Erzincan'da oldukça ilginç hikayelere sahne olan köyler efsaneleşmiş hikayeleriyle dikkat çekmekte. Bu ilde uğrayacağınız her köy yaşanan enteresan birkaç olaya mutlaka sahne olmuştur. Hal böyle olunca efsanelerin çokluğu da kaçınılmaz bir hal almış durumda. İşte Erzincan'da oldukça meşhur olan efsaneler ve örnekleri;

Erzincan, halk kültürünün en derin izlerini taşıyan ve birbirinden ilginç efsanelerle zenginleşmiş bir bölge olarak dikkat çekiyor. Bu efsaneler, toplumsal değerler, ahlaki dersler ve manevi öğretiler sunarak yerel halkın düşünce yapısını şekillendirmiş. Erzincan ve çevresindeki efsaneler, insanları doğruya, iyiliğe, yardımlaşmaya ve manevi değerlere saygıya davet eden önemli hikayeler barındırıyor.

Ergan Dağı’nda yarıyıl yoğunluğu Ergan Dağı’nda yarıyıl yoğunluğu

Ruhi Kara’nın derlediği 163 Erzincan efsanesi, dini, tabiatla ilgili ve halk kahramanlarını anlatan pek çok farklı konuyu ele alıyor. Bu efsaneler arasında en bilinenleri arasında Terzibaba, Sultan Melik ve Kırkgöz gibi figürler yer alırken, cinler ve gelinler ile ilgili anlatılar ise özellikle dikkat çekiyor.

Cinlerin Düğünü:

Erzincan'da bir köyde yaşayan hoca, bir gün başka bir köye gitmek üzere yola çıkar. Yolda bir tepenin arkasından garip sesler duyar. Merakla sesin geldiği yere doğru yönelir. Burada karşısına değişik kılıklarda varlıklar çıkmıştır. Bu varlıklar, kendi aralarında bir düğün yapmaktadırlar. Hoca, dua okuyarak onlara yaklaşır ve bir cinin üzerine kendi kızının elbisesini giydiğini fark eder. Şaşkınlık içinde, cinlerin arasından ayrılırken, ayakları kayar ve düşer. Ancak bu düşüş, cinlerin etrafını sarıp bir halka oluşturarak dans etmeye başlamalarına sebep olur. Hoca dua ederek korkuyla onlardan uzaklaşır.

Evine döndüğünde kızını çağırarak elbisesini inceler. Kızının elbisesinin bir kenarının yırtıldığını fark ederler. Hoca, bu olayı gizemli bir şekilde yorumlayarak kızına, her zaman besmele ile elbisesini dolaba koyması gerektiğini öğütler. Bir ay boyunca korku içinde susan hoca, iki ay sonra vefat eder.

Gelin ve Alayının Laneti:

Erzincan’ın Çatalarmut nahiyesinde, kırmızı toprakla şekillenen dikitlerin ardında da ilginç bir efsane bulunur. Bir düğün alayı, gelini başka bir köye götürmek üzere yola çıkar. Ancak, alayın önünü aksakallı bir ihtiyar keser ve bahşiş ister. Düğün sahibinden ve diğerlerinden yardım alamayan ihtiyar, "Hepiniz taş kesilesiniz" diyerek lanetler. Aniden düğün alayı, birer taş haline gelir. Gerçekten de karşımıza çıkan bu ihtiyar, Hızır'dan başkası değildir. Hızır, halk arasında fakirlere, yoksullara ve yaşlılara yardım etmeyi telkin eden bir figürdür.

Bu efsane, Erzincan halkının yardımlaşma, başkalarına saygı ve şefkat gösterme anlayışını yansıtarak, toplumsal değerlerin önemini vurgular.

Efsaneler, bölgenin tarihi geçmişine ışık tutmakta hem de halk kültürünün derinliklerine inen değerli bir mirası bizlere sunmakta. Ayrıca bu tarz halk anlatıları, yerel halkın manevi ve ahlaki kodlarını şekillendiren önemli bir öğe niteliğinde.

Editör: Merve Kiraz