Hayatta basamaklardan ibaret değimli? Ana rahmi, çocukluk, ergenlik, olgunluk, ihtiyarlık, ölüm, kabir, haşir, mizan ve son mekan hepsi birer basamak. Biz dursak ta hep yürür basamaklar tıpkı yürüyen merdiven gibi. Zamanın kollarına bırakılmış bu merdivende; elimizde, gönlümüzde ne taşıdığımız, yönümüz ve nereye gitmek istediğimiz önemli. Günlerde bir basamak her sabah hayat merdivenin sabah kalkar kalkmaz önümüze dayadığı, ben binmem diyen var mı? yok. Seninle o gün basamağına binen ,niyetin,duruşun, insanlık projen, taşıdığın değer önemli. Ona göre bindiğin basamak ya seni yükseklere,yüceliklere çıkaran bir vesile, ya da aşaığlara ve aşağılıklara taşıyan bir binek onu belirlemek senin elinde yani çıkışı ve inişi. Hareketini durduramazsın ama rengini ve yönünü belirleyebilirsin niyetin ve duruşunla.
Basamaklar önümüze sunulan birer fırsat. Her birine bir kere basma şansımız var, çıkarken de inerken de… 2013 ağustosunun cuması ömrümüzde tek, bir daha yok. O basamakta durup, nefes alıp, dinlenip, kendimize gelip, yönümüzü tespit edip, gücümüzü toplayıp, Bismillah deyip ya insanlığımızda yukarılara çıkmaya çalışacağız, ya da gaflete dalıp, kendimizden geçip, ayağımız kayıp aşağılara yuvarlanacağız. Oysa her şey ileri yürümek için ayarlanmış, gözler ileriyi görmek için, Akıl ileriye plan yapmak için, adımlar ileri atılmak için, hava, su, gıda her şey onun için, insanlıkta, Allah a kullukta ileri yürümek için. Ama sağlam duruşu olanlar, yolda düşse de kalkanlar, insanlıkta davası olanlar için. Her şey yolda yürümek için ayarlanmış, Göze görmesi gereken, kulağa yeterli olanı işitme, akla iyiyi kötüyü anlayacak, inişi çıkışı belirleyecek istidat verilmiş. Derinin altındaki, can almak için gelen Azrail, görevli melekler, bizden başka yeryüzünde yaşayan taifeler, cehennem gösterilseydi, çekilen acılar unutturulmasaydı, yürüye bilir miydik irademizle imtihanın sırrı kalır mıydı, cennet gibi bir mükafat olur muydu iradesini müspet kullananlara…………..
Ne kadar da güzel ayarlanmış; duymamız gereken, görmemiz gereken her taraf nimet, her şey bedelsiz ve ikram, al, tat, istifade et, yaşa, yaşat. Ama şükret, nereden kimden geldiğini bil. Gören göze açıp kapamak yeter ,görmeyene bin ömürde olsa yetmez. Evet çıkarız merdivenleri yada çıktığımızı zannederiz, yönümüz terstir hep ineriz. Çıkmak için, çıkanlarla olmak için, gözün,kulağın, aklın hakkını verip yönümüzü belirlemek gerek . İnsana insanlığının hakkını verene yakışan çıkmaktır yoksa düşmeğe marifet gerekmez.
Basamakları nimet bilip emniyetle, güvenle, sabırla, itinayla çıkanlardan olmak dileğiyle……………