Ülkemizde işsizlik sorunları bitmiyor hiçbir zamanda bitmez ki. Öyle ise aralanan veya kapanan kapıları yeniden açınız. O zaman insanlar yeniden mutlu olacak, bereket olacak işsiz huzur bir ferdi de kalmayacak.
Yüzbinlerce görev bekleyen öğretmen, mühendis, teknisyen var ve her yıl gün geçtikçe sayıları artan işsiz yüksek okul mezunu hatta yüksek lisans almış diplomalı işsizler var. Ne kadar elersen ele, hangisine yetiştireceksin. Kapanan kapıları yeniden açmalıyız, imkânlar sağlayıp özendirmeliyiz. Siz hiç doğunun ve güneydoğunun uzak köylerine gittiniz mi? Yüzbinlerce boş arazi, köy ve terk edilmiş evler. Öyle ki, bazı köylerde bir muhtar ile bir de cami hocasından başka kimse yoktur. Nereye gitti bu insanlar, ne öğretmen ne de bir öğrenci var.
İnsanları topraktan köyden, bağdan, bahçeden kopardınız, köylerin kapılarını kapattınız. Artık insanlar devlet ve şirket kapısından başka kapı tanımıyor. Şehirlerin cazibesi de artık ışık tutmuyor, mutlu etmiyor. Ne oldu da yüzyıllarca yurtlarına sığan ve fakirlik çekmeyen insanlar, son 50 yıl içerisinde şehirlere koştular, mesleklerini, köylerini terk ettiler, iş bulamaz oldular. İnsanları şehirlere sürüklediniz köyleri boş bıraktınız, İnsanları apartmanlarda üst üste yığdınız. Şehirlerde yüzlerce bahçeli evler yıkılıyor, yerine apartmanlar yükseliyor. Bilhassa büyük yerleşim yerlerinde mutlu gözüken insanlar dahi bir telaş, bir koşuşturma içindeler, nefes alamıyorlar, yoğunluktan boğuluyorlar. Sonra aile fertleriyle baş edemeyen aile reisleri, aile kavgaları ve karışıklıklarla baş edemeyen hükümetler ortaya çıkıyor.
Evvelce insanların % 80 i köylerde %20 si şehirlerde yaşıyordu ve her kesim de mesrurdu. Ne yazık ki, bütün hizmetlerde şehirlere gitti, özendirildi, akınlar başladı. Öyle bir hal aldık ki, okumaktan, devlet kapısından başka kapı bırakmadılar, kredi kartlarına bankalara muhtaç ettiler. Büyük küçük, zengin fakir özentilerle öz benliklerini kaybettiler. Evvelce insanlar bu kadar çok sokaklarda dolaşmıyordu, bu kadar çok çay ocakları ve kafeler yoktu. Oğlunuz kızınız hani yüksekokul bitirip büyük adam olacaktı, hani ne oldu birçoğu sokakların ve arkadaşlarının kurbanı oldular. Onca gayret ve emeğe karşı iş bulamaz oldular, asgari ücrete boyun büktüler hatta onu bulamayanlarda var.
Köylerimizin kapılarını yeniden açınız. Güzelim köy evlerini bağlarını bahçelerini, yeniden sahiplenme ve güzelleştirme adına; işyerlerini, fabrikaları hatta resmi iş yerlerini oralara götürünüz. Köylerde tarım okulları ve iş sahaları açınız. İnsanlar yeniden toprağa kavuşsunlar, çocuklarıyla mutlu olsunlar, şehrin dar ve boğucu alanlarından kurtulsunlar. Hayvancılıkla, tarımla ülkelerini ayakta tutanlar var, hatta başka ülkelere de yeten ve ihraç eden ülkeler var. Köylerimizin kapılarını kapattık artık şehirler de yüzümüze bakmıyor. Devletin imkânları da artık bu yükü çekemiyor. Sanki o topraklar bizden intikam alıyorlar. Çareler varken çaresizlik içerisinde kıvranmayalım.