Kadın erkek eşitliği, Türkiye’de hala tartışma konusu. Bazı kesimler, kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olması gerektiğini savunurken, diğer kesimler ise kadınların erkeklerden farklı bir rolü olduğunu düşünüyor.

Uzmanlara göre Türkiye’de kadın erkek eşitliği konusunda önemli ilerlemeler kaydedildi. Ancak, hala birçok alanda eşitsizlikler devam etmekte. Peki, ülkemizde kadın-erkek eşitliği olduğunu düşünülüyor mu? Kadınların iş gücüne katılma oranı hakkında ne düşünülüyor?

Tüm bu soruların cevaplarını öğrenmek için uzmanlar, 10-19 Nisan 2023 tarihleri arasında, Türkiye genelinde 15 yaş ve üstü, bin 501 kişinin katılımı ile bir kamuoyu araştırması yaptı ve sonuçları şu şekilde sıraladı;

Türkiye’de kadın-erkek eşitliği olduğunu düşünülüyor mu?

Katılımcıların yanıtlarına göre kadın-erkek eşitliği konusunda Türkiye’de hala büyük bir sorun olduğu ortaya çıkıyor. Yüzde 67 oranında katılımcılar kadın-erkek eşitliğinin henüz sağlanmadığını düşünürken, yüzde 33’ü ise tam tersi görüş belirtiyor.

Bu soruya verilen cevapları detaylı analiz edildiğinde ise, kadınların ve erkeklerin bu konudaki fikirlerinin ne kadar farklı olduğu ortaya çıkıyor. Kadınların yüzde 81’i ülkede eşitlik olmadığını düşünürken, erkeklerde ise bu oran yüzde 55’e kadar geriliyor.

Eşitlik olmadığını düşünen katılımcılardan, bu düşünceleriyle ilgili detay istenildiğinde ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor.

Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 2.1 büyüdü Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 2.1 büyüdü

Katılımcıların yüzde 28’i erkeklerin her zaman ayrıcalıklı olduğunu düşünürken, yüzde 8’i ise kadınların her zaman ayrıcalıklı olduğunu düşünüyor.

Kadınların iş gücüne katılma oranı                                          

Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı son yıllarda artış gösterse de hala dünya ortalamasının oldukça gerisinde. Ankete katılanların yarısından daha fazlası kadının çalışması gerektiğini düşünürken, yüzde 26’sı ise tüm kadınların çalışması gerektiğini savunuyor.

Daha çok kadının iş hayatına katılması gerektiğini ifade edenler arasında kadınlar daha ağır basarken, daha az kadının iş hayatına katılması gerektiğini ifade edenler arasında erkekler daha ağır basıyor.

Kadınların iş hayatında yaşadıkları sorunlar

İş hayatının herkes için birçok zorluğu var. Fakat bazı sorunlarla daha çok kadınlar karşılaşıyor.

Katılımcıların yüzde 37’sine göre kadınların iş hayatında yaşadığı en büyük zorluk, işyerindeki temponun yanı sıra ev işlerinin de sorumluluğunu üstlenmesi. Yüzde 16’sı ise çocuklu kadınlara çocuğuyla ilgileneceği için ön yargılı yaklaşılmasının 2’nci en önemli sorun olduğunu belirtti. 3’ncü sırada gelen sorun ise yüzde 15’lik oranıyla kadınların iş hayatında fiziksel tacize maruz kalmaları oldu.

Kadınların iş hayatında karşılaştığı tüm sorunları, katılımcılardan işaretlemesi istenildiğinde sonuçlar şu şekilde;

Ev işleri paylaşılıyor mu?

Geleneksel olarak ev işleri kadına ait olarak görülür. Fakat yakın tarihte kadınların eğitim olanaklarının artması ve iş hayatında daha çok yer almaları, ev işlerinin geleneksel sorumluluğunu nasıl değiştirdi?

Katılımcıların yüzde 69’u ev işlerinde sorumluluğun paylaşılması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 29’u ise sorumluluğun kadına ait olduğunu belirtirken, erkeklerin sorumlu olduğunu belirtenlerin oranı sadece yüzde 2.

Eve parayı kim getirmeli?

Ev işleri sorumluluğu konusunda, bilinçaltına yerleşen bir genellemenin, toplum genelinde yavaş yavaş değiştiği görüldü. Ülkemizdeki geleneksel aile yapısı, babayı para kazanan, anneyi de ev işleriyle ilgilenen kişiler olarak ön plana çıkarıyor. Peki, para kazanma sorumluluğunun kime ait olduğuna dair bir değişim var mı?

Katılımcıların yüzde 54’ü para kazanmanın ortak sorumluluk olması gerektiğini belirtirken, yüzde 46’sı ise bu sorumluluğun erkeğe ait olduğunu ifade ediyor.

Çocukların bakımı kime ait olmalı?

Geleneksel olarak, çocuk bakımı annelerin sorumluluğunda görülüyor. Acaba bu tutum günümüzde değişiyor mu?

Katılımcıların yüzde 61’i çocuk bakımının ortak sorumluluk olması gerektiğini belirtirken, yüzde 39’u ise bu sorumluluğun kadına ait olduğunu ifade ediyor.

Bu soruya verilen cevapları detaylı analiz edildiğinde kadınların yüzde 73’ü çocuk bakımının ortak olması gerektiğini düşünürken, erkeklerin ise yarısı ortak olması gerektiğini, diğer yarısı ise sorumluluğun kadına ait olduğunu düşünüyor.

Kadına şiddeti önlemek için neler yapılmalı?

Katılımcıların yüzde 44’ü yasalardaki yaptırımların ağırlaştırılmasının şiddeti önlemede etkili olacağını belirtirken, yüzde 22’si eğitimde şiddetle ilgili konulara daha fazla yer verilmesini, yüzde 15’i ise mevcut yasaların pratikte daha iyi uygulanmasının şiddeti önleyeceğini düşünüyor.

Katılımcıların yüzde 6’sı ise ne yapılırsa yapılsın, kadına şiddetin önlenemeyeceğini düşünüyor.

Sonuç olarak, kadına yönelik şiddeti önlemek için yapılacak çok şey var ve toplumun bu konuda daha bilinçli hale gelmesi gerekiyor. Anket sonuçları, yasaların uygulanması ve yaptırımların ağırlaştırılması gibi hukuki yolların önemli olduğunu gösterirken, eğitim ve sosyal desteklerin de kadına şiddeti önlemede etkili olabileceğini gösteriyor.

Eşlerin boşanma durumunda sorumluluklar nasıl olmalı?

Boşanma, ailelerin karşılaşabileceği zorlu bir süreç. Bu süreçte en çok etkilenenler ise çocuklar. Katılımcıların yüzde 84’ü boşanma durumunda çocukların iki tarafta da kalmasını fakat ağırlığın annede kalması gerektiğini belirtirken, yüzde 9’u ise her zaman anne de kalması gerektiğini belirtti.

Boşanma durumunda mal paylaşımı konusunda ise, katılımcıların yüzde 38’i tüm mal varlığının eşit paylaşılması gerektiğini düşünüyor. yüzde 23’ü evlilikten sonra kazanılan malların eşit paylaşılması gerektiğini belirtirken, yüzde 21’i ise evlilik süresinde alınan mallar, kişilerin evlilik öncesi kişisel gelirlerine orantılı olarak paylaştırılmalı düşüncesinde.

Zorunlu hizmet olmalı mı?

Zorunlu hizmet, bir ülkenin vatandaşlarına yönelik uygulanan zorunlu kuralları kapsar. Türkiye’de erkeklerin askerlik görevi gibi hizmetler zorunlu olarak yapılması gereken hizmetlere örnek verilebilir. Ancak bu konu hakkında farklı görüşler var. Katılımcıların yorumları şu şekilde;

Ankete katılanların yüzde 25’i zorunlu hizmetin hiç kimse için olmaması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 21’i sadece erkekler için zorunlu hizmetin olması gerektiğini düşünürken, yüzde 16’sı hem erkekler hem de kadınlar için zorunlu hizmet olması gerektiğini belirtiyor.

Ankete katılanların yüzde 24’ü zorunlu hizmetin ordu, sağlık, turizm vb. alanlarda seçenekleri olması gerektiğini düşünürken, yüzde 19’u zorunlu hizmetin paralı olmaması gerektiğini belirtiyor.

Editör: Sena ERDOĞAN