Nihilizm, adeta topluma aykırı olarak metafizik, ahlâkî ve toplumsal değerleri reddeden, her türlü varlık ve bilgi anlayışını sorgulayan bir düşünce akımıdır. Temelde, mevcut güçlerin, toplumsal kuralların ve ahlâkî değerlerin geçerliliğini inkâr eder. Nihilizm, "hiççilik" ya da "yokçuluk" olarak da bilinir, çünkü dünya, gerçeklik ve değerler hakkında temelden şüphe duyan bir bakış açısına sahiptir. Bu akım, bilgi felsefesi, varlık açıklamaları, ahlâkî değerler ve siyaset gibi birçok alanda derinlemesine etkiler yaratmış ve kabul görmüştür.
Nihilizm ve Gorgias'ın Felsefesi
Nihilizmin kökleri, Antik Yunan'da, özellikle Gorgias gibi filozofların varlık ve bilgi üzerine geliştirdiği inkârcı düşüncelere dayanır. Gorgias, "Hiçbir şey yoktur", "Bir şey olsaydı bile bilemezdik", "Bilseydik de başkalarına anlatamazdık" gibi ifadelerle, hem varlık hem de bilgi edinme imkânlarını sorgulamıştır. Sofistler ve Septikler de benzer şekilde, her şeyin şüpheye açık olduğunu, tenkit edilemeyen hiçbir şeyin var olmadığını savunarak nihilizmin temellerini atmışlardır.
Ahlâkta Nihilizm: Değerlerin Reddi
Ahlâk alanında nihilizm, toplumsal kurallar ve ahlâkî değerleri reddeden bir doktrin olarak kendini gösterir. Bu anlayış, aydınlanma hareketlerinin fikirlerinden birini oluşturmuş ve özellikle Nietzsche ile daha sistematik hale gelmiştir. Nietzsche, Tanrı'nın ölümünü ve ahlâkî değerlere karşı çıkarak, "yükümsüz ve yaptırımsız ahlâk" anlayışını ortaya koymuştur. Bu anlayış, romanlarda, özellikle Dostoyevski ve Turgenev gibi yazarların eserlerinde, toplumdaki otoriteye ve düzeni sorgulayan karakterlerle dile getirilmiştir. Nihilist düşünceler, toplumu, kuralları ve otoriteyi tanımayan bir gençlik anlayışının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Siyasette Nihilizm: Toplumun Temel Değerlerini Sarsmak
- yüzyılda Rusya'da yaygınlaşan nihilizm, başlangıçta yeni bir toplumsal düzen kurma amacını güderken, zamanla tüm toplumsal kurumları ve düzeni reddeden bir görüş halini almıştır. Nihilistler, devletin ve diğer baskıcı kurumların ortadan kalkmasını savunmuş, toplumun ve bireylerin özgür bir şekilde gelişmesi gerektiğini belirtmişlerdir. İngiliz filozofları Godwin ve Proudhon, devletin ahlâkı bozduğunu ve bunun ortadan kaldırılması gerektiğini savunmuşlardır. Nihilist görüş, anarşizme, başsız topluma ve her türlü düzenin yok edilmesine dayalı bir düşünce sistemine dönüşmüştür.
Nihilizm ve Devlet: Özgürlük ve Baskı Karşıtlığı
Nihilizm, devletin ve toplumsal düzenin baskısını reddeder. Proudhon, Bakunin gibi düşünürler, toplumsal yapıyı bozan, özgürlüğü kısıtlayan her türlü baskıyı yok etmeyi savunmuşlardır. Nihilizm, devletin ve dini otoritelerin insanları sınırladığını öne sürer ve her bireyin özgürce gelişmesi gerektiğini savunur. Bu görüş, toplumun temeline karşıt bir yaklaşım geliştirir, her türlü düzenin, kurumun ve otoritenin yok edilmesi gerektiğini belirtir.
Nihilizm ve Günümüzdeki Yansımaları
Günümüzde nihilizmin etkileri, özellikle Batı'da, ateist varoluşçulukla birleşerek daha karamsar ve yıkıcı bir boyut kazanmıştır. Heidegger ve Sartre gibi filozoflar, nihilizmi daha derinlemesine incelemiş ve Tanrı'nın varlığını reddederek insanın özgürlüğünü tartışmışlardır. Ayrıca, bu felsefi akım, toplumsal düzeni eleştirerek bireysel özgürlüğü savunur, ancak bu özgürlük çoğu zaman anarşizme dönüşebilir.
Ülkemizde ise nihilizmin etkisi, özellikle bazı düşünürler ve şairler aracılığıyla İslam’a karşı bir eleştiri olarak kendini göstermiştir. Örneğin, ünlü şair Tevfik Fikret, nihilist görüşlerini açıkça ortaya koyarak toplumsal düzeni ve değerleri reddetmiştir. Nihilizm, sadece bireysel bir düşünce tarzı olmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal yapının temellerini sorgulayan bir hareket haline gelmiştir.