Biliyorsunuz her yıl ortalama 45 gün Adalet tatile girer.
45 gün boyunca zorunlu işler haricinde bütün mahkeme işleri durur. Şöyle söyleyeyim hakim Eğer adli tatilci değilse ve adli tatil içerisinde dosyanın bütün delileri toplanmışsa hakim karar veremiyor maalesef..
Peki şöyle bir mantıkla baktığımızda adaletin iş yükünün azami derecede olduğu mahkemelerin tıkandığı bir dönemde 45 günlük bir tatil israf değil midir?
Konuya girmeden önce bir hikaye anlatmak istiyorum.
Askeri kışlanin birinde bir banka sürekli nöbet yazılırmış her gün oraya bankın başına askerler gider ve akşama kadar nöbet tutarmış.
Bir gün o kışlaya genç bir teğmen tayin olmuş teğmenin garibine gitmiş burada ne varmış ki acaba burada nöbet tutuluyor.(acaba bu bankın kutsal bir manası mı var diye düşünmüş)
Kışlanın bütün tarihini araştırmış 25 sene önce bank boyandığı gün oraya bir nöbetçi koymuşlar başka askerler oturup da kıyafetleri boyu olmasın diye hiç kimse de sorgulamadan o nöbeti devam ettirmiş ve 25 yıllık bir adet haline gelmiş.
Şimdi adli tatilin çıkış sebebine bakalım cumhuriyetin ilk yıllarında insanlar tarlada çalıştığı için ve Ekinlerin hasat zamanı olduğu için mahkemeye gelmeleri ulaşım vasıtalarının güçlüğü de dikkate alındığında insanların duruşmalara gelmesi zor olduğu için o dönemi tatil yapmışlar.
Sonradan da bu durum avukatların kolayına gelmiş ve uzun tatil yapma fırsatları yakalamışlar.
Zamanla hakimlerin de toplu izin kullanımına dönüşerek bir adli tatil kültürü oluşmuş.
Ancak günümüzde artık buna ihtiyaç kalmamıştır Türk toplumu tarım toplumu olmaktan çıkmış ulaşım vasıtaları son derece hızlanmış ve artık insanlar için tarlaya bağımlı olmaktan kurtulmuşlardır.
Peki bugün için adli tatilin mahiyeti nedir.
Şöyle söyleyelim adli tatil tepeden tırnağa israftı. Çünkü Eğer o mahkemenin hakimi adli tatilci ise o kalem personeli yaklaşık 5-6 kisilkky personel tamamen atıl durumda beklemektedir. Bir memurun devlete maliyetini düşünürseniz bir kalemdeki 6 personelin devlete 45 günlük maliyetini bir hesap edin.. Bunu bütün Türkiye'ye vurduğunuzda israfın boyutunu anlayabilirsiniz..
Oysa ki adli tatil olmadığı müddetçe duruşmalar daha hızlanacak davaların gecikmesi önlenecek davaların zamanaşımına uğramasının önüne geçilebilecektir.
Belki birçok davanın zaman aşımına uğraması adli tatil sebebiyle olmaktadır.
Mahkemeyi bilenler bilir 45 günün iş birikimini bir yılda eritmek gerçekten zor olmaktadır..
Ancak bunun için adli tatilinin müstakil olarak kaldırılması yeterli değildir. Bu konu "Adalet ve toplum" kitabımda ayrıntıli olarak yazılmıştır ilgilenenler detaylara bakabilirler.
Sadece şunu söylemek istiyorum adli tatil ancak hakim yardımcılığı müessesesi ile kaldırılabilir.
Yani adli tatil kaldırılmalı ve hakim izne gittiğinde hakim yardımcısı dosyaya devam etmelidir.
Avukatlardan şöyle bir itiraz yükselebilir.
Biz tatilimizi ne zaman yapacağız avukatlar da başka avukatları yetkilendirebilir mazeret verebilir vs. bunun birçok formülü vardır.
Bu nedenle adli tatil kanaatimce bir israftır ve Türk Adalet sistemini tıkayan bir faktör unsur olmaya başlamıştır.
Son olarak şunu söyleyeyim adli tatili kaldırilmadan ve hakim yardımcılığı müessesesi sisteme sokulmadan yargıyı hızlandırmak mümkün değildir..