Bakırçay Üniversitesi Coğrafya Bölümü Başkanı ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uzmanı Prof. Dr. Şermin Tağıl, karmaşık bir yapıya sahip olan küresel hava durumu sisteminin, çok sayıda irili ufaklı hava durumundan etkilendiğini belirtti.
Tağıl, bu yıl birden fazla değişkenin ortak etkisinin kışa damgasını vuracağını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Son günlerde kısa süreli hava tahminlerini yapmak dahi zorlaştı. Bu durumun gerçekleşmesinde çok bileşenli bir denklem gibi çok fazla etken var. Bir tarafta Pasifik Okyanusu'nda El Nino olayları var. Diğer tarafta Ekvator Bölgesi'nde 'yarı iki yıllık' dediğimiz bir akım var. Ekvator üzerindeki bu akım doğu yönlü bir akıma dönüşmüş durumda ve bu daha zayıf bir jet akımı, ani stratosferik ısınma ve kutup girdabının zayıflaması demek. Geçtiğimiz günlerde iki kutuplu bir hava örüntüsü yaşandı. Bir yerde çok alçak basınç, diğer tarafta çok yüksek basınç...Buna bağlı gelişen kutup girdabı gerilmesi kuzeyden soğuk havanın üzerimize doğru sokulmasına neden oldu. Bu yıl kutup girdabındaki düzensizlik geçen yıla göre daha erken başladı, sanırım aralık ortalarına kadar da devam edecek."
"Kış yağışlı geçecek"
Prof. Dr. Tağıl, son günlerde ülkede yaşanan aşırı hava olaylarındaki bir diğer etkenin denizlerdeki ısı artışı olduğunu vurgulayarak, Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki yüzey sularının olması gerekenden daha sıcak olduğuna dikkat çekti.
Önceki günlerde kuzeyden sokulan soğuk hava kütlesinin sıcak deniz suyunun üstüne gelmesiyle 'kış fırtınası'nın gerçekleştiğini aktaran Tağıl, şunları belirtti:
"Bu sistem kısa dönemli tahminlere göre aralık ortasına kadar devam edecek. Ama kesin tahmin yapamıyoruz. Tahminlerdeki zorluğun nedeni Kuzey Yarımküre'de birden fazla değişkenin ortak etkisini görüyor olmamızdan kaynaklanıyor. Bugün için tahmin yaparsak önümüzdeki hafta içinde daha yağışlı ve soğuk hava şartlarının Türkiye'yi etkileyeceğini söyleyebiliriz. Ayrıca 2023-2024 kışının yağışlı geçeceğini tahmin ediyoruz. Kuzey Atlantik ve Arktik salınım şu anda negatif evresinde. Bu salınımların negatif olması, daha ılık ve yağışlı şartların ülkemiz üzerinde yaşanması anlamına geliyor." dedi.
Prof. Dr. Tağıl, son yıllarda hava olaylarının değişkenlik gösterdiğini ancak 3-5 yıllık farklı parametrelere "iklim değişimi" denmeyeceğini, bunun iklimin içerisinde gerçekleşen salınımlar olduğunu anlattı.
"Kuzey Atlantik Salınımı, Arktik Salınım, El Nino" gibi hava olaylarının 3-5 yılda değişen döngülerinin iklim şartlarında değişimlere neden olduğunu aktaran Tağıl, "Bir yanda kuraklığı, diğer yanda ise yağışları daha şiddetli görmeye başladık. Yani bir ucunda aşırı kuraklık, diğer ucunda ise sel ve seyelana neden olan yağışları görüyoruz. 2-3 yıllık değişmelerle 'mevsimler ve iklimler değişiyor' diyemeyiz. Ama genel raporlarda geçmişten günümüze bir ısınma eğilimini görüyoruz. Şiddetli hava olaylarında da artış yönünde değişimi görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Kıyılardaki insan müdahalesi yanlış"
İklim dirençli kentler planlarken taşkın risklerinin de düşünülmesi gerektiğini dile getiren Tağıl, deniz kıyısının doldurulmasının ise dalga kırılması ve yansımasını değiştirebileceği uyarısında bulundu.
İzmir ve bazı bölgelerde yaşanan deniz taşması durumunun doğal bir olay olduğunu aktaran Tağıl, şöyle konuştu:
"Deniz suyundaki yoğun sıcaklık rüzgarla birlikte kıyı bölgelerimizde özellikle kentsel alanlarda çok fazla taşkınlara neden oldu. Aslında bu doğal bir olay. Kıyılardaki insan müdahalesi yanlış. Biz 'iklim dirençli kentler oluşturalım' derken iklim değişimine karşı olacak sel olaylarına karşı dirençli kentler oluşturmaktan söz ediyoruz. İzmir'de gördüğümüz olay da bu. Kıyının yanlış bir şekilde planlanması ve yapılanmaya bağlı olarak dalga kırılımının yakında gerçekleşip çarpıp yansıma olayından başka bir şey değil. Kentlerdeki akarsuların üstleri kapatılmış durumda, bunların bakımlarının ne kadar yapıldığını bilmiyoruz. Önümüzdeki hafta boyunca devam edecek bu yağışlı şartlar sonucu oluşacak taşkınlar kentlerin birçoğunu etkileyebilir."
-AA-