Her yıl, Perşembeyi Cumaya bağlayan gece Regaib Gecesi olarak kabul edilir. İslam kültüründe bu gece, faziletli bir zaman dilimi olarak kabul edilir. Allah, müminlere ihsanlar ve ikramlar sunar; bu gece yapılan dualar ise geri çevrilmez. İbadetlerin kabul edilmesi, sayısız sevabın kazanılması ve günahların affedilmesi, Regaib Gecesi'nin en büyük müjdelerindendir.

Regaib Gecesi’nin Önemi 

Regaib Gecesi, Receb ayının ilk Cuma gecesidir ve Peygamber Efendimizin doğumuyla ilgili yanlış anlayışlardan arındırılmıştır. Bu geceye özel bir namaz bulunmamakla birlikte, kazası olanların kazalarını kılması, diğer müminlerin nafile namazlar kılması, Kur’an-ı Kerim okuması, tesbih çekmesi ve tevbe istiğfar etmesi teşvik edilir.

Bu Gece Yapılması Gereken İbadetler

Bu geceyi ihya etmek için Perşembe günü oruç tutmak ve Cuma gecesini ibadetle geçirmek de büyük sevap kazandıran eylemlerdendir. Ancak, yalnızca Cuma günü oruç tutmak mekruh sayılmakta ve bu orucun Perşembe veya Cumartesi günleriyle birlikte tutulması daha müstehaptır.

1. Gündüzünde Oruç Tutmak

Recep ayının ilk cuma gecesine denk gelen Regaip kandilinin öncesinde yani Perşembe günü Allah dostları oruç tutulmasını tavsiye etmişlerdir. Bu oruç perşembe ve cuma olmak üzere 2 gün tutlacağı gibi sadece Cuma günü tutulmasını uygun görenler de vardır.

Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.) "Dualar ve Zikirler" kitabında: "Leyle-i Regâip’ten evvelki perşembe günü oruç tutulup akşam birkaç lokma iftar edip akşam namazını edadan sonra iki rek’atta bir selâm vermek üzere oniki rek’at nafile namaz kılınacaktır." buyurmuşlardır.

2. Kaza Namazı ve Nafile Namaz Kılmak

En mühim hususlardan biri, namazdır. Hak dostları bu gecede namaz kılmanın ehemmiyetine dikkat çekmişler ve namaz borcu olanların kaza namazı kılmalarını tavsiye etmişlerdir.

3. Kur'an-ı Kerim Okumak

Allah dostları Regaip gecesinde çokça Kur'ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.

İbni Mesut radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18)

4. Tevbe İstiğfar Etmek

Allah Teâla şirke düşmeyenlerin büyük günahlarını affedeceğini bu gecede müjdelemiştir. (bk. Müslim, Îman, 279)

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: Efendimiz: “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim...” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.

Müslim’de rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:

“Resûlullâh’a -sallâllâhu aleyhi ve sellem- (Mîrâç’ta) üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara sûresinin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi...” (Müslim, Îman, 279)

5. Dua Etmek

Bu mübârek geceler, rabbimize duâ ve niyazda bulunma zamanlarıdır.

Ayet-i kerîmede buyrulur:

“(Ey Rasûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?..” (el-Furkân, 77)

Yine rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.

Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Resûlü’ne salevât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:

“–Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)

6. Salavat Getirmek

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının gideririleceği bildirilmiştir.

Ayet-i kerîmede buyrulur:

“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)

7. Sadaka Vermek

Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâh’a nâil eyleyeceği unutulmamalıdır. Bu müstesnâ geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir.

Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:

“Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (el-Bakara, 195)

Vali, otobüs kazasında yaralananları hastanede ziyaret etti Vali, otobüs kazasında yaralananları hastanede ziyaret etti

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için; “Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” buyururdu. (Buhârî, Edeb, 34)

8. Hamd Etmek ve Şükür Halinde Bulunmak

Bu mübârek gecelerde Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.

Âyet-i kerîmede “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et!...” (Furkân sûresi, 58) buyrulmaktadır.

Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Meşrû işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvud, Edeb, 18)

“Şükür, îmânın yarısıdır...” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107)

“Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine hamd ü senâ, insanı nîmetin zevâlinden emîn kılar.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3836)

“Allah’a hamdetmek şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen bir kul O’na şükür etmemiştir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3835)

9. Allah’ı Çokça Zikretmek

Mübârek gecelerde Rabbimizi zikretmeye daha çok önem verilmelidir.

Âyet-i kerîmede buyrulur: “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” (el- A’râf, 205)

“Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” (el-Müzzemmil, 8)

“…Allâh’ı zikretmek, elbette en büyük (ibâdet)’tir…” (el-Ankebût, 45)

Allâh Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur:

“Allâh’ı sevmenin alâmeti, Allâh Teâlâ’yı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 52)

“Yeryüzünde Allâh Allâh diyen biri var oldukça, kıyâmet kopmayacaktır.” (Müslim, Îmân, 234/148)

Receb Ayının Fazileti

Receb ayında oruç tutmak, özellikle ilk Cuma gecesini ihya etmek, büyük sevaplar kazandırır. Bu ayda oruç tutanlara, Allah’ın rahmeti ve mağfireti geniştir. Hadislerde belirtilenlere göre, Receb ayında bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevap kazanır. Ayrıca, oruç tutanlar için Cehennem kapıları kapanır ve Cennet kapıları açılır. Bu özel ayda yapılan duaların kabul edilme ihtimali çok yüksektir.

Dualar Neden Kabul Olmaz?

Ancak, bazı insanların dualarının kabul olmayacağına dair uyarılar da bulunmaktadır. Faizcilik, ana babasına eziyet etmek, beş vakit namaz kılmamak gibi günahlar işleyenlerin duaları bu mübarek zamanlarda bile kabul edilmeyebilir. Bu nedenle, duaların kabulü için hatalardan dönmek ve doğru yolda olmak gerekmektedir.

Regaib Gecesi’nin Hikmeti

Hazret-i Hüseyin’in anlattığı bir hikaye, Regaib Gecesi’nde dua etmenin gücünü gözler önüne seriyor. Kâbe’de dua eden bir adam, babasının bedduası nedeniyle felç olmuştu. Ancak, dua ederek ve hatalarından dönerek Allah’ın rahmetini kazandı. Bu hikaye, Regaib Gecesi’nde duaların ne kadar değerli olduğunu ve tövbenin gücünü anlatmaktadır.

Editör: Merve Kiraz