Güzellik kavramı yüzyıllardır tartışma konusu. Ancak son yıllarda, “Güzellik göreceliyse, güzellik yarışmaları neden düzenleniyor?” sorusu daha yüksek sesle sorulmaya başlandı.

Uzmanlar, bu tür yarışmaların estetik anlayışı tek tipleştirdiğini ve farklılıkları yeterince yansıtmadığını belirtiyor. Güzellik, tarih boyunca kültürden kültüre, bireyden bireye değişen bir kavram oldu. Buna rağmen, halen birçok ülkede geleneksel olarak düzenlenen güzellik yarışmaları, tek bir “güzel” algısını dayattığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Sosyologlara göre, güzellik yarışmalarında öne çıkan kriterler genellikle medya ve moda endüstrisinin belirlediği kalıplara dayanıyor. Simetrik yüz hatları, belirli bir vücut ölçüsü ve idealize edilmiş bir dış görünüş, bu yarışmalarda başarıya ulaşmanın temel koşulları olarak görülüyor.

Ağrı ve Erzincan'da Gazze İçin Tek Yürek: STK'lar ve Vatandaşlardan Protesto Yürüyüşü Ağrı ve Erzincan'da Gazze İçin Tek Yürek: STK'lar ve Vatandaşlardan Protesto Yürüyüşü

Yarışmalara katılamayanlar ya da seçilmeyenler güzel değil mi?

Uzmanlar bu soruya kesin bir şekilde “Hayır” diyor. Çünkü güzellik yarışmaları, sınırlı sayıda ölçüte göre düzenleniyor ve bu durum, bireysel farklılıkları göz ardı ediyor. Bir kişinin bir yarışmaya katılmamış ya da dereceye girmemiş olması, onun güzel olmadığı anlamına gelmiyor. Son yıllarda bazı yarışmaların yalnızca fiziksel güzelliği değil; zekâyı, iletişim becerisini ve sosyal sorumluluk projelerine katkıyı da değerlendirmeye başlaması, bu alanda olumlu bir dönüşümün işareti olarak görülüyor.

Ancak yine de birçok kişi, güzelliğin bir yarışma formatına sığdırılmasına karşı çıkıyor. Çünkü güzellik yalnızca dış görünüşten ibaret değil; karakter, duruş ve kişinin dünyaya bıraktığı etkiyle de yakından ilişkili.

Güzellik Yarışmalarının Kısa Tarihi

1920'ler: İlk modern güzellik yarışmaları ABD'de başladı.

1950’ler: Türkiye’de güzellik yarışmaları yaygınlık kazandı.

1980’ler-2000’ler: Uluslararası yarışmalara katılım arttı.

2000 sonrası: Fiziksel güzelliğin yanı sıra sosyal sorumluluk ve zeka gibi alanlara da yer verilmeye başlandı.

Editör: Yasemin Dülgeroglu