KARA SEVDA
Batılılaşma furyası bizim topraklarımız için belki 200 yıllık bir deli sevdasıdır. Yakamızı bırakmayan ama sevdiğine de bir türlü kavuşturmayan sevda. Acaba böyle biri birine bir aşkla tutulmadan batının ilim ve fenni, bize lazım olanı alınamaz mıydı. Alınan bir ilim, faydalı bir şey, ehil bir heyetin süzgecinden geçirilemez miydi. İlim, bilim teknoloji insanlığın ortak malı değil miydi. Batı İslam Aleminin bir çok değerinden gizli yada açık, alıp istifade etmiyor muydu. Onlar bizim adet, ahlak, inançlarımızı almadan sadece bilimimizi ve işlerine yarayan şeyleri alırken, biz onlara neden kara sevdalı idik. Onlardan neyi alacağımızı bilmeden, bulduğumuz her şeyi alıp, bizi zehirleyecek hiçte lazım olmayacak şeyleri almamız, onlara delicesine sevdalı olduğumuzu gösteriyordu. Bu sevdayı başımıza saranlar, önce başımızı, fikrimizi boşalttılar bizi öz değerlerimize düşman ettiler, yoksa bir toplum batı sevdasıyla intihar eder miydi. Birkaç neslimiz bu sarhoşlukla savruldu, heder oldu gitti. Eğer aklımızı başımıza alıp bu kara sevdadan kurtulup kendimize gelmezsek, önümüzdeki birkaç nesil de tehlikede görünüyor. Nerede kaldı ahlaki değerlerimiz, iffet abidesi analarımız, bizi her türlü tehlikeden bir kale gibi koruyan yuvalarımız. Hepsi tarumar oldu bir kara sevda uğruna…..
Bir ölçünüz yoksa, sizin için hiçbir ölçü yoktur. Kırmızı çizgileriniz yoksa, bütün çizgiler sizin için geçilmek içindir. Bizim ihtiyacımız nedir, toplumun kalkınması için ne elzemdir. Bize uyar mı, yoksa bozar mı düşünmeden , gelen her şey kapımızdan içeri girerse biz, biz olarak nasıl kalacağız. Cahil alimin yıllarca öldürdüğü fareyi, ona şefkat sanarak, ölüsünü sağında taşıyıp, hem kokusunu benimseyip hem de ibadetlerini necasetten dolayı boşa çıkardığı gibi, artık batı necasetiyle dolaştığımız,evlerimize misafir ettiğimiz, sofralarımızı kirletip, fikirlerimizi bulandırıp, nesillerimizi kurban verdiğimiz yeter. Bir ihtiyar heyeti aklı iyiyi kötüyü ayırt edenler heyeti, batıya bir süzgeç olsun gelene geçene; dur bakalım sen bize uymazsın hiç lazım değilsin desin, yoksa çocuklarımız muallimlerini kanka, Müslüman müslümanı kuzen, evlak babayı peder diye çağırmaya çook devam edecek ve yıkılan aile yapısı altında kalmaya devam edeceğiz. Böyle bir toplumun bizi götüreceği yer mutluluktan başka, huzurdan başka ,gelişmişlikten başka, Allaha kulluktan başka her yerdir.
Artık batının çürüyen değerlerine vize koymanın zamanı gelmedi mi. Daha ne kadar yüz üstü, peri, perişan sürüneceğiz. Zafiyetimiz bize pahalıya mal olmadı mı. Bizi köle gibi görüp sadece ağır işler gördürülecek işçi gözüyle bakıp, yıllarca en ağır işlerini yaptırıp, belini doğrultup hep bize tepeden bakmadılar mı. Aramıza ayrılık tohumlarını ekip, bizi onunla uğraştırırken, kendileri efendi pozisyonundan vazgeçtiler mi. Biz dik duramayıp eğildiğimiz sürece bu hep böyle devam edecek. Kendi gündemimizi oluşturup, kendimiz için çalışıp eğer kendimiz olamaz isek daha çok yük taşır, daha çok kaşınan, kanatılan, kanayan toplumsal yaralarımız olur…
Bu kara sevda bitmeli, çünkü bize hiçbir yararı yok, bizi bizden, bizi Allaha kulluktan ediyor. Alacaksak batının, ahlakı olan ilmini, yeniliklerini almalıyız. Artık içimizden deli yürekliler çıkıp bu sevdaya son vermeli, hakikat şu ki biz bu sevdayı bitirirsek, onlar bizim arkamızdan koşacaklar. O zaman biz yön verilen değil yön veren olacağız çünkü biz eğer biz olarak kalıp, benliğimize dönersek ahlaken sarhoş olan dünyayı kendine getirecek çook projeler ürete biliriz.
Yoksa daha çok kavuğumuzda necasetle ibadet yapmaya devam ederiz….