Türk dilinde, tabiatla olan ilişkimizi yansıtan pek çok deyim bulunmakta. Bu deyimler, insanın doğa karşısındaki tutumunu, takındığı davranışları ve çevresindeki değişimlere gösterdiği tepkileri ortaya koyar.
Bazı ifadeler var ki hem anlaması zor hem de yüzleri gülümsetiyor... İşte Erzincan'ın zaman ifadesiyle ilişkilendirilen deyimleri...
Tabiatın İzleri Deyimlerde Can Buluyor
İşte doğanın dilinden gelen bazı anlamlı deyimler:
- Ahşamın darı: Akşamın yaklaşmakta olduğunu anlatan bir ifade olarak, akşam saatlerinin gidişatını gösterir. Aynı zamanda doğanın geçiş dönemlerine işaret eder.
- Ferdası gün: Günün farklı zaman dilimlerine işaret eden bu deyim, güneşin yükselmesiyle gündüzün başlaması arasındaki dönemi anlatır.
- Karanlığa kalmak: Geceye geçişin, günün sonuna yaklaşmanın simgesidir ve kişilerin o günün bitiminde yapılacak işlerini zamanında tamamlayamamaları anlamına gelir.
- Gış uzun, gıyamet uzun: Kış mevsiminin uzunluğunun, bazen yaşamın zorluklarını da uzattığını ifade eder. Mevsimsel zorlukların hayatı nasıl etkilediğini anlatan bir deyimdir.
- Kocakarı soğuğu: Beklenmedik, sert soğukların adıdır ve genellikle ilkbahar ya da sonbahar dönemlerinde görülen ani soğumaları anlatır.
- Gocagarı fırtınası: Sert ve beklenmedik rüzgarları tanımlar. Doğadaki ani değişimlerin, insan ruhu üzerindeki etkilerini vurgular.
- Gün ağarmak (gün ağarma): Yeni bir başlangıcın, umutlu bir geleceğin simgesidir. Sabahın ilk ışıklarının doğuşunu ifade eder.
- Gün battı: Güneşin batışı, günün sonlandığını ve dinlenme zamanının geldiğini anlatan bir deyimdir. Aynı zamanda bir dönemin sonlanışını temsil eder.
- Hollik yattı: Günün kararmasına yakın bir zamanı ifade eden bu deyim, günün sona erdiği, geceye geçişin başladığı anı anlatır.
- Gün tikilmesi: Günün ilerlemesi ve akşamın yaklaştığı anı ifade eder. Tabiatın geçiş sürecindeki ritmi anlatan bir deyimdir.
- Hava kararmak: Akşamın başladığını ve gecenin kararmaya başladığını anlatan bu deyim, günün sonlanışını simgeler.
Editör: Yasemin Dülgeroglu