Yazı dilinde ay ile ilişkilendirilerek ayçiçeği olarak adlandırılan, derleme sözlüğünde “günebakan çiçeği, aydın çiçeği, çiğdem, devranber, devriamber, günâşık, güneâşık, günçiçeği, gündöndü, güntabak, günetapan, simişka, şakkalgan, şemşamer, vardıyan, aydede” (1) gibi pek çok kelimeye karşılık gelen, yazın sıcaklığını, güneşi, güzelliği ve çocukluğumuzu hatırlatan, bulunduğu ortama neşe ve sıcaklık katan, insanın içine umut serpen, yollarda boylu boyunca uzanıp yüzünü güneşe dönen, güneş panellerinde mühendislere esin veren, Vincent Van Gogh’un büyük bir hevesle çalıştığı ve en sevdiği temalardan biri olan çiçek, Can Yücel’in çiçeği. 

Günebakan, güneşe bakan. 

Bulutların arasından süzülen huzmelere doğru sevinçle dönen…

Ah, zaman yorgunu günebakan, güneşin adımlarını sayan. Gezginlerin yolu bitirdiği yerde o güzelim altın ülkesini arayan. 

Günebakan çiçeği (Helianthus annuus); Asterales takımından, Asteraceae (Papatyagiller) familyasının bir üyesi olan Helianthus cinsinden olup, tek yıllık bir bitkidir.

İnsanlara umut aşılayan ayçiçeği ve mitolojik hikayesi (5)_829x960

Günebakan Çiçeği Hikayesi

Kısa sürede yetişmesi ve kolayca depolanabilmesi ile göçebe hayatına uygun olan günebakan çiçeğinin tarihi çok eskilere dayanır. Arkeolojik verilere göre anavatanı Kuzey Amerika olarak belirlenen günebakan çiçeğini, Amerika’da yaşayan yerlilerin ekmek yapımında kullandıkları; günebakan çiçeğinin kabuğundan kırmızı ve pembe, çiçeklerinden sarı, yapraklarından ise yeşil boya elde ettikleri bilinir. Ayrıca günebakan çiçeğinin tabla ve köklerini de tıbbi amaçlarla kullandıkları söylenir.   

Kaynaklara göre 1500‘lü yıllarda İspanyol gezginleri tarafından Kuzey Amerika’dan toplanan günebakan tohumları, zamanla Avrupa ülkelerine yayılır. Önceleri dekoratif amaçla kullanılan günebakanlar, 1700’lü yıllarda ise Avrupa’da tercih edilen bir yağ bitkisi olur. 1800’lü yıllarda Rusya’ya ulaşan günebakan çiçekleri Rus Ortodoks Kilisesinin, kutsal günlerde yenmesini yasakladığı yağlı yiyeceklerin listesinde yer almaması nedeniyle hemen benimsenir (5).  Ruslar “semeçki” adını verdiği çekirdeği “milli çerez” olarak kabul eder ve Çeboksarı’da “Çekirdek Çitleten Babuşka” heykeli bulunur

Ülkemizde de bir çevre sorunu haline gelen “çekirdek çitleme” 1917 Ekim Devrimi ile Rusya’ya yayılarak Ruslar için bir köy eğlencesi olur. Dönemin tanıkları Petrograd’da insanların mitinglerde kitle halinde çekirdek çitleyip konuşmacıları dinlediklerini anlatırlar. 

İnsanlara umut aşılayan ayçiçeği ve mitolojik hikayesi (4)_1280x853

Ülkemize ise 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Romanya ve Bulgaristan’dan gelen göçmenler tarafından getirilir ve Ege, Trakya-Marmara bölgelerinin en çok yetiştirilen bitkisi olur.

Dünya Dillerinde Güneş Çiçeği Olarak İsimlendirilen Bitki Türkçede Neden Ayçiçeği? 

Helianthus annus (Günebakan Çiçeği)Eski Yunan’da güneş anlamına gelen “helios” ve çiçek anlamına gelen”anthos” sözcüklerinden oluşur. Bitkinin çiçeğinin gündüzleri güneşe yönelmesi nedeniyle diğer dillerde güneş çiçeği anlamında kelimeler kullanılırken Türkçe ’de ayçiçeği olarak adlandırılır.  

Günebakan Çiçeğinin Anlamı

Türk Dil Kurumu sözlüğünde ayçiçeği “Birleşikgillerden, sarı renkli çiçeği çok iri olan, yurdumuzda çok yetiştirilen bir bitki, günçiçeği, günebakan, gündöndü, günâşık (Helianthus annuus); bu bitkinin yağ çıkarılan ve çerez olarak da yenilen tohumu” olarak tanımlanır. 

Türk Dil Kurumu tarafından 1928 senesinde hazırlanmış ilk İmlâ Lügati’nde ayçiçeği kelimesinin bulunmadığı, bu lügatte bulunmayan ayçiçeği kelimesinin lügat kolu çalışmalarıyla 1944 senesinde hazırlanan ilk Türkçe Sözlük’te yer aldığı görülür (1). Sözlükte ayçiçeği kelimesi “ayçiçeği, -ni b.i. Birleşikgillerden, çiçeği çok iri, tabak şeklinde ve sarı renkte olan, tohumundan yağ çıkarılan ve memleketimizde çok yetiştirilen bir bitki. Buna çiçekleri güneşe doğru döndüğü için “günebakan” da denir.” şeklinde açıklanır. Aynı sözlükte ayçiçeği ve günebakan adlandırmalarının yanında günçiçeği de ayçiçeği karşılığı olarak verilir

Halk arasında genellikle günün her vakti güneşi takip eden, ona yüzünü dönen ve güneşe benzeyen özelliklerinden dolayı “günçiçeği“, “gündöndü” gibi isimlerle anılan bitkinin yazı dilinde neden güneşle değil de ay ile ilişkilendirilerek “ayçiçeği” ismi verildiği tam olarak bilinmemekle birlikte ay gibi yuvarlak ve ışığı çağrıştırdığı için bu ismin verildiği söylenir. Ayrıca “aydın, aydın çiçē, aydın çiçeği, aydın gülü, aygın çiçeği, aygün, aygün aşığı, aygün çiçeği” gibi kullanımlardan eksilme sonucu ortaya çıkmış olabileceği ihtimali de mevcuttur (1). 

Hayranlık Uyandırıcı Günebakan Bitkisi Dizilişi  

Günebakan çiçeği, altın oranı takip eden bir spiral oluşturacak şekildedir. Günebakan çiçeğinin merkezinden dışarıya doğru sağdan sola ve soldan sağa doğru taneler sayıldığında çıkan sayılar Fibonacci dizisinin ardışık terimleridir ve bu ardışık terimlerin birbirine oranı altın oranı verir. Günebakan çiçeğinin hayranlık uyandırıcı bu dizilişi güneş enerji santralleri için mühendislere esin kaynağı olur.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT)’nden üç öğrenci güneş enerjisinden faydalanmak için kurulan güneş panelleriyle ilgili bir araştırma yapar. Bu panellerle daha çok enerji elde etmeyi hedefleyen öğrenciler günebakan çiçeğinin hayranlık uyandırıcı dizilişinden yararlanarak benzer bir yapı oluşturmak amacıyla incelemelerini sürdürürler ve panellere güneşi algılayabilecek aynalar yerleştirirler. Güneş enerjisi santrallerinde aynaların hareket edebilecek biçimde, Fibonacci kuralına göre dizilmesi ile güneş ışınlarının merkezde yer alan elektrik üretim kulesine yönlendirilmesi kolaylaşırken, gölge oluşmasını engelleyerek bu panellerden maksimum verim alınmasını sağlanır. 

Tasarlanan paneller geçtiğimiz aylarda Malibu’da bir okulun bahçesine kurulur. Sistemin bir günde yaklaşık 260 kilowatt enerji ürettiği ve okulun enerji ihtiyacının %75-90’lık kısmının güneş enerjisiyle karşılandığı görülür 

İnsanlara umut aşılayan ayçiçeği ve mitolojik hikayesi (2)_1280x825

Günebakan (Ayçiçeği) Neden Güneşi Takip Eder? 

Bitkinin çiçek kısımları gün içinde güneşin konumunu takip ederek doğudan batıya doğru hareket eder. Geceleri ise tersi yönde hareket ederek sabahki konumlarına geri dönerler. Bu günlük hareket, gelişme dönemindeki günebakan tomurcuklarında görülür ve çiçekler gelişimlerini tamamladığında durur. Olgunlaşmış günebakanlar sürekli olarak doğuya doğru yönelir.  

Günebakan çiçeğinin güneşe yönelmesinde, bitkinin güneşe bakmayan yüzünde biriken bitkinin büyüme şekli, miktarı ve yönüyle ilgili düzenlemelerde görev alan oksin hormonunun etkisi vardır. Oksin hormonu bitkinin ışık almayan kısmında daha fazla birikir, bu nedenle bitkinin ışık almayan kısmı daha hızlı büyür ve bitkinin ışık alan kısma doğru eğilmesine neden olur.  

Herkes tarifini isteyecek! Kesme İrmik Tatlısı nasıl yapılır? Herkes tarifini isteyecek! Kesme İrmik Tatlısı nasıl yapılır?

Günebakan (Ayçiçeği) Aktif Hareket Eder Mi?

Günebakanların doğu-batı hareketinin tam olarak nasıl işlediği öğrenmek isteyen bilim insanları, kapalı büyüme odalarında ve dışarıya konulan saksılarda gözlem ortamı oluşturacak şekilde deneyler yaparlar. Yapılan deneyler ile ilgili Kaliforniya Davis Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapan Stacey Harmer, LA Times’a olgun günebakanların güneşi izlediklerinin yaygın bir kanı olduğunu ama aslında bunun doğru olmadığını, olgunlaşmış günebakanların daima doğuya doğru yöneldiğini, gelişme dönemindeki günebakanlarda ise sabah saatlerinde doğuya yönelenlerin daha hızlı ısındığını ve bu nedenle batıya yönelenlerden 5 kat fazla dölleyici çektiğini belirten bir açıklama yapar.

Söz konusu araştırmada bilim insanları ayrıca genç günebakanların 30 saatlik bir ışık döngüsüne maruz bırakıldığında tekrar döngünün başına doğru hareket etmediklerini ancak 24 saatlik bir döngü sağlandığında, bitkilerin “güneş” yönünü takip ettiklerini gözlemler. 2016 senesinde Science dergisinde yayımlanan bu araştırma günebakanların güneşe yönelmesinin nedeninin sadece gün ışığının olmadığını, biyolojik ritim olarak da isimlendirilen sirkadiyen ritme de dayandığını açıklar niteliktedir (10).

Van Gogh ve Ayçiçekleri

Vincent van Gogh ve onun Ayçiçekleri… Van Gogh’un ressam Paul Gaugin’e duyduğu minnettarlığı ifade eden, kimilerine göre sarı rengi mutlulukla özdeşleştirerek kimilerine göre ise epilepsi hastalığı nedeniyle kullandığı ilaçların yan etkisi ile sıklıkla dönüp çalıştığı, kendi sembolü haline getirdiği ve farklı kompozisyonlarda yorumladığı çiçektir ayçiçekleri. Monet’in nilüferleri sahiplendiği gibi sahiplendiği ayçiçeklerinden “Biliyorsun şakayık çiçeği Jeannine’nindir, hatmi çiçeği Quost’a aittir, ayçiçeği de galiba biraz benim…” diye bahseder Van Gogh, kardeşi Theo’ya yazdığı bir mektubunda. 

Van Gogh’un günebakan çiçeklerine olan tutkusu 1880’lerin sonlarında başlar. Ressamın en bilinen eserlerinden olan “Sunflowers” (Ayçiçekleri) aslında iki seri natürmort resmini konu alır. İlk seri Van Gogh’un 1887 senesinde Paris’te yapmış olduğu 4 adet resimden oluşur. Bu resimlerde olgunlaşmış kesik ayçiçeklerinin bir zemin üzerinde resmedildiği görülür 

İkinci seri olan vazodaki ayçiçekleri serisi ise 3, 5, 12 veya 15 çiçekten oluşan 7 adet resimden oluşur (11). Van Gogh daha çok sarı rengi ağırlıkta kullandığı bu ikinci seriyi 1888-1889 senelerinde Arles’te bulunan Sarı Ev’inde kurduğu stüdyoda tamamlar. Kurduğu stüdyoyu hayranı olduğu Fransız ressam Paul Gauguin ile paylaşmak isteyen Van Gogh, çeşitli yollarla Gauguin ile temasa geçerek onu Arles’te bulunan stüdyosuna davet eder. 

Gauguin’in, davetini kabul ettiğini ve Arles’e geleceğini öğrenen Van Gogh, dostunun kalacağı odayı süslemek amacıyla birkaç resim yapmaya karar verir. Yaptığı ilk seri ayçiçeklerinden ikisini çok beğenen Gauguin’i etkilemek için ikinci bir seri ayçiçekleri yapmaya başlar. Bu ikinci seriyi vazoya yerleştirilmiş çeşitli boylarda ayçiçeklerinden oluşan bir kompozisyon olarak tasarlar. Dostunu heyecanla bekleyen Van Gogh, Sarı Ev’inde kurduğu stüdyoda yaptığı ayçiçeklerine ilişkin kardeşi Theo’ya mektubunda şöyle yazar

Çok sıkı çalışıyorum, bir Marsilyalının balık çorbası içerken gösterdiği hevesle resim yapıyorum; çok büyük ayçiçeklerinin yağlı boya resmini yaptığımı öğrendiğinde bu hevesime şaşmazsın herhalde. 

Üstünde çalıştığım üç tuval var elimde -birincisi, açık renk bir geri plan üstüne, yeşil bir vazoda üç çok kocaman çiçek, 15 numara bir tuval; İkincisi, biri tohuma kaçmış, taç yapraklarını dökmüş, biri tomurcuk halinde üç çiçek, geri plan koyu mavi, tuval 25 numara; üçüncüsü, sarı bir vazoda bir düzine çiçek ve tomurcuk (30 numara tuval). Sonuncusu açık renk üstüne açık renk, umarım en güzeli olacak. Bu konuyu bu kadarla bırakmayacağım herhalde. Artık Gauguin ile birlikte kendi atölyemizde oturmayı kuruyorum ya, stüdyo için dekorasyon hazırlamak istiyorum. Hep kocaman kocaman ayçiçekleriyle… Hani, senin dükkânın bitişiğindeki lokantada çok güzel süs çiçekleri vardı ya, orada, pencerenin içinde duran ayçiçeği hep aklımda. 

Bu fikri gerçekleştirirsem on iki ayrı tablo olacak; hepsi birden, sarı ve mavi üstüne bir senfoni oluşturacaklar. Her sabah şafakla birlikte bunun üstünde çalışmaya başlıyorum, çünkü çiçekler çok çabuk soluyor ve her tabloyu bir oturuşta bitirmek gerek.” 

İnsanlara umut aşılayan ayçiçeği ve mitolojik hikayesi (1)_1280x762

Günebakan Çiçeğinin Mitolojisi

Helianthus türü bir çiçek olan günebakan, bu özelliğinden dolayı Yunan mitolojisindeki güneş tanrısı Helios ile ilişkilendirilir (14). Yunan mitolojisinde kul köle olmayı temsil eden günebakan; Çinlilerde ise ölümsüzlük sembolüdür.  

Günebakan Çiçeğinin Hikayesi

Söylenceye göre günlerden bir gün güneş tanrısı Helios, kendisini yorgun hissettiği bir akşam Phtya kıyılarına iner. Kıyıda yürüyen Helios’un kulağına bir şarkının büyülü melodisi çalınır ve şarkı bitinceye dek bu sesi dinler. Sesin sahibi ile tanışmak isteyen Helios, kendini görünmez kılar ve ilerlemeye başlar. Şarkıyı söyleyen kişi o güne dek Helios’un görmediği güzellikte olan su perisi Clytie’dir. 

Clytie, Helios’un onu izlediğinden habersiz yeni bir şarkı mırıldanmaya başlar. Clytie’den gözlerini alamayan Helios ondan daha fazla uzak kalamayacağını hissedip periye doğru yaklaşır. Clytie ne olduğunu anlayamaz ve birdenbire karşısında beliren Helios’dan korkar. Helios periyi sakinleştirir ve ona korkmamasını söyler. Sözleriyle Clytie’yi etkileyen Helios her gün güneşle birlikte arabasını gökyüzünde bırakarak yeryüzüne iner ve Clyte ile birlikte vakit geçirir.  

Bir gün Helios’u ilk karşılaştıkları yerde beklemeye başlar Clytie. Günler geçer, Clytie beklemeye devam eder ama Helios gelmez. Bekler, bekler, bekler… Bitkin düşen Clytie’nin haline üzülen deniz tanrısı Thetis periyi günebakana dönüştürür. 

İnsanlara umut aşılayan ayçiçeği ve mitolojik hikayesi (3)_1280x851

Yararlanılan Kaynaklar

Özçoban. Anonim, Tosun, A. ve Özkal N., Anonymous , Gezgin

Editör: Saliha Kara