Türkiye'nin seçim dönemine girmesiyle birlikte hemen hemen her gün yeni bir anket yayınlanıyor ve bu seçim anketleri son yıllarda büyük ilgi görüyor. Hele ki seçimin yaklaşması ile deyim yerindeyse millet olarak anketlerle yatıp anketlerle kalkıyoruz. Haber programları, köşe yazıları, tartışma programları seçim anketleri ile dolu. Yanısıra çizgi grafikleri ya da yuvarlak diyagramlar… Sonra bunların “halka uygun” açıklamaları ve yorumları. Sonuçlar farklı olunca bu sefer anket şirketlerinin güvenilirliği üzerine tartışmalar çıkıyor.
Herkes kendi anketine göre kazanıyor!
Adaylar, Partiler ve halk bu anketlere kafayı fena takmış durumda. Özellikle İktidar ve muhalefet sürekli anket sonuçlarını duyurarak halka kazanacakları müjdesini vermekte. Peki hangi anket bize doğruyu söylüyor? Şimdiden anket sonuçlarıyla bu soruya cevap bulmamız mümkün mü?
Anketlerin başarı olasılıkları her seçim değişim gösteriyor. Geride bıraktığımız seçimler için yapılan anketlerde gerçek sonuçlarla hemen hemen aynı oranlarda olanlar güvenirliliği arttırmışken bir başka seçimde sonuçlarla uzak kalan oranlar güveni sıfıra çekmişti. Peki önümüzdeki seçim için sürekli tekrarlanan anketler ne doğrultuda güvenilir olacak ?
14 Mayıs 2023 tarihinde düzenlenecek olan Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi için çeşitli şirketlerin Türkiye'deki oy verme eğilimlerini göstermek için kamuoyu yoklamaları yapmakta ve yapılan anketlerin sonuçları bu maddede listelenmekte. Şunu da unutmamak gerekiyor ki anketler yalnızca yurt içindeki seçmenleri kapsamakta ve yurt dışında oy kullanan gurbetçileri hesaba katmamakta.
Kamuoyu araştırma şirketleri tarafından yayınlanan anketlerin partilere göre oy dağılımı arasında ciddi farklar da çıkmakta. Bu doğrultuda seçim öncesi anket sonuçlarına ilişkin kamuoyunda yaşanan tartışmalar büyüdükçe büyüyor.
Uzmanlar ise Türkiye gibi kutuplaşmış ülkelerde Batı’daki anket tekniklerinin yetersiz kalabildiğini açıklıyor.
Seçim anketleri nasıl yapılıyor?
Türkiye'de seçim anketleri genellikle katılımcıların cep telefonlarına veya evlerine gidilerek yapılmakta. Anketörler, önceden belirlenmiş bir anket formunu kullanmakta. Formlar genellikle seçmenin siyasi tercihlerini, ekonomik durumlarını ve sosyal konularını içeriyor.
Anketlerin doğruluğu her zaman garanti edilmemekte ve seçim sonuçları ile karşılaştırıldıklarında farklılıklar gösterebilmekte. Bu nedenle, kararsız oyun dağılımının anketler ile tahmin edilen oy dağılımı arasında farklılıklar olabileceği unutulmamalı.
Anketler, genellikle birkaç hafta öncesinden başlayıp seçim gününe kadar devam etmekte. Anketlerin sonuçları genellikle yüzde olarak ifade edilip hangi partinin ne kadar oy alacağı bu doğrultuda tahmin edilmeye çalışılmakta.
Ülkemizde anket yapmak için birçok şirket ve araştırma kuruluşları bulunuyor. Ancak, her şirketin ve kuruluşun metodolojisi ve yöntemi farklı. Bu nedenle anket sonuçları arasında ciddi farklılıklar olabiliyor.
Cep telefonları veya evlere gidilerek yapılan anketler dışında internet üzerinden yapılan anketler de yaygın bir durumda. Bu tür anketler, genellikle önceden belirlenmiş bir seçmen kitlesine ulaşmak için kullanılıyor ve sonuçları yüzde olarak ifade ediliyor.
Tabi ki bu anketlerdeki seçim gününde değişebilecek olan kararsız oyların da sonucu ne ölçüde etkileyeceğini hesaba katmak gerekmekte.
Peki bu kararsız oylar ankete nasıl yansıyor?
Kararsız olan bu kişiler için hangi partiye oy vereceklerine dair bir tahmin yapılır. Bu tahmin, genellikle geçmiş seçimlerde oy kullanma eğilimleri veya sosyo-ekonomik faktörler gibi kriterlere dayanır. Ama unutulmamalı ki ne olursa olsun bu sonuç yine de tahminin ötesine gidememekte.
Bir diğer yöntemde ise kararsız oyun sahipleri, anket sonuçlarında belirtilen "belirsiz” kategorisinde sayılır. Bu kategori, genellikle anket sonuçlarının yüzde olarak ifade edilen grafiklerinde görülür ve kararsız oyun sahiplerinin hangi partiye oy vereceklerine dair bir tahmin yapılmaz. Bu, kararsız oyun sahiplerinin seçim gününe kadar karar verecekleri anlamına gelir.
Tüm bu anket şirketleri içerisinde Maalesef kötü kokan bozuk bir meyveye benzetebileceğimiz yapılar da mevcut. Kendilerini araştırma şirketi olarak tanıtıp bu alanı manipülasyon ve algı yapmak için kullananlar her daim olmaya devam edecek görünüyor. Türkiye olarak nihayetinde yükselişleri de düşüşleri de takip edebiliyoruz. Ancak bu durum her ankette aynı yere işaret ediyorsa orada problem olabilir mi? Bu sorunun cevabını da siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz.
Merve KİRAZ