Yakutiye İlçesi Mirzamehmet Mahallesinde, şehre hakim bir tepe üzerinde yer almakta olan kale Erzurum’un smgesi niteliği de taşıyor. Buram buram tarih kokan kale turistler tarafından oldukça ilgi görüyor. şehrin savunmasında önemli rol oynayan kalenin bugüne kadar nasıl geldiği ve yapısı hakkındaki bilgilendirmeleri sizlerle paylaşıyoruz. İşte Erzurum Kalesi ve bu kaleye dair bilmedikleriniz.

Bugünkü şehir MS 415-422 yılları arasında Theodosios tarafından kurulmuştur. Kalenin tarihi şehrin kuruluşuna dayandırılmakta.

Kale dünden bugüne nasıl geldi?

Kale 502 ve 530 yıllarında Belisairos, 756 yılında Halife El Mansur Ebu Cafer tarafından ciddi bir şekilde onarılmış.

840 yılında harap olan kale, 922’de Bizanslılar (Doğu Roma) tarafından onarılarak bazı ilaveler yapılmış.

Saltuklular tarafından 1124-1132 yıllarında Tepsi Minare eklenmiş. 1201’ de Rükneddin Süleyman Şah kaleyi onartmış.

1385’te Karakoyunlular ile Akkoyunlular arasında el değiştiren kale 1514 yılında Osmanlıların eline geçmiş.

Kanuni Sultan Süleyman I. Ve II. İran Seferleri sırasında kalede onarımlar yaptırmış. İç Kaleye 1552-1553 yıllarında kışlalar eklenmiş.

Kalenin Osmanlı’ya geçişi

1554 yılında yine Kanuni sultan Süleyman tarafından onartılan kale XVIII. yüzyılda Ruslar tarafından işgal edilerek bir kısmı yıkılmış. Bu dönemde şehrin savunması amacıyla çevreye tabyalar yaptırılmış. Kalede kitabe mevcut değil.

Doğu-batı doğrultusunda şehre hakim bir tepe üzerine kurulan içkale dikdörtgen bir plana sahip. Kaleye yuvarlak kemerli bir kapı ile girilmektedir. Bu bölümde küçük bir hamam ve bu yapıya ait üst örtüleri yıkık birimler bulunmakta. Kalede 1960 yılına kadar bir takım yapılar bulunmakta iken sonraki onarımlarda bu birimler kaldırılmış, günümüzde sadece Kale Mescidi ve Tepsi Minare kalmış. Kalenin kuzeybatısında sekizgen, güneydoğusunda yedigen olmak üzere kuleleri bulunmaktadır. Her iki kulenin de içi yıkılmış. Kale dışarıdan üçgen şeklinde on dört dayanak payandası ile desteklenmekte. Kalenin güney cephesinde sivri kemerli kitabeli bir de çeşmesi bulunmakta.

Kalenin biri güneybatıda, diğeri kuzeybatı köşede olmak üzere iki girişi daha vardır. Güneybatı girişi sonradan kapatılmış. Doğu cephesinin 400 metre ilerisindeki surlar Tebriz Kapıya kadar uzanan surların başlangıcı. Kalenin duvarlarında zaman içerisinde geçirdiği onarımların izlerini taşıyan farklı taş işçiliği görülmektedir. Genel olarak içte ve dışta düzgün kesme taş, duvar içerisinde dolgu kullanılmış.

İç kale günümüzde iyi durumda olup içerisinde Erzurum Müzesi tarafından yürütülen kazı çalışmaları devam etmekte.
Sur Kapıları: Günümüze ulaşamayan Erzurum sur kapılarının bulunduğu mevkiler kapıların ismi ile anılmaya devam ediyor.

Kaynak; http://www.erzurum.gov.tr/

Çocuklar savaş değil, barış istiyor Çocuklar savaş değil, barış istiyor

Editör: Merve Kiraz