Gözlerimiz dünyanın güzelliklerini görmemizi sağlayan organlarımız, bazen tehlikelerle baş başa kalabilirler. Glokom hastalığı göz sağlığının en tehlikeli düşmanlarından biri. Bu hastalık sinsi bir şekilde ilerleyen ve tedavi edilmediğinde kalıcı körlüğe neden olabilen bir hastalıktır. Dünya genelinde körlük vakalarının yaklaşık yüzde 20'sine yol açan glokom, çoğu zaman belirti vermeden ilerler. Uzmanlar, hastalığın erken teşhisinin hayati önem taşıdığını vurguluyor.
Glokom Nedir ve Nasıl Gelişir?
Glokom, göz içindeki basıncın artmasıyla görme sinirine zarar verir ve bu süreç zamanla görme kaybına yol açar. Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen bu hastalık, genellikle yavaş ilerler ve başlangıçta belirti vermez. Bu yüzden, hastalar çoğu zaman gözlerinin zarar gördüğünün farkına varamazlar. Eğer erken tedavi edilmezse, görme kaybı kalıcı hale gelebilir.
Kimler Risk Altında?
Uzmanlar, glokom riski taşıyan kişiler hakkında uyarılarda bulunuyor. Yüksek göz tansiyonu, yaşın ilerlemesi, ailede glokom öyküsü, sigara kullanımı, hipertansiyon, diyabet, göz yaralanması ve uyku apnesi gibi faktörler glokom riskini artırmaktadır. Özellikle 40 yaş ve üzerindeki kişilerin düzenli göz muayenesine gitmesi, glokom gibi tehlikeli hastalıkların erken tespiti için büyük önem taşır.
Tedavi Yöntemleri
Glokomun tedavisinde erken teşhis oldukça önemlidir. İlk aşamalarda göz damlalarıyla tedaviye başlanır. Ancak, bu tedavi yeterli olmadığında lazer tedavisi uygulanabilir. Lazer tedavisinin de etkili olmadığı durumlarda ise cerrahi müdahale gerekebilir. Glokomun ilerlemesini engellemek ve görme kaybını önlemek için düzenli göz muayenelerinin yapılması gerektiği uzmanlar tarafından sürekli olarak hatırlatılmaktadır.
Kimler Daha Fazla Risk Taşıyor?
Glokom, yalnızca ileri yaştaki bireylerde değil, aynı zamanda göz travması geçirenler, yüksek miyopisi olanlar ve aile geçmişinde glokom bulunan kişilerde daha yaygın görülebilir. Bu nedenle, glokom riski taşıyan kişilerin düzenli olarak göz muayenesi yaptırması kritik bir öneme sahiptir. Uzmanlar, glokomun erken teşhisiyle tedavi edilebileceğini ve bu sayede görme kaybının önlenebileceğini belirtiyor.