprağın kısmen muhafaza ettiği bu değerlerin tahribatı ve sonsuza kadar yok edilişinin önüne geçmenin etkin bir yolu, nitelikli ve risk altında olanlardan başlanarak; bilimsel kazılarının tamamlanması, çıkan buluntuların taşınabilir olanlarının yöre müzesine, yapıların ise yöre toplumunun ilgisine, koruması altına ve kurumların sorumluluğuna verilmesidir. Bakanlığınızın “bunu zaten böyle yapıyor” olmasının reel gerçeklik karşısındaki anlamı 1000’de 1’dir.
Sayın Bakanım;
Yalnızca bir örnek üzerinden hareketle size durumu, yani “Bakanlığınız ile kazı yapılmasının elzem bir alan arasında ne tür bir süreç yaşandığını ve nasıl da sonuca erişilemediğini” vurgulamak istiyorum:
- Cengerli: Erzincan/Refahiye ilçesine bağlı bir köy.
- Cengerli Kalesi ve yöresinde yer alan antik kent ( Strabon gibi antik yazarların da kaydettiği ünlü bir metrapol)
- Ön inceleme ve yüzey raporunun Kültür ve Turizm Bakanlığı’na –kurucu müze müdürü olarak- tarafımızdan ilk gönderiliği tarih: 1986.
- Ve yıl 2011..Yine ön rapor, yine ilgili kurumlarla yazışmalar…
- T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı / Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün Sayı: B.16.0. KVM.12.01.00. 16099(24)- 124592 sayı ve 13 Haziran 2011 tarihli yazısı. Söz konusu yazıda kazının uygun olacağına binaen “Bu kapsamda anılan alana ilişkin olarak üniversitelerin ilgili bölümlerinden başvurular Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilecektir” deniliyor (Bakan adına : M. Ayaz- imza).
- Bu 25 yıl sonra gelen umut verici bir gelişmeydi..Ne ki aradan geçen bu süre zarfında , ilgili üniversitelerin ilgili bölümlerine resmi yazı gittiği halde, bir çok üniversite bölümüyle birey olarak tarafımızdan görüşüldüğü halde…hâlâ kazı için ihtiyaç duyulan “kazı bilim adamı ve ekibi” olamadı. Gerekçe, az sayıda Prof. Ve Doçent oluşu, bunların zaten kazılarda olduğu, bir kısmının sahil kıyılarını tercih ettiği vs.. Daha önemlisi, Yardımcı Doçent olan bilim adamlarına kazı yaptırılmaması..Bakar mısınız!!!...Doktora yaparak kendini kanıtlamış insanımıza kazı yaptırmaktansa, kazısı elzem yerler yok olup gidebilir. !!!
Sayın Bakanım; size kısaca ve düşündüklerimizin ancak cüz’i bir bölümünü arz etmek isteriz :
1. Otuz yıla yakındır kazısı yapılarak daha kapsamlı bir projenin parçası hâline gelerek yöre insanları için büyük yararlar sağlayacak olan CENGERLİ KÖYÜ- KALE VE ANTİK KENTİNİN KAZISI İÇİN LÜTFEN İLGİNİZİ ESİRGEMEYİNİZ.
2. Yardımcı Doçentlere “kazı yapabilir” in önünün açılması, hiç değilse o yörede kazı yapan Profesör ya da Doçentlerin denetimi kaydıyla bu ihtiyacın karşılanması için tavassutta bulununuz.
3. Bir önceki Sayın Bakan Ertuğrul Günay’ın ilgisi üzere Bakanlığınıza kapsamlı bir proje taslağı (ÜÇLER VADİSİ adıyla) sunmuş idik. Söz konusu proje kapsamı içinde İPEK YOLU- ATEŞ KULELERİ bulunmaktadır. Adı geçen proje dosyası Bakanlığınız danışmanı Sayın İbrahim SARITAŞ’a tarafımızdan (bakana sunulmak üzere) verilmiştir. Bu projenin ülkemiz kültürü ve turizmi adına heyecan verici ve yapılabilirliği mümkün bir etkinlik olacağı kanaatindeyiz.
Ayrıca; gerek Üçler Vadisi, gerekse bu projenin içeriği konusunda Sayın Bakanımız Binali YILDIRIM ‘ın ilgi, alaka ve duyarlılığının bilgisine sahibiz. Kendilerinin Bakanlık olarak gereken desteği göstereceklerine inancımız büyüktür.
Bizler de yöremizde her türlü fahri çalışmayı yapma gayretini her zaman göstermekten imtina etmeyeceğimize inanabilirsiniz.Yeter ki Bakanlığınız Cengerli Kale ve Antik Kentinin Bilimsel – Arkeolojik Kazısı ve İpek Yolu – Ateş Kuleleri konusunda gerekli süreci esirgemesin.
Sevgi, saygı ve slamlarımızla…