2016 Yılında Erzincan’da yapılan tulum peyniri çalıştayında, Erzincan’ımızın Tarım ve Hayvancılık şehri olduğu tespiti yapılmış ancak bu çalıştay bir bakıma o toplantı salonundan öteye çıkmamıştır.
Çalıştay raporunun açıklanmasının ardından Erzincan’da herhangi bir adım atılmaması ve çalışmalar yapılmaması bu toplantının amacının ne olduğu sorusunu akla getirdi. Yani anlayacağımız dilden konuşacak olursak çalıştay göz boyamanın ötesine geçememiştir.
Erzincan tulum peyniri, üzümü ve bakırı ile Türkiye’nin en önde gelen şehri ancak bunu bilen kaç kişi var? Erzincan neden tanıtılamıyor? Bunun sorumlusu kim? Sorumlusu yok, neden? Çünkü Erzincan’ı dert edinen kimse yok. Erzincan’ın açlık sorunu var, işsizlik sorunu var, su sorunu var, mera sorunu var….
Erzincan her ne kadar Tarım ve Hayvancılık şehri olsa da Tarım’dan ziyade Hayvancılık şehridir. Çünkü Erzincan’ın tarım üretimi ancak il sınırındaki ihtiyacı karşılayacak düzeydedir. Tarımı destekleyici çalışmaların olmaması, Erzincan tarımının gelişmesini engellemiştir. Erzincan tarım şehri iken, binlerce insan tarım ile uğraşmak isterken tarım alanında çalışmalar yapılmaması OSB’de farklı, gülünç maceraların peşine düşülmesi ve 20 kişi istihdam etmeye çalışılırken tarımla ilgilenmek isteyen binlerce kişinin yok sayılması komik bir durum.
Hayvancılık ise, gerek kırmızı et üretimi gerekse Tulum Peyniri üretimi ile dışarıya satış sağlayan ve şehrimize gelir getiren en büyük ürünlerdir. Bu bağlamda Tulum Peyniri şehrimizin bacasız fabrikasıdır. Erzincan’da Koyun ve Keçi Yetiştiriciler Birliğine kayıtlı 2 Bin 50 üretici, Erzincan Damzılık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne bağlı 2 Bin 800 üretici bulunmaktadır. Bu 4 Bin 850 aile demek. Bununla birlikte yaklaşık 480 Bin kayıtlı küçükbaş, 37 Bin büyükbaş hayvan bulunmaktadır. Genel olarak değerlendiğimizde koyun, keçi ve sığır üreticilerinin, kırmızı et satışı, tulum peyniri satışı, süt satışı ve hayvanların ihtiyacını karşılamak için yem, arpa, saman ve ilaç temini gibi ana unsurları ele aldığımızda şehrimize yıllık yaklaşık olarak 2 Milyar TL katkı sağlamaktadır.
Bu rakam Erzincan ölçeğinde bir şehir için gerçekten çok büyük bir rakam olup üzerinde çalışılması gereken bir husus. Bir örnek ile açıklayacak olursak; Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren ve şehrin en büyük sanayi kuruluşu olan Aşkale Çimento fabrikasının Erzincan için yıllık cirosunun 10 kat büyüklüğünde. Yani koyun ve keçi birliği aslında 7 adet Aşkale Çimento fabrikası demek. Yine koyun keçi birliği üreticileri tarafından üretilen Erzincan tulum peyniri şehrimizin en büyük marka değeridir. Bütün Türkiye’de ve hatta Dünyada Erzincan dendiğinde ilk akla gelen unsur Erzincan Tulum Peyniridir. Erzincan Ticaret Odası tarafından Coğrafi İşaret Belgesi alınan Erzincan Tulum Peyniri maalesef bugün hak ettiği maddi değeri bulamamaktadır.
Bir örnek ile açıklayacak olursak 1996 yılında Erzincan Tulum Peyniri ile Kayseri Pastırması aynı fiyata satılmakta iken günümüzde Pastırmanın kilosu 100-120 TL arasında fiyatlara satılmaktadır. Erzincan Tulum Peyniri ise 40 TL civarında bir fiyata satılmaktadır. Bu durum gerçekten üzerinde durulması gereken ve herkesin düşünmesi gereken bir durumdur. Bu değerin hak ettiği yerde olmamasının üreticisinden, tüccarına, sivil toplum kuruluşlarından kamu kuruluşlarına kadar bütün kurumların ve Erzincan’da yaşayan herkesin etkisi bulunuyor. Bununla birlikte Erzincan Tulum Peynirinin şehrimizin ekonomisine yaklaşık 250 Milyon TL katkısı bulunuyor. Diğer yörelerden üretilip Erzincan üzerinden satılan peynirler bu rakama dahil değil. Onları da ekleyecek olursak bu sayı 750 Milyon TL’yi buluyor.
Şehrimizin ekonomisin can damarı olan bu ürünümüzün hem ekonomiye katkısını arttırmak hem de marka değerini korumanın Erzincan sınırları içerisinde yaşayan her ferdin görevi olmalı. Onun içindir ki şehrimizin en büyük marka değeri olan Erzincan tulum peynirinin marka değerinin korunması ve hak ettiği yere ulaşması için üreticisi, tüccarı, sivil toplum kuruluşu, kamu kuruluşu ile herkesin bir araya gelmesi ve bir takım önlemler alması ile sağlanabilir. Bu anlamda Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün denetlemelerini gözden geçirmesi, karar ve yetkilerini kullanmaya davet edilmesi gerekiyor.
Alınacak önlemler şu başlıklarda toplanabilir;
1- Markalaşma Sürecinin Desteklenmesi ve Yaygınlaştırılması,
2- Erzincan Tulum Peyniri Coğrafi İşaret Tescilinde İyileştirme Yapılması,
3- Erzincan Tulum Peyniri Standartlarının Oluşturulması,
4- Sıkı Bir Analiz ve Denetim Mekanizmasının Hayata Geçirilmesi.
5-Erzincan Tulum Peyniri adı altında satılan diğer peynirlerin satışının durdurulması
NOT: ERZİNCAN’DA ÜRETİLEN TULUM PEYNİRİ 6 BİN TON. ERZİNCAN ÜZERİNDEN, ERZİNCAN TULUM PEYNİRİ DİYE SATILAN PEYNİR MİKTARI 35 BİN TON.
Kısaca diyoruz ki; kısa vadeli farklı maceraları bırakın ve Tulum Peyniri’ni, Cimin Üzümü’nü, Erzincan Bakırı’nı, Erzincan Fasulyesi’ni, Yamaç Paraşütü’nü, Fırat’ta Raftingi, Erzincan tandır ketesi’ni Ergan Dağı’nı, Erzincan Domatesi’ni değerlendirin, tanıtın, yatırım yaptırın ki biz (ERZİNCAN) kazanalım… Sizler belki yarın olmayacaksınız ama bizler hep buradayız ve güzel bir gelecek istiyoruz….
Biz iyi biliyoruz ki değerimiz Sayın Binali Yıldırım olmayınca yalnız kalacağız. O meşhur olan ve Erzincan’da olmayıp, Erzincan’a fayda sağlamayan, Binali Yıldırım var olduğu için kendi çıkarları uğruna başka şehirlerde STK’lar kurup yönetenler gidecekler çıkarları biteceği için ve bizbize kalacağız.