Son yıllarda, Kürt bölgesel yönetiminin bağımsızlık arayışı, birçok stratejik gelişmenin parçası olarak öne çıkarken, bu taleplerin ardında başka bir büyük hedefin olduğu iddiaları dikkat çekiyor. Eski İsrail Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan’ın açıklamaları, bağımsız bir Kürdistan fikrinin, yalnızca bir maskeden ibaret olduğuna dair önemli ipuçları sunuyor. Golan, “Bağımsız Kürdistan fikri çok hoşuma gidiyor. PKK terör örgütü değildir” diyerek, PKK'nın aslında İsrail’in dış politikasına hizmet ettiğini belirtiyor. Peki, PKK’nın bu denli destek görmesinin ardında ne yatıyor?

Büyük İsrail Projesi ve Vaat Edilmiş Topraklar

PKK'nın faaliyetlerinin, Büyük İsrail Projesi'nin bir parçası olduğu iddiaları, bölgedeki stratejik amaçların boyutlarını gözler önüne seriyor. Bu projeye göre, yalnızca Filistin toprakları değil, Nil ile Fırat arasındaki geniş bölgeyi kapsayan topraklar da İsrail'in hakları arasında sayılmakta. Eski İsrail yetkililerinin de sıkça dile getirdiği üzere, bu hedeflerin ulaşılabilmesi için Türkiye'nin güneydoğusundaki topraklar da önemli bir stratejik nokta oluşturuyor. Golan'ın açıklamaları ve sonrasındaki gelişmeler, PKK'nın bu stratejinin bir aracı olabileceğine dair soru işaretlerini güçlendiriyor.

Bu yıl Türkiye'nin Google'da en çok yaptığı şaşırtıcı araştırmalar Bu yıl Türkiye'nin Google'da en çok yaptığı şaşırtıcı araştırmalar

HDP'nin Siyonist Söylemi ve İddialar

2019 yılında, PKK'nın siyasi uzantısı olarak bilinen HDP’nin o dönemki eş genel başkanı Temelli’nin açıklamaları da dikkatlerden kaçmadı. Temelli, Türkiye’nin güneydoğusundaki toprakların “vaat edilmiş topraklar” olduğunu ve bu toprakların Mısır Firavunu Musa'nın peşinden gittiği topraklar olduğuna dair bir söylemde bulundu. Bu tür ifadeler, İsrail’in siyasi söylemiyle örtüşüyor ve bölgedeki Kürt hareketinin bu bağlamda nasıl şekillendiğine dair tartışmaları körüklüyor.

İsrailli Gazeteci Edy Cohen'in Yazısı

İsrailli gazeteci Edy Cohen, Temelli’nin açıklamalarına yanıt olarak, Türkiye’nin güneydoğusunu hedef alan ve “Kürt topraklarının ayrılacağı” yönündeki haritayı paylaşarak, “Az kaldı” diyerek bölgedeki geleceği işaret etti. Bu söylemler, bölgede Kürt kimliğiyle özdeşleşen bir hareketin, çok daha geniş bir jeopolitik planın aracı olduğu izlenimini güçlendiriyor.

PKK ve Kürtler Arasındaki Ayrım

PKK'nın, Kürt halkı ile hiçbir ilgisi olmadığının altı çizilmelidir. Zira bu örgüt, Kürtlere en fazla zararı veren, onların yaşamını zorlaştıran bir yapı olarak tanımlanabilir. PKK, ilk katliamlarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürt vatandaşlarına karşı gerçekleştirmiştir. Bunun yanı sıra, örgüt, tarih boyunca Kürt halkının haklarıyla değil, uluslararası siyasi hesaplarla hareket etmiştir. PKK, temelde İsrail'in işgal stratejisine hizmet eden bir araçtır.

PKK Bir Enstrümandan İbaret

Sonuç olarak, PKK’nın bağımsız bir Kürdistan kurma hedefinin gerçekte hiçbir zaman samimi olmadığı söylenebilir. PKK, bağımsızlık iddialarının ötesinde, daha geniş bir stratejik projenin parçası olarak kullanılmıştır. Büyük İsrail hedefinin bir enstrümanı haline gelen PKK, Türkiye'nin güneydoğusundaki toprakları hedef alarak, bu küresel projeye hizmet etmeye devam etmektedir.

Editör: Merve Kiraz