Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi’n Kültürevinde konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen “Dindarlığımız” konusunda çok sayıda dinleyiciye hitabetti.

TYB Erzincan Şubesinde  kitaplarını imzalayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı  Burhan İşliyen daha sonra kürsüye gelerek salonu dolduran  nitelikli bir çoğunluğa hitabetti. 

“Dindarlığımız” konusunu Kur’ân-ı Kerim’den ayetler ve Hz. Peygamberin hadislerinden örneklerle masaya yatıran Başkan Yardımcısı İşliyen, hayatın içinden örneklerle ve Kur’ân-ı Kerim ayetlerinin rehberliğinde, Hz. Peygamberin hadis-i şerifleri ışığı altında sahabe hayatından tablolar sunarak katılımcılara “dindarlığımız” konusunda  önemli mesajlar sundu.

Dünya ülkelerinde yaşanan Müslümanlık üzerine de göndermeler yapan Başkan Yardımcısı Doç. Dr. İşliyen; “Tüm Avrupa ülkelerinde 5 milyonun üzerinde Türk varlığımız olduğunu, oralarda bizim inandığımız değerlerle, yaşam tarzımızın, hayat ilkelerimizin çok farklı olduğunu, İslâmın samimi Müslümanlar tarafından ne kadar iyi, ahlâklı, dürüst ve takvâ ekseninde temsil edilirse, o nispette İslâmi yönelişin artış gösterdiğini” söyledi.

Erzincan’da fiyatı 100 liradan 250 liraya çıktı Erzincan’da fiyatı 100 liradan 250 liraya çıktı

İşliyen  konuşmasında “Filistin örneğini, Gazze katliamını ve kıyamını dünya kamuoyunun gündemine taşıyan bir avuç Müslümanın, kitlelerin 20 kat artarak İslâmı benimsediğini, inanç arayışlarıyla ilâhî istikamete yöneldiğini Müslüman azınlığın dürüst ticaretlerinin kitlelerin İslamiyet’e yönelişinde önemli bir etken olduğunu, Bedîü’z - Zaman Said Nursî’nin deyimiyle ki; ‘eğer biz, ahlâk-ı islâmiye’yi bütün eczâsıyla dürüst bir şekilde tatbik edebilsek, bütün ecnebi ülkeler fevç fevç İslamiyet’e dehâlet eder’ diyerek bir hakikati ifade etmesi gibi unsurlar insanlığın İslamiyet’e olan ilgisini, bağlılığını deklare eder." şeklinde konuştu. 

Doç. Dr. Burhan İşliyen konuşmasının bir bölümünde ise “Kur’an-ı Kerim’de yaratılışın hedefi kulluktur. İki şey olmasa dünyada yaşamanın bir anlamı yoktur: İman ve ibadet. Biz buna mahzâ kulluk diyoruz. Kur’an’da müteaddit ayetlerde bu hususa vurgu yapılır ve bizden istenen en hayati şeyin kulluk olduğu bize anlatılır.” Diyerek Kehf sûresinde, Furkân Suresinde, Zâriyât Suresinde mevzu ile alakalı olan ayetlerden misaller verdi ve “yaratılışın hedefi kulluk, kulluğun gereği ise güzel ahlâktır” dedi. Ankebût suresinden bir örnekle namaz ve oruç ibadetlerinden örnekler verdi. Tövbe suresinden ayetlerle de zekâta dair açıklamalarda bulundu. Hac Suresinden ayetlerle de hacca dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Hepsindeki temel amacın “ahlâklı insan, ahlâklı toplum” ilkesinin hayata geçirilmek olduğunu sözlerine ekledi.

“Bizim yaşadığımız din, kitap merkezli bir din mi, yoksa gelenek merkezli, örf ve adetlere bağlılığın ön plana çıkarıldığı, “Allah ne der?” sorgusunun ötelenip, “el âlem ne der?” Kuşku ve endişelerinin, korkularının hâkim olduğu bir anlayışın neticesi olan bir din/ inanç mı? Bu durumu durup düşünmeli, derinlemesine sorgulamalıyız” dedi.

Konuşmasının arasında yer yer hayatın içinden menkıbe ve misallerle de konuşmasını kıymetlendiren Başkan Yardımcısı İşliyen, Hz. Ömer’e atfedilen bir misalle insanların İslami samimiyetini, dindarlığını anlamak için “Bir kimsenin namazı ve orucu sizi aldatmasın! Dirhemle ve dinarla olan ilişkisine bakın!” ifadesiyle farklı bir boyuta işaret etti. Bir insanı tanımak için üç soru sorulması gerektiğini ki bu soruların; “onlarla arkadaşlık yaptınız mı, onlarla komşuluk yaptınız mı, onlarla ticaret yaptınız mı” ilkeleriyle netlik kazanabileceğini, aksi takdirde gerçek Müslümanlık ölçüsünün anlaşılmayacağını ifade etti.

Konuşmasının sonunda Sahabe hayatından tablolardan bir örnekle Tûme b. Übeyrik olayını misal olarak takdim etti. Şöyle ki, Nisa suresi 105-109. Ayetlerde anlatılan; “Biz sana Kitab (Kur'ân)ı hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma!

Allah'tan bağışlanmanı dile. Şüphesiz, Allah bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.

Kendilerine hainlik edenleri savunma. Muhakkak Allah hain günahkârları sevmez.

Bunlar, insanlardan (hainliklerini) gizlerler de Allah'tan gizlemezler. Oysa o, geceleyin istemediği şeyi kurarlarken onların yanı başlarındadır. Allah, onların yaptıklarını (ilmiyle) kuşatmıştır.

Haydi, siz dünya hayatında onları savunuverdiniz (diyelim). Peki, kıyamet gününde Allah'ın huzurunda onları kim savunacaktır? Yahut onlara kim vekil olacaktır?”

Bahsi geçen ayetlerde Peygamberimiz (s.a.v) uyarılmakta ve hainlerin iftiraları kendisine bildirilmektedir. Böylece Peygamberimiz hainlerin yalanlarından, iftiralarından dolayı yanlış karar vermekten korunmaktadır.

 Bu misal ile konuşmasını tamamlayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi’nin 100 saatlik “Yazar Okulu” programının sona ermesi anısına, program yürütücüsü Prof. Dr. Mahmut Abdullah Aslan’a şükran nişanesi olarak bir plaket takdim etti. Aynı şekilde Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi’nin konuk konuşmacısı olarak Prof. Dr. Mahmut Abdullah Aslan’da Doç. Dr. İşliyen’e bir plaket takdiminde bulundu. Misafir katılımcılara çay ve pasta ikramı ile program sona erdi.

Yazarlar Birliği Şube Başkanı Halil İbrahim Özdemir ise  davetlerine icabet eden  Diyanet işleri Başkan Yardımcısı Doç Dr. Burhan İşleyen ve 100 saat Yazar Okulu dersleri veren  Mahmut Abdullah Aslan'a teşekkür etti. T Y B-1

Editör: Halil İbrahim Özdemir